Sonum ol sonsuzluğum ol ama asla geçmişim olma sevdiğim.
...................Sonunda doktor çıkmıştı kaç saattir soğuk mermerde beklediğini bilmeyen Serhat hemen ayağa kalkmıştı diğerleri gibi.
-"Azra nasıl doktor bey?"
Levent albayın sorusu ile doktora dönmüştü gözler.
-"Azra hanımın sağ dizinde kırık, sol kol dirseğinde ise çatlak mevcut. Akciğeri göğüs kafesi ve karaciğeri zedelenmiş anlatıldığına göre uzun süre kayaların altında mahsur kalmış. İç kanama oluşmuş ama durdurmayı başardık. Tomografi sonucuna baktık, kafa tasında morluklar var. Vücudunun diğer yerlerinde'de deri altında gözüken portakal görünümünde morluklar mevcut. Şu anda yoğunbakıma alınacak beynine oksijen gitmediği için uyutuyoruz. İleri zamanda konuşma zorluğu görme zorluğu çekebilir ya da bitkisel hayata girebilir. Şu anlık takip ediyoruz böyle bir durumda hayatta kalması bir mucize. Geçmiş olsun"
Serhat duyduklarını sindirmeye çalışıyordu. Kızlar bekleme koltuklarına oturup dualar ediyordu. Amaliyathanenin kapısı açılmıştı sedye üzerinde yatan Azra bembeya bir ten mor duduklar oksijen maskesi kafasındaki sargı ile çıkmıştı. Hemşireler sedyeyi itiyorlardı. Herkes Azraya bakıyordu sanki ağır çekimde gözlerinin önünde götürüyorlardı. Poyraz albay gördüğü yüz ile aklından çıkmayan yıllar önce unutamadığı kabus gibi gelen o anlar gözlerinin önünden geçmişti. Korkuyordu düşündüğü şeyin gerçek olmasından.
Yoğunbakıma alınan Azra ile Serhat diğerlerini göndermişti. Mira ve Nefes zorlasada kalmak için Levent albayın emri ile gitmişlerdi odalarına. Özkan elinde karton bardak ile koridorda bekleyen Serhat'ın yanına ilerliyordu.
-"Abi çay getirdim al iç"
Serhat Özkan'ın uzattığı çayı eline aldı.
-"Hani sormuştun ya seviyormusun onu diye"
Özkan Serhat'ın konuşması ile ona baktı.
-"Sende hayır demiştin"
Serhat ellerine bakmayı bırakıp kafasını kaldırdı ve Özkan'a baktı.
-"Sanırım yanlış cevabın peşinden koşuyorum bunu bugün anladım"
Serhatın omzunan konan el ile kafasını diğer tarafa çevirdi.
-"Zaten aşık olan herkes sevdiği kişinin ondan yanından gideceğini anladığı an ona daha çok bağlanmazmı. Derler ya seviyorsan geç kalma diye cidden öyle seviyorsan söyle."
Burak destek olmak için Serhat'ın omzunu biraz sıktı. Serhat sabırla bekliyordu Azra uyanıcaktı.
Aslı uyanmıştı kimse bir şey söylememişti ama o sonunda öğrenmişti. 1 hafta oksijen alması ve akciğerin toplanması gerekiyordu. Ne kadar Azrayı görmek istese izin vermemişlerdi.
Serhat her saat başı doktora Azra'nın durumunu soruyordu. Doktor artık bu durumdan sıkılıp içeriye girmesine izin vermişti. Serhat ilk kez hissettiği duygular ile içeriye girdi. Bembeyaz bir ten mor dudaklar ve göz altları ile yatan Azraya baktı.
-"Yüzbaşım uyan hadi çok uyudun bak herkes senin uyanmanı bekliyor. O gece karası gözleri bir daha ne zaman göreceğim? Sesini ne zaman duyacağım? Ben geç anladım ama seni sevdiğimi şu anda itiraf ediyorum. Bak sen uyan Nefes ve Özkanı kabul edeceğim izin vereceğim söz. Bak daha gidip şerefsizleri öldürecez daha. Daha terfi alacaksın. Daha beni sevdiğini söyleyeceksin. Gitme nolur beni bırakma ben ilk defa aşık oluyorum"
Gözlerinden akan yaşları sildi hemen Serhat. Gülümsedi sevdiği kadın üzülmesini istemezdi.
Makinalardan gelen 'dııııt' sesi ile Azranın buz gibi ellerini tuttu hemen Serhat. İçeriye giren doktorlar ile kalbinin durduğunu anlamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÖLGE (TAMAMLANDI)
Novela JuvenilHer zaman geri planda tutulmuştum 1 adım geri'de ilerliyordum. Ailem kararlarıma saygı duymazlardı asla, arkadaşlarım ise saygı duyarlardı. Peki bir bataklığa batsanız yanınızda kim olur. -"Sana son bir şans Azra DENİZ" Yüzünü gördüğüm an nefret et...