17//en doğru şeysin

13.8K 1.4K 731
                                    

Aaaaaaaaa
Bu bölüm için çoook heyecanliyim çünkü her şeyin yoluna girmesi için
ilk adım bu !!!

Bölümü umarım seversiniz, sizi daha uzun bekletmemek için çok fazla üzerine düşünmedim ama içime sinen bir bölüm oldu. umarım sizin de olur
♡♡♡

Bir önceki bölüm çok mutlu ettiniz beni yorumlarınızla yine beklerim *-*

İyi okumalar !

susuluvtata💜



Korkunç bir mide bulantısı ile gözlerimi araladığımda, yatakta yalnız olduğumun bilincine vararak saate baktım. Bugünün cumartesi olduğunu göz önüne alırsam oldukça erken uyanmıştım ki saat henüz dokuz bile değildi. Midemdeki bulantıyı bastırmaya çalışarak doğrulduğumda bunun hiçbir işe yaramadığını fark etmek sırtıma bir ürpertinin yayılmasına neden olmuştu. Ayrıca Taehyung'un da nerede olduğunu merak ediyordum. Dışarıya kulak kabartsam da hiçbir ses duymuyordum.

Zorlanarak yataktan kalkmış ve banyoya adımlamıştım. Sessiz salon Taehyung'un evde olmadığını yüzüme çarparken bu kadar erken nereye gittiğini düşünüyordum. Aklıma hiçbir yer gelmezken boğazımda yükselen dürtüyü zar zor bastırıp kendimi banyoya attığım gibi kusmaya başlamıştım.

Yaklaşık yarım saatin sonunda banyodan çıktığımda mutfaktan gelen seslerle oraya ilerlemiş ve kahvaltı hazırlayan Taehyung'u görmüştüm. "Günaydın."dedim dolaptan midem için ilaç alırken. "Erkencisin."

Sesimi duyunca yerinde sıçramış, dikleştirdiği sırtıyla yüzüme ufak bir bakış atmıştı. "Uyku tutmadı. Ben de kalkıp köşedeki fırına gidip sıcak simit aldım." Masanın üzerinde dilimlenmiş duran simitlerin kokusu ancak burnuma dolmuştu. "İyi misin, sen?"

Bir bardak su ile ilacı içip başımı iki yana salladım. "Değilim. Midem çok kötü. Yangın var sanırım içeride."

Kaşları endişe ile çatılsa da "Kahvaltı hazır olana kadar dinlen."demekten öteye gitmedi. Ne bekliyordum ki? O kavganın üzerinden iki hafta geçmişti ve o zamandan bu yana aramızda belirgin bir uzaklık vardı. Eskisi gibi değildi; bana sırnaşmıyor, gece uyurken yatakta olabildiğince uzak durmaya çalışıyordu benden. Konuşuyorduk, birlikte vakit geçiriyorduk ama bu kadardı işte. Gülüşlerimiz gözlerimize çıkmıyor, aksine gün geçtikçe koyu halkalara boyanıyordu. Gözlerimin önünde çöküyordu ve çöküyordum ama ne yapmam gerektiğini bilmiyordum. Midem bile bu düşünceleri kaldıramadığı için son birkaç gündür kötü değil miydi?

Son zamanlarda hep olduğu gibi birkaç kelimeyi geçmeyen sessiz konuşmalarımızla kahvaltı masasından kalkmıştık. Hâlâ kötü olduğumu gören Taehyung mutfağı da toparlayacağını söylemişti. İtiraz etmeye kalksam da midem buna engel olmuş ve kendimi tekrar yatakta uzanırken bulmuştum. Uyku ile uyanıklık arasında geçen birkaç saatin sonunda daha iyiydim. Yataktan kalkmış, ter içindeki kıyafetlerimi değiştirmiş ve salona çıkmıştım. Taehyung televizyon izliyordu.

"Daha iyi misin?"diye sordu koltukta kayıp bana yer açarken.

"İyiyim, ilaç işe yaradı."

"Anladım."diye mırıldanıp gözlerini tekrar televizyona çevirdi. Bu, konuşmaya devam etmeyeceğinin göstergesi olsa da artık konuşmak zorunda değil miydik? Ne kadar devam edebilirdik böyle sessiz kalmaya, yaşamaya?

meow, darlin | taekook ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin