•yirmi beş•

1.7K 188 93
                                    

ATALAY'IN AĞZINDAN

Gelen bildirim sesiyle kaşlarımı çatıp oturduğum koltuktan kalktım ve masaya doğru ilerledim. Bugün duygusal olarak fazlasıyla yorulmuştum ve uykusuzdum.

Bir an telefonu bırakıp yatağa gitmeyi, huzurlu bir şekilde uyumayı düşündüm. Altı üstü bir mesajdı sonuçta.

Yine de masadan telefonumu alıp gelen mesajın Pıtırcık'tan olduğunu görünce içime mutlulukla karışık bir heyecan hissi yayıldı.

O ne zaman mesaj atsa keyifleniyordum. Onunla konuşmak iyi hissettiriyordu. Sanki kimsenin bilmediği, kimsenin sahip olamayacağı bir şeye sahipmiş gibi hissediyordum.

Öyleydi de aslında. Pıtırcık benim özelimdi. Sadece benim bildiğim, sadece benim konuştuğum birisiydi o. Bir insan nasıl bu kadar ince düşünceli, nasıl bu kadar huzur verici olabilirdi?

Biri vardı, yıllar önce. Hayatımdan çıkıp giden biri, bana yabancılaşan biri vardı. Kendi ellerimle ittiğim birisi. Rüya.

Ama Pıtırcık o olamazdı. Nasıl olabilirdi ki? Rüya benden nefret ediyordu. Yıllardır ona yaptığım şeyler yüzünden benden tiksiniyor olmalıydı.

Böyle olmak zorundaydı, diye düşündüm. Ancak bu şekilde ona sahip çıkabilirdim.

Pıtırcık bana mesaj atmışken Rüya'yı düşünemezdim. Kafamı sallayıp telefon ekranını açtım.

Pıtırcık: Kapının önünde seni bekleyen bir sürpriz var, acele etsen iyi olur

Kaşlarımı çatıp gözlerimi ardını görebilecekmişçesine kapıya diktim. Ardından tekrar elimde tuttuğum telefona baktım.

Bu da ne demekti şimdi?

Kapıya doğru ilerlerken annemin yattığı koltuğun yanında duraksadım. Bacaklarını kendine çekmiş uyuyordu. Saçları dağılmış, yüzündeki çizgiler son günlerde yaşadıklarımız onu yaşlandırmışçasına derinleşmişti.

Onu uyandırmamaya çalışarak koltuğun yanına çöktüm. Ellerimi yüzündeki çizgilerde dolaştırdım, saçlarını okşadım. Üstündeki örtünü açıldığını görünce hemen her yerini sarmalayacak şekilde örtüyü üstüne tekrar örttüm. Kapıya baktıktan sonra onu yatağına taşımalıydım.

Yanından kalkıp yavaş adımlarla evin kapısına doğru ilerledim ve kapıyı açtım.

Yerde şeffaf bir kutu, kutunun üstünde de bir not vardı. Eğilip şeffaf kutuyu elime aldığımda içinde olan şeyi görmemle donakaldım.

Minik bir su kaplumbağasıydı bu.

Şaşkınlığımı attığımda kutunun üstündeki notu alıp sindire sindire, üstünde yazan kelimeleri birer birer okudum.

"Sahip olamayacağını düşündüğün her şeye bir gün sahip olman dileğiyle...
Ben senin yanında olamıyorsam bile umarım bu minik hep senin yanında olur.
-Seni çok seven, Pıtırcık."

***

EVVEEEETTT!! ALLAH'IM ÇOK MUTLUYUM NE POZİTİF BİR BÖLÜMDÜ BU BÖYLE!!

Pıtırcık'ın Atalay'a su kaplumbağası alması hakkında ne düşünüyorsunuz bakalım?

Yazdığı nota ne demeli peki?

Atalay'ın bu bölümdeki hali için ne düşünüyorsunuz?

Sizce Atalay ne tepki verecek?

Atalay'ın ağzından başka bölümler de olsun mu?

Geçmişe dönük bölümler olsun mu?

Ağğğğğ!!! Sizi çok seviyorum bebüklerim öbbbüldünüzzz. MUAHH❤️

Pıtırcık || TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin