Nerelerdeyim ben?
Çok zorlandım bu bölümü yazarken, yine de güzel olup olmadığı ile ilgili emin değilim. Umarım beğenirsiniz~
Çok yorum istiyorum ~
Fikirler için teşekkür ederim, yazamayacaktım sen olmasan susuluvtata💜
Kasım ayının her günü gibi pazar günü de sağanak yağışla başlamıştı. Odanın camına vuran damlaların sıklığını ve şiddetini dinleyecek olursam bugünü evde geçirmek en doğru karar olacaktı çünkü olası bir sel tehlikesi ile karşılaşmak mümkündü. Gerçi hava çok güzel olsa bile dışarı çıkmak istediğimi sanmıyordum çünkü şu an kollarımın arasında uyuyan bedene sarılıp tüm günü bu şekilde geçirmek daha cazip geliyordu.
Bir şeyleri itiraf ettikten sonra baskı altında tutmak istediğim duygularımın bazılarına, ortaya çıkmaları için izin vermiştim. Elbette hepsi için değil ama özellikle Taehyung'u çok seven ve ona ilgi göstermek isteyen yanımı serbest bırakmıştım. Ellerimi onun teninden ayırmıyor, gözlerimi onun üzerinden çekmiyor; çekemiyordum. Benim minik kedimin bundan hiç şikayeti yoktu, hatta benim bu hallerim onun daha açık davranmasına neden oluyordu.
Mesela şu an, Taehyung kollarımın arasında derin bir uykudaydı. Her zamanki gibi pamuklu kısa geceliklerinden birini giyiyordu, sağ bacağı bacaklarımın arasında hapsolmuşken sol bacağını üzerime atmıştı. Sağ eli sağ yanağına yaslıydı, bundan dolayı dudakları öne büzülmüş ve inci dişleri ortaya serilmişti. Sol eli ise aramızda duran sol elimi sıkıca tutmuştu ve yanağını okşayan sağ elimin bileğine kuyruğu sarılıydı. Eh bu kuyruk olayını ne kadar sevdiğimi söylemiştim. Titreyen kulaklarına küçük bir öpücük bırakıp uyuyan yüzünü izlemeye devam ettim. Çıplak bacaklarının, şort giydiğim için çıplak olan bacaklarıma teması içimi gıdıklıyordu. Aslında geceleri artık soğuk olmaya başlamıştı ki kalorifer bile bunu engelleyemiyordu ama Taehyung ile sarılarak uyuduğumuz için soğuğu pek hissetmiyorduk. İşime geliyordu doğrusu.
Kollarımı Taehyung'tan çekip tutulan kaslarımı esnetmek için gerindim. Taehyung yerinden kıpırdayıp sırtını bana döndü, ona sarılmayı bıraktığım için üşümüş olacak ki kollarını kendine sardı. Ayakucumuza itilmiş battaniyeyi üzerine örtüp yanağına bir öpücük bıraktım. Ben kahvaltıyı hazırlayana kadar biraz daha uyuyabilirdi.
Tam Taehyung'un seveceği bir kahvaltı hazırladığımda, minik kedimi uyandırmak için yanına gittim. Yatakta benim olduğum tarafa doğru kaymış ve yastığıma sarılmıştı. Dizlerimin üzerine çöküp yüzündeki saçları geriye taradım. Uyuyan sevimli yüzüne dayanamayıp yanağına bir öpücük kondurduğumda, olduğu yerde hareketlenip kaşlarını çattı. Uykuyu çok sevdiği için uyanmaya direniyor, büzdüğü dudakları ile belli belirsiz homurdanıyordu ve bu onunla daha çok uğraşmak istememe neden oluyordu. "Taehyung uyan aşkım." dedim saçlarını okşarken. Bu siyah ve bukleli gür saçlarıyla oynamayı çok seviyordum. Hele de buklelerinden birini parmağıma dolamak inanılmaz mutluluk veriyordu bana. Sanırım birini sevince ve o da seni sevince insanın mutlu olası geliyordu. En küçük şey bile mutlu ediyordu.
Minik kedim yerinden kıpırdansa da uyanmadı. "Uyanmazsan ısırırım yanaklarını." dediysem de bu dediğim onun homurdanıp arkasını dönmesinden başka bir işe yaramamıştı. Eh günah benden gitmişti öyleyse. Yerden kalkıp yataktaki boşluğa oturup ağırlığımı üzerine verdim ve yumuşak yanaklarına acımadan dişlerimi geçirdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
meow, darlin | taekook ✔
FanficJeongguk'un zaafı kedilerdi. Özellikle iki ayak üzerinde ve ismi Taehyung olan kediler. taekook 29.04.2020 Tüm Hakları Saklıdır!