herkese selam,
öncelikle bir konuya açıklık getireyim; arkadaşlar önceki bölümde Tae ve Gguk sevişmedi. sadece birbirlerini rahatlattılar tıpkı Tae'nin kızgınlığında olduğu gibi. bu yüzden yazma gereksinimi duymadım. ilk sevişmelerini hep beraber okuyacağız zaten :3
ikinci olarak da bugün parmağımı blendırla kestim ama yine de bu bölümü yazdım, bu yüzden oy ve yorumlarınızı bekliyorum :3 (böyle de kendini acındırmazsın ya dkjhjshdk)
iyi okumalar ♡
Küçük salonumun küçük koltuğunda, Taehyung'un bana göre cılız gövdesinin üzerine; bacaklarım onun bacaklarına karışmışken, burnum boynuna yaslı soluklanırken ve onun sıcak elleri tişörtümü sıyırıp belimi okşarken boylu boyunca uzanmıştım. Şimdi siz soracaksınız daha birkaç saat önce bir fotoğraf gördün diye üzgün ve kızgındın, nasıl böylesin? Arkadaşlar o olay da benim sandığım gibi değilmiş. Hemen anlatayım.
Seojoon'un attığı fotoğrafı gördükten sonra hiçbir şey yapmadan uyumaya devam etmiştim çünkü ayakta kalıp düşünmek istemiyordum. Sabah uyandığımda ise hiçbir şey görmemişim gibi kalkıp kahvaltı etmiş, makalelerime dönmüştüm. Saat henüz sabanın on biri olduğu için Taehyung'un daha geç geleceğini düşünmüştüm ama birkaç dakika sonra çalan kapı beni şaşırtmıştı. Aslında Yoongi ve Namjoon'u bekliyordum. Yarım saat önce havaalanına geldiklerini ve biraz dinlenmek için otele geleceklerini, buraya sonra uğrayacaklarını söyleyen bir mesaj atmışlardı. Onları karşılamaya gitmek istiyordum ama Namjoon Taehyung'un anlaması ihtimaline karşı beni reddetmiş ve halledebileceğini söylemişti. Bu yüzden kapıyı açıp da karşımda Taehyung'u görünce şaşırmıştım.
"Erken gelmişsin, aşkım."dedim boynuma sarılan kollarına karşılık beline sarılırken.
Boynumu öperken "Evet."demişti. "Benim büyük bebeğim kıskanç biri olduğu için içi içini yemesin diye erkenden geldim."demişti.
Kaşlarım çatılırken kollarımdan sıyrılmış, kabanını portmantoya astıktan sonra koltukta sırt üstü uzanıp gövdesini pat patlamıştı. "Gel buraya koca bebeğim."
Olan bitene hâlâ anlam veremesem de ona doğru ilerlemiştim. "Ezilmeyesin sonra? Senden ağırım ben."
"Bir şey olmaz, gel hadi."
Kendimi onun üzerine bıraktım. Elleri saçlarıma daldı. "Fotoğrafı gördün, değil mi?"
İşte şimdi anlaşılmıştı. Üzerinden kalkmak için hamle yaptığım sırada bacaklarını kilitlemişti. "Taehyung bırak güzelim. Yüzüne bakayım."
"Hayır, Jeongguk. Dün gece yanımda sen yoksun diye yerimi yadırgadım, uyuyamadım zaten. Bırak hem dinleneyim hem anlatayım."
"Anlatılacak bir şey yok ki onu da çağırmış-"
"Ya bir susar mısın? Isıracağım şimdi kafanı!" Gerçekten de kafamı hafifçe ısırıp sonra da öpmüştü. Kıkırdadım. "Jimin'in de haberi yokmuş, Seojoon hyungun geleceğinden. Zaten partinin başında da yoktu. Karaoke odasına geçtiğimiz zaman geldi. 'Buralardaydım, uğramak istedim.'dedi ve doğum günümü kutlayıp bir tane şarkı söyledikten sonra gitti. Gece evde de değildi zaten."
Saçlarımı ve sırtımı okşayarak anlattığında yaşadığım ani farkındalık yüzünden yüzümü buruşturmuştum. "Çok mu yükleniyorum sana Taehyung? Baskı mı hissediyorsun üzerinde?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
meow, darlin | taekook ✔
أدب الهواةJeongguk'un zaafı kedilerdi. Özellikle iki ayak üzerinde ve ismi Taehyung olan kediler. taekook 29.04.2020 Tüm Hakları Saklıdır!