Karsu/Jest oldu
Yüzümdeki gülümsemeyle elimdeki kutuyu çantama atıyorum. Bunu kaçıncı kez yaptığımı saymayı bir kenara bırakıyorum zira geceden beri yattığım yerde durmadan sağa sola dönerken bir şekilde ellerimin kutuyla buluşmasını engelleyemiyorum dostlarım.
Sizleri bundan dört ay öncesine götürmek istiyorum. Deniz kenarında bir kafede kızlarla oturduğumuz o güne. Yiğit'i gördüğüm o ilk güne.
Geriye dönüp baktığımda o anki halime gülüyorum. Kendimden emin bir şekilde savunduklarım, birine kendimi sevdirebilmek için belli başlı kuralların varlığından söz ettiğim o halimi düşündüğümde bugüne kadar her şeyi yanlış anladığımı fark edebiliyorum.
Aşık olacağınız kişiyi kendiniz seçemezdiniz ve yaşayacağınız şeyler sizin kontrolünüz altında gerçekleşmezdi. Bense hayatım boyunca her ilişkimde her şeyin benim planlarım doğrultusunda gelişmesi için çabalamıştım. Belki de bu yüzden hepsinin sonu hüsranla sonuçlanmış, doğru kişiyi bulma takıntımdan dolayı üzülen taraf ben olmuştum.
Kitaplarda gördüğümüz doğru insan kalıplarını gerçek hayata uyarlayamazdık çünkü kimse kusursuz değildi. Yiğit'i ilk gördüğümde onun kusursuz olduğuna inanmıştım. Onun beni kırabileceğine ihtimal dahi vermemiştim. Gel gelelim ki en çok beklenmediğim kişi tarafından kırılmıştım. Belki de en çok beklemediğimden ötürüydü bu denli kırılmam. Ama her insanın eksik bir yanı vardı. Yiğit kırdığı yerleri yine kendi sarmıştı.
Şimdi önüme baktığımda ise birisiyle güleceksem de kavga edeceksem de birbirimizi bazen kıracak olsakta kırdığımız yerlerden toplayabileceğimiz tek bir kişiyi görüyordum. Benim her şeyi doyasıya yaşamak istediğim tek bir kişi vardı ve bu kişi Yiğit'ti. Yiğit haklıydı. Romeo ve Juliet olmak zorunda değildik. Biz sadece Nehir ve Yiğit olarak da çok mutlu olabilirdik. Belki kusursuz bir ilişkimiz olmazdı ama birbirimizin yüzünü güldürdüğümüz her an çok değerli olurdu.
Yiğit'in bana teklifi çok açıktı ve onu bu denli severken teklifini reddetmeme imkan yoktu. Fakat yüzüğü parmağıma takmamıştım. Yiğit'in beni sevdiğine, ona bütün kalbimi açabileceğime ve krallığını kalbimin surlarına kadar ilerletse de bundan pişman olmayacağıma emindim. Yine de onunla yaşayabileceğimiz her şeyi yaşamak istiyordum. İşlerin ciddi bir boyuta geldiğini farkettiğimde ve her şeyi bütün gece düşünüp emin olduğumda artık ailemle bunu paylaşma gerektiğine karar vermiştim. Bunun içinse sabahı beklemem gerekiyordu.
Zamanın geçmesi hiç bu kadar zor olmamıştı dostlarım, ciddiyim.
Bir geceyi gözümü kırpmadan tamamlamak da öyle. Ertesi gün ile ilgili bin bir türlü hayali zihnimin ufuklarına yerleştirirken arabaya atlayıp kapısına gitme istediğini bastırmak da hatta. Hiç kolay olmamıştı...Sonunda sabah olduğunda bütün benliğimi bir telaş sarmıştı. Yakında yirmi üçüme girecek olsam bile ailemin karşısına geçip birini sevdiğimden bahsetmek kolay değildi. Bunu bilmeye hakları vardı çünkü geçen kötü günlerde kendim üzüldüğüm kadar onları da üzmüştüm. Bütün gece nasıl söylemem gerektiğini planlamaya çalışsam da artık plan yapmaktan vazgeçmeye karar vermiştim. Onlara kendim gibi söyleyecektim. Düşünmeden, pat diye.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Beni Sev Romeo
Short StoryEvet, o Romeo'ydu. Yalnız ben Juliet değildim. -Tamamlanmış hikayedir.- 27.11.20 #1 chick-lit ..... Kapak tasarımı @Tent_oria 'ya aittir