1K olmuş ve geçmişiz bile. Bu ilgi için çok teşekkür ederim. Nice daha yüksek K'lara diyelim dndndnd
Yorumlarınızı merak ederek okuyorum, bu yüzden yorum bırakmayı es geçmeyin olur mu?
Öyleyse, iyi okumalar ☆
Çok üzgündüm; kırıktım. Öyle ki uyumak ve uyumak istiyor, üzerimdeki bu mayhoş hava kaybolana ve her şey düzelene kadar yorganın altında saklanmak istiyordum. Ama hayat bu şekilde ilerlemiyordu; her sabah erken saatte uyanmam ve işe gitmem gerekiyordu. Üzüntümü içime atmalı, sanki hiçbir şey olmamış gibi ders anlatmalı ve vakit geçirmeliydim. Ne zaman gece yatağıma dönersem işte o zaman, günün başında kilitlediklerimi serbest bırakmalıydım; tavanı izlemeliydim gece boyu, hiç uykusuz.
Neden böyle olduğumu anlatayım size. Biliyorsunuz ki Taehyung dönüştü. O sabah, Jimin yanağımdaki yarayı yalayarak iyileştirmeye çalışırken ve ben onu itmişken galaksi gözlerine bulutlar toplanmış ve bedeni titrerken dönüşmüştü. Minik kedi başını ön patileri arasına almış, kuyruğunu karnına çekmiş, titriyordu. Üzerimdeki ilk şoku atlatmadan ellerimi bedenine yöneltmiş ve kucağıma almak istemiştim. İstemiştim ama Taehyung buna izin vermemişti.
Ellerimin arasındayken dahi dolu olan gözleriyle bana bakmış, ona dokunmamdan rahatsız olmuş gibi kıpırdanmıştı. Sadece göğsüme yaslamak istemiştim bedenini. Titremesini almak istemiştim. Taehyung, istememişti ki onu tutan ellerimi tırmalayıp hızla yataktan atlamış ve kendini Hoseok'un ardına saklamıştı. Bedeni kötü bir hisle donakaldı. Ağzımın içinde iğrenç bir tat vardı ve damağımda başlayan karıncalanma sırtım boyunca ilerliyordu. Hoseok ayaklarının altındaki Taehyung'u kucağına alınca sırtımdaki karıncalar mideme geçmişti.
"Şey ben, Yoongi ve Namjoon'a haber vereyim." Hoseok, kelimeleri toparlayıp en sonunda sessizliği bozduğunda, başımı sallamaktan öteye gidememiştim. Hem sesimi bulabileceğimi sanmıyordum.
Hoseok arkasını dönünce omzuna yaşlanmış Taehyung ile göz göze geldim ve tanrı şahit o kedi bakışlardan nefret etmiştim.
O günden sonra üç gün geçmişti. Bir alt kata inecek gücüm yoktu, bu yüzden Hoseok yanıma gelip de olanları anlatana kadar her şeyden bihaberdim. "Dönüşümünü tamamlamasını zaten bekliyorduk, biliyorsun. Tüm bu çalışmalar ve Jimin ile arkadaşlığı da bunun içindi. Sadece beklediğimiz tetikleyici bu değildi, dedi Seokjin."
"Hâlâ dönüşmedi mi?"
"Hayır çünkü dediğim gibi tetikleyicisi farklı. Duygusal olarak etkilendiği için dönüştü. Bu yüzden ya duygusal olarak sakinleşmesi ya da duygusal olarak dönüşümünden daha çok hassas olmalı. Hassas olmasını istemiyoruz."
Başımı sallamış, onaylamıştım. "Anladım. Bir süre onu görmeyeceğim öyleyse. Benim yüzümden böyle oldu."
Hoseok omzunu okşadı. "Öyle düşünme, Gguk. Duygusal olarak etkilenmesi tekrar insan olmasını zorlaştırıyor biraz ama bunun seninle ilgisi yok ki. Bu şekilde tepki vereceğini bilemezdik."
"Bilebilirdim."diye mırıldandım. "Şımarık davrandım ve incittim onu."
"Gguk-"
Sözünü kestim. "Hyung yalnız bırak beni lütfen. Söyleyeceğin hiçbir şey daha az kötü hissettirmeyecek." Onun bakışlarındaki üzüntüyü görmek istemediğim için çıkmasını beklemeden sırtımı dönmüş ve sağıma dönerek uzanmıştım. Boğazımda bir şey vardı ve yutkunsam da geçmiyordu, işte. Tüm gün kilitli tuttuğum duygularım isyan edip bağımsızlıklarına kavuştuğunda, gözyaşlarım da usulca dökülmüştü. Taehyung'u özlemiştim, onunla oynamayı, onu kızdırmayı, gönlünü alana kadar yanaklarını okşamayı ve sonra yanaklarına birer öpücük bırakmayı. Çocukluk yapıp onunla inatlaşmış, sebepsiz ve saçma bir duruma düşmemize sebep olmuştum. Yetmemiş, ertesi gün yanına gelip gönlümü almak istediğinde ise onu terslemiştim ve duygusal olarak kırmıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
meow, darlin | taekook ✔
FanfictionJeongguk'un zaafı kedilerdi. Özellikle iki ayak üzerinde ve ismi Taehyung olan kediler. taekook 29.04.2020 Tüm Hakları Saklıdır!