3 yıl önce...
"Atalay! Biraz hızlan!" dedim başımı arkaya çevirerek. Çok geride kalmıştı.
"Koşuyorum işte. Ama sen çok hızlısın, yetişemiyorum!"
Söylediği yalandı. Atalay çok iyi koşardı. Yine de her seferinde, benimle arasına mesafe koyacak şekilde yavaşlıyordu.
Kaşlarımı çatarak durdum. "Niye yalan söylüyorsun?" dedim kollarımı göğsümde birleştirerek. Dudaklarımı büzerek kafamı yere eğdim. "Benden hızlı koşabildiğini ikimiz de biliyoruz."
Atalay gülümsedi ve temkinli adımlarla yanıma yaklaştı. Elini yanağıma koyup kafamı kaldırdı ve yüzüne bakmamı sağladı. "Eğer önüne geçersem ve ayağın takılırsa düşme diye kim seni tutacak?"
"Çok uyduruk bir bahane bu." dedim gözlerimi devirerek.
"Belki." dedi bir adım geri giderek. Gülümsedi. "Ama doğru."
"Lisenin ilk dersine geç kaldık, farkında mısın?" dedim yüz ifademi sinirli tutmaya çalışarak. "Hepsi de sırf sen aksiyon olsun diye son 10 dakika okula koşmak istedin diye. Üstüne üstlük yavaş koşuyorsun! Ya ceza alırsak?"
Atalay ofladı. "Rüya, biraz rahat olur musun? Kimse okulun ilk günü bize ceza vermez." Vermişlerdi.
"Rahat olamam!" dedim sesim çatlarken.
Atalay güldü. "Gerçekten ağlamayacaksın, değil mi?"
Dudağımı büzdüm. Gözümden iki yaş süzülürken gözlerimi kapayıp kafamı hayır anlamında iki yana salladım.
Atalay sesli bir şekilde gülerek "Gel buraya." dedi bana sarılmadan hemen önce. "Yine neden ağlıyorsun bakayım?"
"Korkuyorum." dedim ağladığım için çatallı çıkan sesimle. "Her şeyin değişmesinden çok korkuyorum."
Atalay geri çekilerek elimden tuttu. "Gel." dedi beni karşıdaki duvarın dibine oturtmadan önce. O da benim yanıma oturup kafasını bana çevirdi.
"Hiçbir şey değişmeyecek." dedi güven verircesine.
"Ama ya değişirse? Liseye geçiyoruz. Ya senin yeni arkadaşların olursa? Ya artık beni istemezsen? Ya her şey çok kötü olursa?"
"Rüya," dedi Atalay kaşlarını çatarak. "Saçmalama. Böyle bir şeyin olmasına imkan yok."
Kocaman olmuş gözlerimi Atalay'a çevirerek ağlamaktan akan burnumu çektim. "Emin misin?" dedim saf saf.
Atalay gülümsedi. Neden bilmiyorum ama o her gülümsediğinde benim içim sıcacık oluyor, huzurla doluyordu. "Sana söz veriyorum."
"Tamam." dedim kafamı omzuna yaslayarak. "Sana inanıyorum."
Bu kadar kolaydı işte benim için Atalay'a güvenmek.
O da kafasını benim kafama yasladı. Bir anda tüm endişem uçup gitmiş, ağlamam dinmişti.
O benim yanımdayken mutluydum. Atalay yanımdaysa güvendeydim, biliyordum.
***
Şaşıranları göreyim?Geçmişten bir bölümdü bu. Birkaç bölüm daha böyle olacak. Geçmişte neler olduğunu anlayabilmemiz ve ilerde yaşanacak bazı şeyleri anlayabilmek için bu gerekliydi. Umarım sevmişsinizdirr❤️
Bu bölüm hakkındaki düşünceleriniz neler?
Sizce ne oldu da böyleyken bi anda adeta düşman gibi davranmaya başladılar birbirlerine?
Yorum yapmayı ve oylamayı unutmayın! Sizleri çok seviyoruumm❤️
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Pıtırcık || Texting
Humor❗️Bu bir utangaç kız-havalı oğlan hikayesi değildir❗️ Alışılagelmişin dışında, farklı bir kurgu sizleri bekliyor! Onlar birbirlerini tanıyor, yıllardır ezeli düşmanlar. Ama arada çok büyük bir sır var. Haydi gelin birlikte öğrenelim! - Pıtırcık: Anl...