•12•

2.7K 434 433
                                    

༄༄༄

Lisa'dan;

"Notiasse... Bu kelimeyi hiç duymuş muydunuz? Ya da ne anlama geldiği hakkında bir fikriniz var mı?"

Adının Kim Yong Sun olduğunu öğrendiğim felsefe hocasının konuşmasıyla beraber kafamı iki yanıma doğru salladım çünkü bu kelimenin ne olabileceği hakkında en ufacık bir fikrim bile yoktu.

Ders başlayalı sadece birkaç dakika olmuştu ve bu sürede de bize kendini tanıtmış, daha sonrasında da direkt olarak bu kelimeyle beraber derse başlamayı tercih etmişti.

Dünkü olaylı dövüş dersinin ardından şatoya gittiğimizde oldukça şaşkın olan Jennie ve Taehyung'la beraber aynı şaşkınlığı biz de yaşamıştık. Neyse ki Jongin'in durumunun iyi olduğunu ve bir süre sonra toparlanacağını öğrenmiştik de, içimiz birazcık rahatlamıştı.

Bugün sabah ise yine güç kontrolü dersine girmiştik fakat Ahn Hye Jin, geçen günlerde yaşanan çekirge olayından dolayı tedirgin olmalı ki, bu sefer direkt uygulama yapmak yerine teorik ders işlemeyi tercih etmişti.

Çok bir şey anlayamadığım bir dersin ardından şimdi ise, felsefe dersindeydik. Gerçi bu dersi neden gördüğümüz hakkında da pek bir fikrim yoktu ama yapacak bir şeyim olmadığı için de, mecburen kim ne yaparsa ona uyuyordum işte.

"Hayır, Bayan Yong Sun daha önce duymadım. Ne anlama geliyor?"

Yanımdan gelen sesle beraber kafamı istemsizce oraya doğru çevirdiğimde adının dersin başında Sehun olduğunu öğrendiğim kişinin, hocaya doğru merakla baktığını fark ettim.

Bakışlarımı üzerinde hissetmiş olacak ki, kafasını bana doğru çevirdi. Yakalandığımı hissederken, saçmalamamak adına hafifçe gülümsediğimde; o da aynı şekilde gülümsedi ve göz kırparak bakışlarını tekrardan hocaya doğru çevirdi.

Bu hareketi karşısında gözlerimi devirmek istesem de, bundan vazgeçtim ve tam önüme döneceğim sırada da, üzerimde hissettiğim bir çift gözle beraber duraksamak zorunda kaldım.

Hemen arka çaprazımda oturan Jungkook'un delici bakışlarına maruz kalırken, bu bakışlarını anlamlandıramadığım için tek kaşımı kaldırdım ve ne diyorsun dercesine ona doğru bakmaya başladım.

"Dikkatimi dağıtıyorsun, senin yüzünden derse odaklanamıyorum! Ha bire yan tarafına dönüp durma ve artık önüne dön Lisa!"

Dedikleriyle beraber histerik bir şekilde güldüm ve iyice arka tarafıma doğru döndüm. "Sadece bir kere yan tarafıma döndüm sorunlu çocuk! Ayrıca ders başlayalı kaç dakika oldu sanki de, bana laf ediyorsun?!"

Sesim sinirlendiğimden olsa gerek çok hafiften yüksek çıkarken, bu sırada Jungkook'un yanında oturan Taehyung'un ise, bize karşılık ne yapıyorsunuz dercesine baktığını fark ettim.

"Hiç dönme o zaman! Göz zevkimi bozuyorsun, daha derse başlamadan isteğim kaçtı resmen!"

Dedikleriyle beraber gözlerimi devirdim ve elimi hafifçe masasına vurdum. "Bana bak Jungkook! Seni öyle bir döverim ki, aklın şaşar! Siktir git, uğraşma benimle ya!"

"Böyle bir kıza göz zevkimi bozuyor diyen bir erkeğin, ya gözlerinde problem vardır ya da beyinsizdir. Anladığım kadarıyla da, sizin gözlerinizde pek bir problem yok. Probleminiz daha büyük olmalı, Jeon Jungkook..."

Az önce sinirle söylediklerim üzerine Jungkook, bana cevap verecekken Sehun onun yerine konuştu ve dedikleri ile beraber de, istemsizce sırıtmama sebep oldu. Resmen Jungkook'a beyinsiz diyordu ve pek de haksız sayılmazdı aslında.

Love PoisonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin