AtaLays: Belli ki bana kızgınsın
AtaLays: Ama üstünden yeterince zaman geçti, sakinleşmişsindir
Pıtırcık çevrimiçi
Pıtırcık çevrimdışıAtaLays: Hadi ama
AtaLays: Bu kadar mı yani? Sadece girip çıkıyor musun?
AtaLays: Hiçbir şey söylemeyecek misin?
Pıtırcık çevrimiçi
Pıtırcık çevrimdışıAtaLays: Pekâlâ, biraz daha bekleyebilirim (Görüldü)
*
Atalay'ın Ağzından...Elimdeki telefonu kapatıp cebime koyduktan sonra sıkıntılı bir şekilde nefes verdim.
Daha iki gün önce her şey çok güzelken Pıtırcık durduk yere neden bana böyle davranmaya başlamıştı en ufak bir fikrim yoktu. Sebebini bilmemek bana kafayı yedirtiyordu. Ben mi ona bir şey yapmıştım? Yoksa bir şeye mi canı sıkılmıştı?
Kafamı bu konudan uzaklaştırmak için etrafıma bakındım.
Kaan, Furkan ve Mete'nin bir bilgisayar oyunu hakkındaki tartışmalarına odaklanmışken masamıza Kerem'in gelmesiyle dikkatim ona kaydı.
"İyi misin?" dedim terli ve yorgun suratında gözlerimi gezdirerek. "Antrenman zorlu geçmiş gibi, hah?"
Kerem sıkıntılı bir şekilde elleriyle yüzünü ovuşturdu. "Sorma. Koç bizim üstümüzden geçti. Üstüne üstlük antrenman maçından sonra Rüzgâr'la da atıştık. Sinirlerim bozuk."
Rüzgâr, Kerem'in basketbol takımındaki çok yakın bir arkadaşıydı. Kerem daha çok onlarla takılır, arada sırada bizim yanımıza uğrardı.
Mete, Furkan'la tartışmayı kesip Kerem'e döndü ve gevşek gevşek sırıttı. "Neden atıştınız, kız meselesi mi yoksa?"
Kerem'in Mete'nin omzuna yumruk atmasını bekledim fakat Kerem bunun yerine sessizleşerek gözlerini masaya dikti.
Furkan gergin ortamı dağıtmak adına öksürdü. "Ee Ata, Rüya geliyor muymuş kampa?"
Kafamı kaldırıp Furkan'a sinirli bir bakış attım. "Sana ne Furkan? Ne yapacaksın sen Rüya'yı?"
Furkan ve Mete geniş geniş gülümserken Kerem hafifçe sırıttı.
"Yok kardeşim, ben bir şey yapmayacağım da..."
"Da'sı ne o zaman? Kim ne yapacak?"
Mete kahkaha attığında daha çok kaşlarımı çattım. "Kullandığın şeyden ben de istiyorum abi, kafası çok güzelmiş."
"Ne uzattınız ha, söylemezseniz söylemeyin lan. Gidiyorum ben." Masadan kalktım ve ceketimin fermuarını çekip ellerimi cebime soktum.
Bazen beni gerçekten de deli ediyorlardı.
Bahçede biraz yürüdükten sonra sınıfa gidecektim ki karşıdan bana doğru gelen Tuğçe'yi görünce duraksadım. Yüzünde heyecanlı bir gülümseme vardı.
Sıçrayarak yanımda durduğunda çatılmış kaşlarım havalandı. "Pek bir sevinçlisin?" dedim sorarcasına.
Tuğçe koluma girdi. İnsanların koluna girmeyi seviyordu gerçekten de. "Sen de sevinçli olmalısın. Çünkü Rüya'yı kampa gelmeye ikna etmiş olabilirim."
"Ne?" dedim duraksayarak. "İkna mı ettin?"
Tuğçe'nin gururla göğsü kabardı. "Evet." dedi ukala bir sırıtışla. "Başta gelmeyeceklerini söyledi. Çok inatçıydı ama hallettim. Bilirsin, böyle şeyler benden kaçmaz."
"Tuğçe..." Az önce Kerem'in yaptığı gibi sıkıntılı bir şekilde ellerimle yüzümü ovuşturdum. "Senden gelip gelmeyeceğini öğrenmeni istedim, eğer gelmiyorsa ikna et demedim. Neden böyle bir şey yaptın?"
Tuğçe'nin gülüşü yavaşça silindi. "Çünkü sen onun gelmesini istiyorsun?" dedi sorarcasına.
Kaşlarımı çattım. "Hayr Tuğçe. Gelmesini falan istemiyorum. Sen... Cidden neden bunu yaptın?"
Tuğçe de sinirlenip benim gibi kaşlarını çattı. "Sana iyilik yapıyorum ve bana verdiğin karşılık bu mu? Böyle mi teşekkür ediyorsun?"
