17.bölüm/ Yiğit

1K 115 68
                                    

Bölüm17: Saçlarına güneşi sığdıran kadın

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Bölüm17: Saçlarına güneşi sığdıran kadın.

Erkin Koray/ Seni Her Gördüğümde

İyi okumalar
...

Hukuk okumaya karar verdiğim dönemler lisenin başlarına dayanırdı. Hiçbir zaman normal bir erkek çocuğu olmamıştım. Bunu bunu söyleyen annem. Sabah çıkıp geceleri dönmezdim eve, sokaklarda saatin kaç olduğunu fark edemeyecek kadar dolanmazdım, arkadaşlarımın peşine takılıp okuldan kaçmamıştım mesela hiç. Asosyal değildim ama kendimle daha iyi anlaşıyordum diyelim. Okuduğum kitaplarla daha çok şey paylaşıyor, elime aldığım kalemle, kağıda sözlerle aktardığımdan daha fazla şey aktarıyordum. Duygularımı sözle anlatmak hiçbir zaman kolay olmamıştı.

O işlerde hiç topum olmamasına rağmen bir keresinde çok kötü bir kavgaya karışmıştım. Ne annem eve ağzım yüzüm birbirine karışmış bir şekilde gelebileceğimi beklerdi benden, ne de öğretmenlerim müdürün odasına girdiğimizde hala kavga ettiğim çocuğun üstüne her an atlayabilecekmişim gibi duruyor olmamı.

Okulda Faruk diye bir çocuk vardı. Maddi durumları iyi değildi. Bunu her zaman üstüne küçük gelen okul formasından ve paçaları bir karış kısa olan pantolonundan onu tanımasanız bile anlayabilirdiniz. Lisede bazı kalıplaşmış tipler vardır ya hani, ezenler ve ezilenler. Faruk hiçbir suçu olmamasına rağmen hep ezilen tarafta olurdu. Oysa o kadar kendi halinde bir çocuktu ki, kimseye zararının dokunduğu ne görünmüş ne de duyulmuş bir olaydı. Ki o zamanlar bunu gözlerimle görsem bile inanmayacağımı düşünürdüm.

Bir gün okuldan çıktığımda o günlüğüne beni alacak olan annemi beklemek için banklardan birine oturmuştum. Neredeyse herkes gitmişti. Annem neden bilmiyorum geç kalmıştı. Ben öyle oturmuş onu beklerken ileride iki çocuğun Faruk'u hırpaladıklarına tanık oldum. Kendime güvenmiyordum. Yanlarına gidip ayrabileceğimi de sanmıyordum. Bir an için okula dönüp birilerini çağırmak aklımdan geçse de ben bunu yapana kadar Faruk'u iyice benzeteceklerini düşündüm.

Uzun boylu çocuk-adını hatırlamıyorum- Faruk'u ittiğinde ve Faruk sert bir şekilde yere düştüğünde içimde bir şeylerin koptuğuna şahit oldum. Bu beni o kadar sinirlendirmişti ki ne zaman ayağa kalkıp yanlarına gittiğimi ve çocuğun suratına sert bir yumruk attığımı hatırlamıyordum bile.

Dayanamıyordum. Birilerine haksızlık yapılmasına, suçsuz yere insanların üstüne gidilmesine, aşağılanmalara,kimsenin sesini çıkaramadıklarına.

Dayanamadığım kadar anlamlandıramadığım da bir çok şey vardı. İnsanları mesela, anlamıyordum. Düşüncelerimin okyanus olup beni boğmaya çalıştığı anlar olurdu. Ben yine anlamazdım insanları,yine dayanamazdım bazı davranışlara. Düşünürken yoruldum ama düşünmeden de yapamazdım

Beni Sev RomeoHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin