•on beş•

1.8K 187 88
                                    

Berk'le birlikte ağır adımlarla koridorda yürüyorduk. Pazartesilerden gerçekten de nefret ediyordum. Üstüne üstlük hafta sonum çok inişli çıkışlı geçmişti.

Sarp'ın yaptığı şeyin saçmalık seviyesi Everest'i geçmiş, üstüne üstlük Atalay buna şahit olmuş ve benimle alay etmişti. Atalay... O da beni bulmayı kafasına koymuştu.

Bir insan size bunları yaşatırken nasıl onu sevebilirdiniz?

Saçımın rengini sevmiyor diye habire saçlarımı karıştırıp bozan, ben uyurken buna sinir olup beni dürtükleyerek ya da saçımı çekerek uyandıran, çillerimle alay eden, her fırsatta çirkin olduğumu söyleyen birisinden nefret etmem gerekirdi, değil mi? Herkesin sizden uzaklaşmasına sebep olmuş birinden nefret etmeliydiniz. Ediyordum da, bir zamanlar.

Atalay benim çocukluğumdu, mutluluğumdu. Berk'ten bile çok önce, o benim en yakınımdı.

Berk koluma girince kafamı kaldırıp ona baktım. "Sakin ol," dedi bana. Tam sebebini soracaktım ki karşıdan gelen Sarp'ı görmemle ağzımın kapanması bir oldu.

"Rüya, biraz konuşabilir miyiz?" diye sorduğunda onu umursamamayı istesem de sertçe konuştum.

"Hayır." dedim. "Bana yaklaşma."

"Rüya lütfen, iki dakika sadece."

Berk beni kolumdan çekerek arkasına aldı. "İstemiyor işte, uza."

Sarp bir adım geriledi. "Sadece iki dakika konuşmak istiyorum."

"Sen laftan anlamıyor musun? Uza işte."

Sarp'ın bir şey demesine fırsat kalmadan Berk beni çekiştirerek koridorda ilerledi.

Dolabımın önüne gelince sırtımızı dolaba yasladık. "Üzülme." dedi Berk. "Eğer istersen onun ağzını burnunu sikebilirim."

Ağzım açılırken Berk'in omzuna vurdum. "Terbiyesizleşme." dedim gülerek.

Berk tepkime gülerken gözlerinin kenarları kısıldı. Kolunu omzuma attı. "Seni tanımasam çok terbiyeli olduğunu yutturcaksın bana, cadı." diyerek burnumu sıktığında yüzümü buruşturup elini ittirdim.

"Oo," dedi Atalay, içeri girip bize doğru gelirken. "Kimleri görüyorum. Prenses ve onun Beyaz Şövalye'si. Siyah Şövalye nakavt oldu sanırım." dedi dudağını büzerken. Gözlerimi devirdim.

Berk kolunu omzumdan çekti ve hafifçe dikleşti. "Atalay," dedi Berk. Kapıyı gösterdi. "Şurdan siktirip gitsene, uğraştırma beni."

Atalay gülerek kafasını iki yana sallarken Berk'in yanına yaklaştı. "Ah Berk," dedi kolunu Berk'in omzuna atarak. Elindeki su şişesinden bir yudum aldıktan sonra "eağhh" diye su içme sonrası çıkan sesten çıkardı. "Çok konuşmasan iyi çocuksun aslında."

Atalay ikimizin arasına girerken dirseğini omzuma koydu.

Kalbime yavaşlamasını söylemek istedim. Nefeslerimin hızlanmaması için tek çare nefes almamaktı sanırım. Bu yakınlığından bile etkilendiğim için kendime küfrettim.

Sanki orda olduğumu yeni farketmiş gibi kafasını yavaşça bana çevirdi. "Naber Kızılcık? Bugün de pek bi çirkinsin."

Oflayarak ondan uzaklaşmaya çalıştım.

Berk Atalay'ı tutup hafifçe öne ittirdi. "Benim ellerim kaşınmaya başladı." dedi kısık ama duyulabilecek bir seste.

Atalay heyecanla gözlerini açtı. "Tesadüfe bak!" dedi neşeyle. "Ben de aşırı kaşınıyorum. Kaşımak ister misin beni?" dedi alayla.

Pıtırcık || TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin