Selam~
Nasılsınız?
Bölüme geçmeden önce şunu söylemeliyim ki artık taekooku etkileyecek bir kaos olmayacak. Yani kaos olsa da bu taekooku etkilemeyecek, onlar artık birlikte ve ayrılmayacaklar.
35.bölümde bitirmeyi düşünüyorum aslında. Birkaç çözülecek olay kaldı sonrası hep güzel, soft ve aşk dolu olacak ~
O zaman iyi okumalar ♡
"Ben de seni çok özledim bebeğim."
Ekranın diğer ucundaki Taehyung'un dudakları büzüldü ve iç geçirdi. "Hyung ama daha bir ay var gelmene."
Ağlamaklı ses tonu beni gülümsetse de aynı üzüntüyü ben de yaşıyor ve bir an önce Taehyung'u kollarıma almak istiyordum. Onun olmadığı iki ay işkence gibiydi. Küçük olan evim bana bir gün kocaman geliyordu, üşüyordum; diğer gün öyle küçük geliyordu ki sığamıyordum, hiçbir odaya. Kendimi sokaklara atıyordum. Hele de şimdi ilkbahar mevsimi tüm güzelliği ile gelmişken ve sakuralar tüm sokakları pembeye boyarken Taehyung'un burada olmaması beni daha çok üzüyordu. Bu pembe renge, bu mis gibi kokan çiçeklere öyle çok yakışırdı ki benim minik bebeğim. Ama kafama koymuştum. Her şeyi yoluna koyduktan sonra, bu sefer tatil için onu Japonya'ya getirecektim. Onunla burada yapmak istediğim çok şey vardı. Yokluğunda anlamıştım.
İki aylık süreçte neler olduğunu mu soruyorsunuz? Anlatayım hemen. O gün, Taehyung ve Namjoon ile hastanedeki konuşmamızdan sonra, birkaç saat daha hastanede kalmıştık. Taehyung, Yoongi'yi görmek için yanına girmiş ve kaldığı süre boyunca onu dışarıda beklemişim. Açıkçası Yoongi'nin beni görmeye hazır olduğunu sanmıyordum ki her ne kadar yaşadıkları beni üzse de içimdeki kırgınlığı silip atamıyordum. Nasıl ona yapılanların aynısını Taehyung'a yapacağımı düşünürdü ki? Hiç mi tanımamıştı beni?
Namjoon sanki beynimi okumuş gibi uzanmış ve dizimi okşamıştı. "Onun bu düşüncelerden vazgeçmesi için çabalayacağım, Jeon. İnan bana. Kore'ye döner dönmez, yarım kalan tedavilerine devam etmesi için ikna edeceğim onu."
Gülümsemeye çalıştım. "Hyung. Yoongi hyungun yaşadığı şeyler çok acı verici. Anlayabiliyordum böyle davranmasını ama keşke benim de o şekilde davranacağımı düşünmeseydi. Hiç mi tanımadı beni?"
"Jeongguk, incindiğini görebiliyorum ama sana sadece şunu söyleyeceğim. Yoongi'nin bir yanı sana güveniyor; güvenmese Taehyung'un buraya gelmesine asla izin vermezdi, biliyorsun. Ama ne kadar güçlü olduğunu gördüğün travmalarla dolu diğer yanı ise kimseye güvenmiyor. Bana dahi, ben eşiyim ama bana dahi güvenmesi öyle uzun zamanını aldı ki. Sadece biraz sabretmeni istiyorum."
Onun yaralı gülümseyişine karşı usulca başımı sallamıştım. Ne diyebilirdim ki? Namjoon zaten acı çekiyordu. O esnada Taehyung, yaşlı gözleri ile çıkmıştı odadan. Ayağa kalkıp göğsüme çektim bedenini. "İyi misin bebeğim?"
Burnunu çekerken "İyiyim."dedi. "Sadece babamı o şekilde harap görmek beni sandığımdan daha çok yaraladı." Kollarımdan çıkıp Namjoon'a sarıldı. "Yoongi babam seni istiyor baba."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
meow, darlin | taekook ✔
FanfictionJeongguk'un zaafı kedilerdi. Özellikle iki ayak üzerinde ve ismi Taehyung olan kediler. taekook 29.04.2020 Tüm Hakları Saklıdır!