"Evin hiçbir yerinde bulamadık efendim. En son anda güvenlik kameralarına bakmak aklımıza geldi. Meğersek müştemilatın arka kapısından kaçmış."Sinirle soludu genç adam. Ne kadar bağırmaya mecaali kalmasa da sert bir ses tonuyla azarlamaya başladı adamları.
"En son anda aklınıza geldi ha! Aklınız götünüzde mi sizin?! Ha?! Aklınıza soktuklarım!"
"Affedin efendim."
Genç adamın bir kez daha çıkışmasına izin vermeden dostu Yağız girdi araya.
"Tamam siz gidin kızı bulun. Bulduğunuzda da bize haber verin."
Adamlar onay almak için kafalarını patronlarına çevirdiğinde patronları bir hışımla onlara dönüp bağırdı.
"Hala ne bekliyorsunuz?! Hemen kızı bulun bana, hemen!"
Adamların onun sözünü hemen yerine getirmemesinin üzerine iyice sinirlenen Yağız adamlara sert bir bakış atarak konuştu ve yaralı bir şekilde uzanmış dostunun yanına oturdu.
"Duydunuz, şimdi KAYBOLUN!"
Genç kız yol boyunca gözlerini dikiz aynasına dikmiş arkadan gelen bir araba var mı diye bakıp durmuştu.
Orta yaşlı adam ise arada bir gözünün ucuyla kızı kontrol etmiş ne yaptığına bakmıştı.
"Bir sorun mu var genç bayan?"
Genç kız kendisine yöneltilen soruyla birlikte tedirgince önüne dönmüş ve hiçbir şey olmamış gibi gülümseyerek cevap vermişti tabi ilk başta sesinin titremesine engel olamamıştı.
"Y-yok canım ne sorunu. Sadece bu yoldan hiç mi araba geçmez, ona şaşırdım!"
Genç kız konuyu değiştirerek bir sohbet açtığında genç adam da ona uymuş ve cevap vermişti.
"Haklısın. Bu yol özel mülklere açıldığı için genelde nadir insanlar bu yoldan geçer yani mülk sahipleri. Bu yüzden bu yolda bir araba bile göremezsin genç bayan."
Genç kız ise anladığını belirtircesine mırıldanmıştı.
Korumalar genç kızın fazla uzağa gidemeyeceğini düşünerek yaya bir şekilde dört bir tarafa ayrıldıklarında koca arazide genç kızı arıyorlardı. İlk bakacakları yer ormanlık alandı.
Genç adam yapılan pansumandan sonra bir saat kadar uyumuş ve en sonunda gözlerini açmıştı. Ve gözlerinin ilk aradığı kişi ise o olmuştu.
"O...o nerde? Hala bulamadınız mı onu?"
Yeni uyanmış olduğu için pürüzlü ve kısık olan sesiyle konuştuğunda baş ucundaki sağ kolu Yağız konuşmuştu.
"Daha bulamamışlar hala arıyorlar. Ama merak etme, fazla uzağa gitmemiştir, bulurlar şimdi."
Yağız'ın sözünü bitirmesiyle birlikte yağmaya başlayan yağmur, odanın içerisinde büyük bir sessizliğe yol açmış göğün gürlemesi ise odanın içindeki sessizliği bozan bir diğer etken olmuştu.
Genç adam sıkıntılı bir şekilde nefes verip yüzünü buruşturmuştu. Bu böyle olmayacaktı kendi işini kendi halletmeliydi.
Bir hışımla üstündeki örtüyü üstünden atıp oturur pozisyonuna geçerek elindeki serumu çıkarmaya çalıştığında yanındaki arkadaşları ona engel olmak istemiş ve bir yandan da ne yapmaya çalıştığını sormuşlardı.
Genç adam ise bunun böyle olmayacağını ve genç kızı kendisinin bulacağını söylemişti.Onu engellemeye çalışan arkadaşları ne yaparlarsa yapsınlar yine de genç adamı ikna edemeyince genç adamı engellemekten vazgeçip onlar da onun arkasından gitmişlerdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gala Çiçeği
Teen Fiction"...oysa ki kaybolma diye ne mumlar yaktım geceyi aydınlatan."