0.2

173 6 31
                                    

Eve, ağır ve sert adımlarla girdi genç adam. Hemen arkasında iki koruma ile salona ilerledi.

"Evin çevresindeki korumaların sayısını arttırın. Kameraları da kontrol edin, tek bir kör nokta bile olmasın. Ayrıca evin içerisindeki telefonların hepsini toplayın."

Arkasındaki iki korumaya yönelik konuşup kendini salondaki tekli koltuğa attı.

"Yağız nerde?"

Sağ tarafındaki koruma öne atılıp cevap verdi.

"Büyük ihtimalle odasında efendim. İsterseniz geldiğinizi haber vereyim."

Genç adam korumasını başıyla onaylayıp gidişini izledikten sonra kafasını diğer korumasına çevirip sert sesiyle konuştu.

"Hizmetçilerin hepsini buraya çağır, bir konuşma yapıcam."

"Peki efendim." Patronunu onaylayıp hızla salondan çıktı.

Genç adam öylece karşıya bakıp derin düşüncelere dalmıştı. Bu haliyle korkutucu bir enerji yayıyordu çevresine.

Sert bakışları insanı korkudan titretecek türdendi ve şuan karşısındaki bütün çalışanlar titriyordu. Hemen yanında da hem sağ kolu hem de can dostu Yağız vardı.

Ayağa kalkıp hizmetçilerin karşısına geçti genç adam.

"Şimdi herkes kulaklarını açsın ve beni iyi dinlesin."

Delici ve sert bakışlarını hizmetçilere çevirip onları dikkatle süzdü genç adam.

Herkes bütün dikkatini genç adamın konuşmasına vermiş ve yerinde dikleşmişti.

"Bugünden itibaren cep telefonlarınız kapalı olacak. Herhangi bir durumda korumalarla irtibata geçecek veya istekte bulunacaksınız."

Hizmetçilerin önünde bir tur atarak hepsininin gözlerine sertçe baktı.

"Kendinizi akıllı sanıp onun kaçmasına yardım etmeyi aklınızdan bile geçirmeyin! İyilik yapmak isterken bana karşı oyun oynarsanız gözünüzün yaşına bakmam size hayatı zehir ederim!"

Her bağırışında yerinde hoplayan hizmetçiler hızlıca kafalarını sallayarak onayladı genç adamı.

"Gerekmedikçe de ortalıkta durmayın. Anlaşıldı mı?!"

"Evet efendim." diyerek Patronlarını kafalarını sallayarak onaylamışlardı.

"O halde dağılabilirsiniz." diyip geri yerine oturarak arkasına yaslanmıştı genç adam.

Çalışanlar ise genç adamın önünde eğilerek teker teker salonu terk etmişti.

Yanında oturan arkadaşına bakmadan merak ettiği o soruyu sordu genç adam.

"O nasıl? Yani odasında mı?"

"Evet. Şuan uyuyor." demişti Yağız. Daha sonrasında ne kadar tereddüt etse de konuşmasına devam etti.

"Kız perişan halde. Öylece bir noktaya bakıyor hiçbir şeye tepki göstermiyor. Bu olayı atlatması biraz zor ol-"

Yağız'ın sözünü bitirmesine izin vermeyip sertçe sözünü kesti genç adam.

"Kolay olacak." Kafasını Yağız'a doğru çevirip keskin ve kendinden emin bir şekilde gözlerine baktı.

"En kısa sürede onu unutup bu duruma alışacak! Bana alışıcak."

Dudaklarını birbirine bastırıp ağır hareketlerle kafasını salladı Yağız.
O ne derse desin genç adamın onu dinlemeyeceğini ve kendisinin bu durumu değiştiremeyeceğini biliyordu.

Gala ÇiçeğiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin