34//sen benim evimsin

11.2K 852 501
                                    



Geç geldiğim için özür dilerim ama veda vakti yaklaşırken elim hiç yazmaya gitmiyor bitmesin diye ama bir sonraki bölümü daha hızlı atıp bitireceğim  >.<

Finale son 1 !

Ayrıca bu bölümde hoşunuza gitmeyen bir cinsellik durumu söz konusu olabilir. Oraları okumak istemeyen olursa diye // şu işaret ile başlangıç ve bitişini belirteceğim.

O zaman bol yorum bekliyorum.

İyi okumalar ♡

susuluvtata💜










Kapı ardımızdan oldukça gürültülü bir şekilde kapandığında, nefes almak için ayrıldığım dudaklara yöneldim tekrar. Hareketlerimiz aceleciydi, birbirimiz üzerinde baskı kurmaya çalışıyorduk. Bedenlerimiz bir savaşın içindeydi ve sonunda kimin kazandığı önemli olmaksızın ikimizin olacaktı bu galibiyet. Taehyung'un sağ bacağı bacaklarımın arasına sızıp uyarılmış haldeki penisimi dürttüğünde, gecenin ilk yüksek sesli inlemesi benden çıkmıştı.

"Kaybettin aşkım."dedi Taehyung, öpülmekten kızarmış dudaklarını enfes bir manzara oluşturduğunun bilincinde olarak ıslatırken. "İstediğimi yapmak zorundasın."

Başımı arkamdaki duvara yaslayıp boynumu öne çıkarırken gülümsedim. "Dile benden ne dilersen."

Elleri beyaz gömleğimin yakalarına gidip acımadan iki yana çekiştirerek tüm düğmelerimi koparırken dudakları boynuma gömüldü. Artık kullanılamaz halde olan gömlek omuzlarımdan sıyrılıp yeri boylarken daha fazla kapı girişinde yiyişmek istemediğim için Taehyung'un bedenini geriye ittim. Niyetimi anlamış olacak ki ayakkabılarını fırlatarak çıkarmış, üzerindeki tişörtü de ayakkabılarının yanına atmıştı.

"Yarın burayı toplamak zor olacak."dedim zemini kaplayan kıyafetlerimize bakarken ama Taehyung'u bunu umursamayıp kalçalarımdan tutarak kucağına aldı beni. Kollarımı boynuna sarıp sakin bir öpüşme başlatırken onun adımları yatak odamıza doğru ilerliyordu.

Neden bu halde olduğumuzu sorduğunuzu duyar gibiyim. Hemen anlatayım. Bilirsiniz anlatmayı oldukça severim.

Bugün Taehyung'un üniversiteden mezun olduğu gündü. Evet, yanlış duymadınız. Dört yıl, nasıl geçip gittiğini anlamadığım o koca dört yılın sonunda, benim bebeğim üniversiteden dereceyle mezun olmuştu. Mezuniyet konuşmasını yaparken okuldan ayrılmama sebep olan herkesin gözlerinin içine bakarak haykırmışı, beni ne kadar çok sevdiğini ve ne olup bittiğini anlamadan sahneye davet etmişti. Herkes gibi ben de şaşkındım. Namjoon gitmem için beni uyarmasa o şaşkınlıktan çıkamazdım.

Sahneye onun yanına çıktığımda ne olacağını bilmiyordum, sadece bana uzattığı ellerini tutmuş; aşık olduğum gece karası gözlerine bakmıştım. "Bu planladığım bir şey değildi, aslında."diye başlamıştı konuşmasına. "İki gün önce aklıma geldi, sen yanımda uyuyordum ve gece lambasının loş ışığı altında bile çok güzeldin. O an dank etti ki ben senin tüm yaşlarını görmek, tüm yaşlarımda seninle olmak istiyorum. Kim ne derse desin. Kim ne düşünürse düşünsün. Ellerimi sen tuttuğun sürece her şeye göğüs gerebilirim, biliyorum."

Gözlerim dolarken "Taehyung..."demiştim şaşkınlıkla. Onun ismini anmaktan öteye gitmiyordu kelimelerim.

"Teşekkür ederim."diye devam etti sözlerine. "Beni kurtardığın, bana bir aile verdiğin ve benim ailem olduğun için. Jeongguk, sen benim evimsin." Taehyung'un biyolojik ailesine ulaşamamıştık. Ölmüş oldukları kesindi ama resmi kayıtlar olmadığı için bundan başka bir bilgiye ulaşamamıştık. Benim güzel bebeğim ise bu durumu sakince karşılayıp ne olursa olsun biyolojik ailesi olduğu için sembolik bir tören düzenlemiş ve bu konuyu sonsuza kadar kapatmıştı. O gün de bugün olduğu gibi sen benim evimsin, demişti. Ellerine sıkıca tutundum, ağlamak istemiyordum.

meow, darlin | taekook ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin