Multide Atalay'ın piyanoda çaldığı şarkı var. O kısım gelince haber vereceğim, şarkıyı mutlaka açın!!
Bu bölümü Eylül'e ithaf ediyorum.
***
Atalay. Sabah ilk derslerde kafasını koyup uyumuştu. Nasıl uyumasındı ki? Gece içmiş, üstüne bir de benimle konuştuğu için uykusuz kalmıştı.
Ben de uykusuzdum, gözaltlarım çökmüştü ama Atalay bu haldeyken kendimi düşünecek değildim ya?
Yemekten önceki son dersti. Atalay bir kere bile benimle uğraşmamış, benimle göz teması bile kurmamıştı.
Dün geceden beri düşünüp duruyordum. Bu öğlen yanına gitmeli miydim? Müzik odasına gitmeli miydim?
Ama hayır, gitmeyecektim. Beklediği kişi ben değildim. Kantinci Mahmut abi bile çıksa karşısına, eminim beni göreceğinden çok daha mutlu olurdu onu görünce.
Benim oraya gitmem, onun karşısına çıkmam yalnızca hayal kırıklığı yaşatırdı ona. Onun yanına gitmeyecekim.
Teneffüs zili çaldığında koridorda Berk'in yanına giderken nöbetçi öğrenci beni durdurdu. "Rüya," dedi nefes nefese. "Senden bir şey rica edebilir miyim?"
"Tabii." dedim ona dönerek.
"Önümüzdeki hafta olacak gösteri için bu evrakların hemen bugün Fevmi hocaya imzalatılması gerekiyor. Ama benim sınıf defterlerinden yoklamaları toplamam lazım. Başka kimseyi bulamadım bunu isteyecek. Rica etsem, işin yoksa sen imzalatabilir misin bu kağıtları?"
"Olur tabii ki. Fevmi hoca nerede biliyor musun?" dedim.
"En son müzik odasında görmüştüm onu, orda değilse yemektedir. Gerçekten çok teşekkür ederim."
O kağıtları elime tutuşturup arkasını dönüp giderken olduğum yerde durdum. Müzik odası... Atalay orada olacağını, beni bekleyeceğini söylemişti.
Müzik odasına doğru yürüdüm. Gergin ve heyecanlıydım. Ellerimi durmadan ovuşturuyor, gerginliğimi azaltmaya çalışıyordum. Beni bekliyor olamazdı, onun yanına gitmemeliydim.
Müzik odasının önüne geldiğimde piyano sesini duymamla hafifçe aralık olan kapıdan yavaşça içeri girdim. Fevmi hoca yoktu, arkamı dönüp gidecektim. Ama piyanoyu çalan Atalay'dı.
Öyle sihirliydi ki çıkardığı sesler, sanki piyanonun her bir tuşu kalbimdeydi de dokunduğu her yer sızlıyordu.
Amacım buradan çıkmakken müziğin sihrine kapılmışçasına bir adım ilerledim. Ve bir adım daha. Atalay'ın mırıldanışlarıyla iç içe geçmiş piyano sesleri beni kendine çekiyordu.
Beni görmesini istemediğimden kolonun arkasına saklandım, mümkün olabilecek en sessiz şekilde yere çöktüm.
"Kim olacak bundan sonra
Uyandığımda soğuk yatağımda?
Kim dinleyecek kalbimi?
Bakacak hep yüzüme
Güzelmişim gibi sanki?
Kim tutacak son anda
Bedenimi havada
Düşen uçurumlarda?
Ben tutarken nefesimi
Ağzından aldığım
Ağzımda sakladığım
Uçup gitmesin diye
Biz büyür dünya değişirken
Birbirimizi düşünüp başkalarıyla sevişirken"Sesi öyle huzur vericiydi ki, gözlerim titreyerek kapandı. Sesi sanki tüm bedenime yayılmış, beni içten içe tüketiyordu.
Atalay şarkıyı söylerken sesinde dalgalanma olan her an benim kalp atışlarım da dalgalanıyor, inip çıkıyor, yavaşlıyor ya da hızlanıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Pıtırcık || Texting
Humor❗️Bu bir utangaç kız-havalı oğlan hikayesi değildir❗️ Alışılagelmişin dışında, farklı bir kurgu sizleri bekliyor! Onlar birbirlerini tanıyor, yıllardır ezeli düşmanlar. Ama arada çok büyük bir sır var. Haydi gelin birlikte öğrenelim! - Pıtırcık: Anl...