Hey, merhaba! Genelde böyle şeyler yazmam ama merak ediyorum, hikaye hakkında ne düşünüyorsunuz? Üslubum nasıl? Bölümlerin uzunluğu nasıl? Karakterler nasıl? Fikirlerinizi bilmediğim için yeni bölümü yayımlamak içimden gelmiyor. Yorumlarınız benim için önemli. Şimdiden yorum ve voteler için teşekkürler!
İyi okumalar!
Lütfen Mike ile yatakta yarı çıplak bir şekilde olmayayım. Lütfen Harry Edward Styles içeri girmiş olmasın. Lütfen hala görmekte olduğum durum bir rüya ya da kabustan farksız olmasın.
Bekliyorum.
Tanrım, lütfen...
Peki.
Lanet olsun.
Harry'nin henüz anlamlandırmaya vakit bulamadığım bakışları, kasılan çenesi, maalesef herşeyden daha çok gerçekçiydi ve yemin ederim ne yapacağım hakkında en ufak bir fikre sahip değildim. Tepkisiz geçen kısa sürenin ardından bir şey söylemeden kapıyı kapattı ve odadan çıktı.
Mike'ı üstümden ittim ve hızla yataktan kalktım. "Gitmelisin Mike."
"Onun bu evde ne işi var?" diye sordu. Sinirli gözüküyordu fakat ben daha da sinirliydim. Onu durdurmak için çabalamama rağmen tek düşündüğü benimle yatmak olmuştu ve şimdi bu haldeydik.
"Hemen şimdi gitmelisin." dedim kesin bir şekilde. Ardından yataktan kalkıp yere fırlattığı tişörtümü aldım ve hızla üzerime geçirdim. Arkamı döndüğümde hala öfkeli bir şekilde bana bakıyordu.
"Sadece defol!" diye bağırdığımda kaşlarını kaldırarak kısa bir süre daha bana baktı ve ardından arkasını dönüp balkon kapısına yöneldi. Aşağı atlamasını sessizce izledikten sonra ellerimi saçlarıma daldırıp derin, çok derin bir iç çektim.
Neden dünyadaki tüm aptal aksiyon şeyleri hiçbir şey yapmadığım halde beni bulmak zorunda ki?
Tekrar lanet olsun.
Olanları bir kenara atmaya çalışıp odamın kapısına yöneldim. Styles ile konuşmalıydım. Yani ne bileyim, konuşmamalı mıyım? Sonuçta bizi öylece gördü. Ve bilmiyorum. Tamam, kesin sesinizi. Gidip onunla konuşacağım.
Odamdan çıkıp karşımdaki odaya yöneldim. Ardından düşünmeme fırsat vermeden kapıyı tıklattım.
Saniyeler sonra duyduğum "Gel." sesi ile yavaşça kapıyı açarak içeri girdim.
Tamam, sanırım bunu hiç düşünmemiştim. Yani Harry Edward Styles'ı tabii ki yatakta tişörtsüz bir şekilde uzanırken hayal etmemiştim. Ve vücudunda bu kadar fazla dövmeyi barındırdığı hakkında bi fikre de sahip değildim. Ya da aslında dövmenin hoş olabile-
Ne saçmalıyordum? Buraya Harry'i incelemek için gelmemiştim, değil mi?
Gözlerimi yüzüne sabitlediğimde soğuk bakışlarıyla karşılaşmıştım. Cidden, ona baktığımda geriliyordum.
"Şey..." diye mırıldandım.
Tanrım, ne diyeceğimi bilmiyordum ki!
"Gördüklerin sadece bir rüyaydı Styles."
"Yanlış anladın. Yani hiçbir şey gördüğün gibi değil."
"Beni şikayet edecek misin?" Falan mı?
Iy.
Bunlar tabii ki fazla klişe ve aptalcaydı.
"Olanları görüp seni babana ispiyonlayacak küçük aptal bir çocuğa mı benziyorum Nanci?"
Tamam, küçük olmasada büyük aptal bir çocuk olduğuna katılıyordum. Tabii ki bunu söylemedim.
"Buraya gelip bana biraçıklama yapmak zorunda değilsin." dediğinde yüzüne çok aptal ve soğuk bir sırıtış belirdi.
"Sana neden açıklama yapayım ki?" dedim ifadesizce.
"O halde neden buradasın?" diye sordu aynı yüz ifadesi ile.
Güzel soru.
Bilmiyorum.
"Git ve uyu." dediğinde ona hayatında bir daha göremeyeceği nadir bakışlardan yolladım. Ardından öfkeyle kapıya yöneldim.
"Aptalın tekisin."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
BAD GIRL (Harry Styles Fanficton)
ФанфикHayatının çıkmaz yoluna 18 yaşında girmeyi nasıl hayal edebilirdi ki?