"Bana iyilik falan yapmadın. Aksine. Şimdi seni benim yolladığımı düşünecek."
Derince iç çekip ofladım. Bu hiç iyi olmamıştı işte.
"Ata, abartma. Asla böyle bir şey düşünmez, kıza çöp gibi davranıyorsun." Tek kaşını kaldırıp kollarını göğsünde birleştirerek yüzümdeki karmakarışık ifadeye baktı. "Bir arkadaşımın Berk'ten hoşlandığını söyledim. Eğer Berk'in yanında o da olursa arkadaşımın Berk'le daha rahat konuşacağını, bu yüzden onun da gelmesini istediğimi söyledim. Senden şüphelenmesine ihtimal bile yok."
Kaşlarımı kaldırdım. Yine pislik gibi davranmıştım işte. "Tuğçe, ben-"
"Özür dileyeceksen, zahmet etme. Sen ilk önce duygularınla yüzleşmeyi öğren." Kaşlarımı çattığımda kolları iki yana düştü. "Bak Ata, sen bunu ne kadar inkâr edersen et ben ne olduğunun farkındayım. Ve eğer ona böyle davranmaya devam edersen çok yakında onu kaybedeceksin. Hislerini kendine itiraf etmenin vakti geldi."
"İtiraf edecek bir şey yok." dedim kestirip atarcasına.
Oysa ki çok şey vardı. İtiraf edilemesi gerekenler hisler değildi yalnızca. Yine de bunların üzerine düşünmek istemiyordum.
Tuğçe bıkkınca iç çekti. "Atalay, bu son sene. Şimdi ona sataşarak onunla konuşuyorsun, ya sonra? Lise bittiğinde hangi bahaneyle onunla konuşacaksın? Hadi bahane buldun diyelim, bu yaptıklarından sonra acaba o seni görmek isteyecek mi? Şu an sana mecbur olduğu için katlanıyor. Ama bu sene bitince sen de biteceksin onun için, anlıyor musun Atalay?"
"Tuğçe, böyle bir şey olmayacak. Sen ne düşünürsen düşün, ben Rüya'yı sevmiyorum. Ona sataşıyorum çünkü onu rahat ve mutlu görmek istemiyorum. Lise bittiğinde o hayatımda olmayacağı için de gayet mutluyum. Sen de bunu anlıyorsundur umarım."
"O hâlde neden Rüya'ya karşı sevgili rolu oynamamı istedin benden?" dedi bir şey kanıtlamak isteyen bakışlarla.
"Çünkü sinirlerimi bozmuştu. Kimsenin beni sevmeyeceğini söylediğinde ona aksini kanıtlamak istedim. Haksız olduğunu gösterip kötü hissetmesini istedim. Ondan hoşlandığım falan yok."
"İyi," dedi Tuğçe kollarını göğsünde birleştirerek. "Ona bunu gösterdiğine göre artık rol yapmamıza gerek yok sanırım?"
Tek kaşını kaldırıp bu dediğine karşı çıkmamı bekledi. "Çok iyi bir fikir." dedim kendimden emin bakışlarla. Tuğçe'nin kolları şaşkınlıkla iki yanına düştü.
Tuğçe ağzını açmıştı ki arkamı dönüp uzaklaşmaya başladım. Bu konuşmayı daha fazla yapamazdım. Tuğçe'nin söyleyeceklerini dinlemek istemiyordum.
Tuğçe aksini iddia etse de tüm okulun düşündüğü şey aynıydı. Ben Atalay Özendik, Rüya Öztürk'ten nefret ediyordum.
***
Tuğçe hakkında ne düşünüyorsunuz?Kerem'e neler oluyor sizce?
Atalay'ı boğmak isteyenler?
Bu arada 2K OLMUŞUZ BEN SİZİ YERİM YERİM HEM DE ÇITIR ÇITIR YERİM❤️
Oy ve yorumlarınızla beni motive ettiğiniz ve kitaba destek olduğunuz için heppppinize çok teşekkür ederim gerçekten. Bu kitabın sevilmesi, sizin attığınız oylar ve yorumlar beni çok mutlu ediyor ve daha bir şevkle yazıyorum kitabı. İyi ki varsınız. Sizi çok seviyorum bebüklerim❤️
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Pıtırcık || Texting
Humor❗️Bu bir utangaç kız-havalı oğlan hikayesi değildir❗️ Alışılagelmişin dışında, farklı bir kurgu sizleri bekliyor! Onlar birbirlerini tanıyor, yıllardır ezeli düşmanlar. Ama arada çok büyük bir sır var. Haydi gelin birlikte öğrenelim! - Pıtırcık: Anl...