Gerçekleri herkes öğrenmeye başlayacaktır. Aslında sizin bile bilmedikleriniz gerçerkleri öğrenirsiniz.
Keyifli okumalar 😊
......................Azra içeriye adımını atıp ilerdeki masa'da oturan kardeşinin yanına gitti. Çınar ablasını görünce hemen ayağa kalkıp sıkıca sarıldı. Ardın'dan ikisi'de masaya oturup siparişlerini gelen garsona verdiler.
-"Seni dinliyorum abla"
Azra derin nefes alıp en baştan anlatmaya başladı. Çınar her duyduğu şey ile şok yaşıyordu.
-"Şimdi sen benim öz ablam değilmisin?"
-"O kadar şey anlattım bunamı takıldın be"
Azra gelen iskenderin'e çatılını batırıp ağzına attı. Çınar içindeki hayal kırıklığı ve üzüntü ile biraz durup ardından Azra'nın elini tuttu.
-"Iyiki varsın sen benim kanımdan olmasanda ablamsın"
Azra gelen itiraf ile fark ettirmesede büyük bir rahatlama içindeydi.
-"Sende iyiki varsın birtanem ben senin hep yanındayım gerisi sana kalmış ister koruyucu ailen ile görüş ister görüşme locman'dan ev ayarlıycam güvende olmanı istiyorum istersen orada kalabilirsin"
Çınar ablasına minnettar bakışlar ile bakıyordu.
-"Sen nasıl istersen"
Abla kardeş sanki hiç yaşanmamış gibi devam ettiler sohbetlerine. Çınar bi yandan asker olmasına üzülsede bir yandan seviniyordu gizlice okumasına.
Aslı, Dilan ve Nefes dışarı çıkınca Mira'da yemekhaneye inip karnını doyurdu. Ardından kupa'ya çay doldurtup odaya doğru ilerliyordu. Karşıdan gelen 5 tane izbandurtların arasında Serhat'ı görmesiyle göz devirdi bu adam kim oluyordu'da insanların hayatına karışıyordu. Ama Mira'da adı kadar emindi Azra ile aralarını yapıp o lafı yedirtecekti Serhata. Mira aklındaki fikirler ile ilerliyordu. Burak telefon ile uğraşırken yanından geçen Mira ile kafasını kaldırdı hemen. Bir anda istemeden kalbi hızlanmaya başlamıştı. Bu kadını görünce dili konuşmayı unutuyor beyni bir anda duruyordu resmen.
-"Burak sana diyoz lan"
Gökhan'ın konuşmasıyla kendine gelmişti Burak.
-"Ha noldu"
-"Biz çarşıya gidiyoruz geliyormusun?"
-"Yok siz gidin ben yorgunum dinlenecem"
-"Tamam"
Burak odaya giderken Serhat, Gökhan, Oğuz ve Özkan arabaya binip çarşıya indiler. Oğuz küçük bir cafe'nin önüne arabayı park edince indiler. İçeri girip boş masaya oturdu 4 delikanlı. Etrafta'ki kızların hayran bakışlarını umursamayıp içeceklerini sipariş ettiler. Koyu bir sohbete dalan beyler ilerdeki kargaşayı bile duymamışlardı. Özkan bir anlık telefonuna bakmak için muhabbetten uzak kalınca fark etmişti. 3 kadın sesi geliyordu kulağına birisi tanıdıktı ama uğultudan çıkartamamıştı.
-"Edepsizlik yapma bas git"
Gelen tiz ses ile Nefes olduğunu anlamıştı. Bir anda ayağa kalkınca diğerleride konuşmayı kesip Özkan'nın baktığı yere bakıyorlardı. Köşedeki masada Dilan, Aslı ve Nefesi gören beyler bi problem olduğunu anlayıp ayaklandılar. Gökhan Dilan'nın rütbesi üstün diye sevmiyordu Dilan'ı. Oğuz ise Aslı çok konuşuyor diye pek yaklaşmıyordu. Çok konuşan kişileri asla sevememişti.
-"Bana bak birader alırım ayağımın altına seni"
Aslı hiddet ile masadan kalkıp adama sinirle bakıyordu. Utanmadan sabahtan beri yan masadaki adamlar onlara bakıp duruyorlardı. Sarışın olan ayağa kalkıp alay ile sırıttı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÖLGE (TAMAMLANDI)
Teen FictionHer zaman geri planda tutulmuştum 1 adım geri'de ilerliyordum. Ailem kararlarıma saygı duymazlardı asla, arkadaşlarım ise saygı duyarlardı. Peki bir bataklığa batsanız yanınızda kim olur. -"Sana son bir şans Azra DENİZ" Yüzünü gördüğüm an nefret et...