•13•

2.6K 427 439
                                    

༄༄༄

Lisa'dan;

"Fazla güzelsin..."

Tek elini yanağıma doğru çıkarttı ve hafifçe okşadı. Bu hareketi ve bakışları karşısında istemsizce sırıtırken; sırtımı, yasladığım ağaçtan hafifçe ayırdım ve kendimi ona biraz daha yaklaştırdım.

"Peki ya, istediğim her şeyi yapar mısın Jungkook?"

Dudaklarımı kulağına doğru götürüp hafifçe temas ettirerek fısıldadığımda gözlerini bir süreliğine kapattığını ve sonra da açtığını fark ettim. Tek elini ağaca yasladı, diğerini ise yanaklarımdan çekerek belime doğru indirdi.

"Sen iste yeter ki, ne olduğunun bir önemi yok..."

Dedikleriyle beraber yüzümdeki sırıtış daha da büyürken, bu sefer ben elimi onun yanağına doğru çıkarttım. Bu hareketimle beraber yanağını elime doğru bastırarak gözlerini kapattı ve bu yüzümdeki sırıtışın gülümsemeye dönmesine sebep oldu.

Birkaç saniye boyunca onu izledikten sonra kendime gelmek adına hafifçe öksürdüm ve yüzümde oluşan bu anlamsız gülümsemeyi silerek konuşmaya başladım.

"Beni güzel buluyor musun? Dünden beridir içine düşeceğin Yerim mi daha güzel yoksa ben mi Jungkook?"

İçimden bu dediğime kahkahalar atsam da, dışıma yansıtmayarak gayet masum bir şekilde ona doğru bakıyordum. Bu sırada o ise, gözlerini yüzümün her yerinde gezdiriyordu.

"Bu da soru mu Lisa? Bırak Yerim'i, kimseyle kıyaslanamazsın sen..."

Dedikleriyle beraber artık kendimi daha fazla tutamadım ve kahkaha atarak arka cebime koyduğum telefonumu çıkarttım. Ses kaydını kaydedip, gözlerimi tekrardan Jungkook'a doğru çevirdiğimde etrafa saf saf bakışlar attığını fark ettim.

Tabii ki de ilerde işime yarar ve azıcık gülerim diye tüm bunları ses kaydına almıştım.

Telefonun ekranından kendime baktığımda gözlerimin kırmızılığının gittiğini fark etmemle beraber, hâlâ daha ne olduğunu anlayamayan Jungkook'un ağaca yasladığı elini ittim ve onunla ağacın arasından çıktım.

"S-sen ne yaptın az önce?"

Dedikleriyle beraber tekrardan kahkaha atıp, onu cevapsız bıraktığımda sinirle yanıma doğru geldi. Kolumu bir hışımla tutup beni kendine doğru çektiğinde kolumu ondan kurtarmak istedim fakat o kadar sıkı tutuyordu ki, bunu yapabilmem oldukça zordu.

"Bırak kolumu!"

Beni asla takmayarak, "Soruma cevap ver Lisa?! Az önce olanlar da neydi?!" dediğinde histerik bir şekilde güldüm ve omuzlarımı silktim. Bu hareketim onu daha da sinir ederken, hafifçe dudaklarımı araladım.

"Dün Bong Cha ve Chin Sun'la gücüm hakkında konuştuk biraz. Sonra da düşündüm ki, bugün senin üzerinde deneyebilirim ve bu sayede gücümü nasıl kullanabildiğimi de görmüş olurum."

Dediklerimle beraber hayrete düşmüş bir şekilde gülerken, kolumu da sertçe bıraktı. Bu hareketi istemsizce sırıtmama sebep oldu. "Ne yalan söyleyeyim, gücümün bu kadar etkili olabileceğini düşünmemiştim doğrusu."

Söylediklerimin ardından onun konuşmasına izin vermeden yeniden konuşmaya başladım. "Jeon Jungkook'un her dediğimi böylesine yapacağını bilsem daha önceden kullanırdım bunu. Ayrıca Yerim'den daha güzel olduğumu zaten biliyordum ama sayende teyit etmiş oldum. Teşekkürler, savaşçı çocuk!"

Şu anda sinirden köpürdüğünü boynundaki belirginleşen damarlardan bile gayet iyi bir şekilde anlayabiliyordum ki, onu boş vererek yürümeye başladım. Elimdeki Notiasse taşını da büyük bir özenle tutuyordum.

Love PoisonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin