Bölüm13: Doğum günü part2
Sen diye öldüm ben.Bölüm şarkısı: Yalın/Bir bahar akşamı.
İyi okumalar
.......
Elimde tuttuğum mat toz pembe ruju dudaklarıma dikkatlice sürüyorum. Aynadaki aksim buraya ilk adım attığımdan çok daha iyi görünüyor artık. Hastanede yattığım yataktan dolayı dağılan saçlarım, sabah yüzüme hiçbir şey sürmediğim ve hasta olduğum için sarımtırak bir renk alan yüzüm...
Her şeyin iyi olduğuna karar verdiğimde partinin yapılacağı mekana ayak bastığımızda ve herkesin aniden ortaya çıkarak Yiğit'in doğum gününü kutladığı sırada aralarından sıyrılıp hızlıca tuvalete gidiyorum dostlarım.
Yiğit'in kollarını kardeşine dolayıp başına kondurduğu ufak öpücük ve ona olan sevgisini sadece güven verdiği dışardan belli olan kollarından bile anladığım anlarda aklıma nasıl göründüğüm pek uğramıyor açıkçası. Sonra ise önümdeki onlarca insanın arasından camdaki yansımamı fark ediyorum ve fark etmem bile yetiyor koşarak tuvalete kaçmam için.
Sonrasında zihnimin güzel bahçelerine çiçek gibi serpiştirdiğim anılarım tomurcuk vererek bana kendilerini hatırlatıyorlar.
Küçük bir çocukken ve bulutların pamuk şekerlerden yapıldığına büyük bir inançla bağlı olduğum o dönemlerde annemin Melek ve bana anlattığı masalların bazı parçaları aklımda beliriyor.
Melek hiçbir zaman masalın sonunu bekleyecek sabra sahip olmadığı için annem daha hikayenin yarısındayken uykuya dalardı. Bense annemin okuduklarına o kadar fazla dalar ve o evrenin içinde kendime bir yer bulmak için o kadar çabalardım ki sırf bunun için büyüyünce bir prenses olacağıma kendimi inandırdığım zamanlar olmuştur. Melek'in aksine büyük bir sabırla hikayenin sonunu bekler, meraklı gözlerimi bir an olsun kapatmazdım. Aslında masalların ve hikayelerin mutsuz sonla bitmeyeceğine inancım tamdı ama sonlarını kendim tahmin etmeye çalışmak çok hoşuma gidiyordu.
Hoşuma giden bir şey daha vardı. Beynimde kurduğum hikayelere kendimi baş rol yapmam ve kendimi kaptırmam gibi. Tamda şuanda sonunu kendimin yazmaya çalıştığı bir masalın ana karakteriyim sevgili sırdaşlarım. Belki Yiğit'in doğum gününde bir prensese dönüşme isteğim tamda bu yüzdendi. İstediğim insanların beni prenses olarak görmesi değildi, o kadar da kimin ne düşündüğünü önemseyen bir yapım olmamıştı hiçbir zaman. Ama önemsediğim kişilerin düşündükleri...
Romeo'nun Julie'ti olmaktı asıl olan. Buda benim yazdığım ve belkide gerçek hayatta olduğumuz gerçeğini bir kenara bırakıp sonunun mutlu sonla biteceğine o, 10 yaşlarındaki çocuk kalbimle inandığım masalımdı. Başrollere biçilen rol ise mutlu olmak ve mutlu etmekti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Beni Sev Romeo
Historia CortaEvet, o Romeo'ydu. Yalnız ben Juliet değildim. -Tamamlanmış hikayedir.- 27.11.20 #1 chick-lit ..... Kapak tasarımı @Tent_oria 'ya aittir