15.bölüm

935 126 23
                                    

Bölüm 15: Bunun adı aşksa eğer

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Bölüm 15: Bunun adı aşksa eğer...

Bölüm şarkısı: Tuğkan/ Civciv

İyi okumalar

.........

Aklımda sürüyle koşuşturan kötü düşüncelerin bir yere geç kalmış gibi daha hızlı adımlarla hareket etmeleri ve zihnimin en ücra köşelerine erişmeden rahat etmeyeceklerini düşündüğüm şu dakikalarda aynadaki yansımama bakarak bir kez daha-ki kaçıncı olduğunu saymayı dördüncüden sonra bırakmıştım- yüzümü buruşturuyorum dostlarım.

"Yine ne oldu?" diye sormayın bana. Zira o kadar gergin hissediyorum ki kendimi, avuç içlerimi yüzlerce kez bir yerlere silsem de yine de terlemelerini durduramıyorum bile.

Ben böyle gergin ve heyecanlıyken Melek'in üstündeki bol eşofmanlarıyla benim yatağıma kurulmuş Puding ile oynamasını ona kötü kötü bakmama sebep sunuyorum. 

Yazardan not:Puding Yiğit ile sahiplendikleri kedinin ismiydi unuttuysanız. Hadi devam edin.

Oda bakışlarımı hissetmiş olacak ki kafasını hafifçe kaldırırken aşağıdan yukarı doğru yavaş yavaş beni süzüyor ve suratını buruşturuyor.

"30 yaş kombini olmuş. Değiştir." demeden önce bakışlarını tekrardan aşağı indirdiği için ona karşı olan ölümcül bakışlarımın tesiri altında kalamıyor ne yazık ki! Bense durduğum yerde bir çocuk gibi zıplayıp ağlama isteğimi bir kenara bırakıyorum ve ona "Bundan önceki elbiseye de bir bahane buldun Melek." diyorum sakin tutmaya çalıştığım sesimle. Artık ne kadar sakin çıktıysa...

Omuzlarını silkerek "O da kınaya giden görümce gibi durmuştu,ne yapabilirim?" diyip hemen ardından ekliyor. "Sanki kötülüğün için konuşuyorum abla. Moda tasarım okuyup bitiren biri ilk iş görüşmesine kalem etekle mi gidecek yani?"

İlk iş görüşmesi...

Hayatınızda daha önce hiç iş görüşmesine gittiniz mi bilmiyorum çiçeklerim ama eğer gitmediyseniz size ölüm gibi bir şey olduğunu belirtmek isterim. Aklınızdan aynı anda yaşanabilecek binbir türlü olumsuzluk geçerken söylenen hiçbir yatıştırma cümlesinin kafamda hortum misali dönüp duran düşünce selselesini dindirememesi de cabası üstelik.

Aynada kendime bir kez baktığımda ne yazık ki Melek'e hak veriyorum. Çünkü üstümdeki etek ve gömlek çok basit duran görüntülerini adeta haykırıyorlar. Ben tam pes etmek üzere yatağımın köşesine oturmuşken Melek bir kez daha sözü devralıyor.

"Neden zorlama bir şeyler giymeye çalışıyorsun ki?"

Omzumun üstünden arkaya doğru ona bakarak "Nasıl yani?"diye soruyorum.

"Demek istediğim yok etekmiş,elbiseymiş. Kendi tarzın gibi giyinsene. Diğerleri üstünde zorlama gibi duruyor." diyor kardeşim. Düşünce söylediği çok mantıklı geliyor ve kendi kendime durumun heyecanından bunu düşünmemiş olmama sinirleniyorum.

Beni Sev RomeoHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin