Bölüm 18: Mecalim yoktu,aşık olmaya
Sertap Erener/Kime Diyorum......
Her yeni sene yeni bir yaş aldığımızı ve büyüdüğümüzü düşünürüz. Bir bakıma doğrudur bu. Sevdiğimiz şeyler değişir, olayları algılayışımız değişir, verdiğimiz tepkiler değişir. Bakışımız,duruşumuz, yüz hatlarımız, kullandığımız kelimeler.
Oysa ben kendimi şuan hiç değişmemiş gibi hissediyordum. Hiç büyümemiş, hiç yaş almamış. Hala şuan elimden oyuncağım alınsa hüngür güngür ağlayacakmış gibi. İstediğim yapılmadığında yere çöküp mızmızlanacakmış gibi. Ben şuan hiç büyümemiş olmayı dilerdim. Belki de tam bu yüzden böyle hissediyorum, bilmiyorum. Çünkü tam şu anda tek derdimin sek sek için elime aldığım taşı karelerden birinin içine denk getirebilmek olmasını yeğlerdim.
İşte tam da böyle hissederken ağlamamayı bir şekilde başarabildim.
Arkamı dönüp ordan ayrılırken de, boğazıma oturan yumruyla eve gidene kadar yutkunamadığım o bütün dakikalarda da, evde beni bekleyen kızlara durumu açıklarken de...
Göz pınarlarıma ısrarla dolan göz yaşlarını teker teker yuttum.
Nasıl başardım bunu,inanın bilmiyorum. En küçük zerrelerime kadar kırıldığımı hissederken; o kırgınlık hiç gitmez, beni asla terk etmezmiş hissiyle yanıp tutuşurken özellikle.
Kızlar ortalığı yıkmamı, hüngür hüngür ağlamamı, günlerce yataktan çıkamayacağımı beklerlerdi benden. Bende kendimden bunu beklerdim.
Bu yaşıma kadar aldığım bütün kararlarda kalbimin sesini dinlemiştim ben. Mantıklı olan seçenek her ne kadar mantıklı olursa olsun, kalbim onun benim için kötü seçenek olduğunu düşünüyorsa bütün mantık tabuları yıkılırdı gözümde. Duygularımı da uç noktalarda yaşayan bir insan olmuştum hep. Varsın olsun, sonunda üzüleyim. Ben yine kalbimi dinlerdim. Yine üzülürdüm. Yine kırılırdım. Sonra bir şekilde toparlamasını öğreniyordu insan.
Bu seferki hiç toparlanmazmış gibiydi oysa. Ben kalbimi dinleyip bir adama bile bile tutulurken ve sonunda binbir parçaya ayrıldığımı iliklerime kadar hissederken bu sefer olmazdı. Bu sefer toparlanmak hiç de kolay olmayacaktı.
İçinizden sizi siz yapan şeylerin zorla koparıldığını hissedin. Umutlarınızı ve hayallerinizi bağladığını şeylerin elinizden alındığını. Kendimi öyle bitkin hissediyordum ki içimden ağlamak bile gelmemişti. Ağlasam bile bu kırgınlık geçmezmiş gibiydi. O duyguları en doruklarda yaşayan ben öyle sakin davranıyordu ki sanki iki gündür ortalarda dolanan kişi ben değildim. Yabancıydı bu kişi,hem de herkese.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Beni Sev Romeo
Storie breviEvet, o Romeo'ydu. Yalnız ben Juliet değildim. -Tamamlanmış hikayedir.- 27.11.20 #1 chick-lit ..... Kapak tasarımı @Tent_oria 'ya aittir