0.6

99 3 0
                                    


"Lanet olsun!  Bir anahtarı bulamadınız. Aptallar, kapıyı kırın o zaman!"

"Tamam Bora sakin ol, adamlara da bağırmak yerine biraz geri çekil de kapıyı kıralım."

"Lanet olsun ki yerimden kalkamıyorum Yağız! Çok kan kaybettim."

Sesinin yüksek çıkmasına engel olamayarak 'Ne!' diye bir nida çıktı genç adam ve arkadaşlarının ağzından.

Sözü en küçükleri devraldı sonradan. "N-nasıl çok kan k-kaybettim?"

"Soru sormak yerine bir an önce şu kapıya açsanız. A-ah! L-lütfen." sesinin kısık çıkmasıyla beraber durumun ciddiyetinin farkına varıp büyük bir hızla alet çantasını getirtmiş ve kapının kilit kısmını deşip kapıyı açarak hızlıca içeri girmişlerdi.

Ve gördükleri manzara karşısında eli ayakları birbirine girmiş sonra da hızlıca arkadaşlarını kaldırarak ordaki yatağa almış ve acil doktoru aramışlardı. Adamları ise kızı aramaları için dört tarafa salmışlardı. Ne olursa olsun o kız bulunmalıydı.

"S-sera...ah!" gözleri kapalı sevdiği kızın adını sayıklarken üç yakın arkadaş ta birbirine bakmış ve başlarını ovuşturmuşlardı. En küçükleri ise sinirliydi. Abisi yerine koyduğu arkadaşını bu hale getiren kıza karşı büyük bir nefret beslemeye başlamıştı.

Genç kız nereye gittiğini bilmeden koşuyordu. Sadece koşuyordu.

Etraf ormanlık bir alandı sanki gelişi var da gidişi yoktu. Etrafta ne bir ev ne de bir kulübe vardı. Yoldansa geçen tek bir araba bile yoktu.

Genç kızın işi zordu. Gittikçe yoruluyordu hatta çıplak ayak koşmaktan ayakları da çizilip soyulmuştu. Hatta şuan attığı her bir adım ayaklarının ateş gibi yanmasını sağlıyordu ama yapacak bir şeyi yoktu eğer şimdiden pes ederse her şey için çok geç olacak ve yakalanacaktı.

Hayatını şansa bırakamazdı bu yüzden hiçbir şey düşünmeden bir umut koşuyordu.

Aslında oldukça uzaklaşmıştı ama bu yetersizdi. Beş dakikalık bir araba mesafesi kadardı katettiği yol.

Ama dakikalar sonra o açığı uzatmış ve daha çok yol alarak bir petrol ofisine rastlamıştı ve bu genç kızın heyecanlanmasına sebep olmuş ayaklarına daha da yüklenerek petrol ofisine doğru son hız koşmasını sağlamıştı.

En sonunda vardığı petrol ofisine girip nefes nefese etrafa bakınmış birilerinin olup olmadığını teğit etmek için biri var mı diye de bağırmayı unutmamıştı.

Ama kimsenin olmadığını görünce herhangi bir telefon aramış ve bulunca koşarak telefona sarılmıştı eline aldığı tuşlu telefonla birlikte yüzü biraz düşse de telefonu açmış ve 155i aramıştı. Çalan telefonla birlikte içten içe sevinmişti genç kız fakat telesekreterin sizi hemen bağlıyorum demesine kalmadan petrol ofisine doğru yanaşan arabayı görür görmez telefonu hızlıca elinden bırakıp arabaya doğru koşmuştu.

Arabanın önünde durmasıyla birlikte arabanın aniden fren yapması da bir oldu ve genç kız şoförün kapısına gitmiş açık olan camdan orta yaşlı adama bakıp yalvaran gözlerle adamdan yardım dilenmişti.

"Sizi durdurduğum için üzgünüm bayım ama ben yolda kaldım da buraları da pek bilmiyorum lütfen beni en yakın polis karakolu veya hastaneye götürür müsünüz? Çok zor durumdayım, lütfen!"

Orta yaşlı adam ilk şüpheyle genç kıza bakmış daha sonradan ise kızın gerçekten zor durumda olduğunu fark ederek onay verip yan kapıyı açmıştı.

"Teşekkürler bayım." genç kız ise büyük bir minnet ve mutlulukla arabanın yolcu koltuğuna binmiş ve artık özgür olduğunu düşünerek derin bir nefes vermişti.




O kadar da uzun zaman oldu ama olsundu o da artık yani hjsjhsjzh ama herneyse ki yeni bölüm geldi ve gelecek olan yeni bölümlere de bir başlangıç oldi.
Bşr bölümün daha sonuna geldik, bir sonraki bölümde görüşmek üzere...

Gala ÇiçeğiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin