Merhabaa
Yanlışlar varsa üzgünüm şimdiden
Herkese keyifli okumalar 🥺💕✨╹
Ellerimi kana bulamadan önce düşündüğüm tek şey ailemdi. Her şeyi ailem için göze almıştım, önceliğimi aileme vermiştim. Onları korumak bu yolda kalışımın tek sebebiydi ancak artık bu yolda kalmam için bir sebep yoktu. Onları korumaya, içine düştüğüm bataklıktan uzak tutmaya çalıştıkça kendimle birlikte onları da aşağı çekiyordum. Onları koruyamıyordum.
Kang Daniel'in adamlarından birine ait olduğuna yemin edebileceğim bir araba, birkaç gün öncesinde Jihyo'ya, biricik yeğenime çarpıp kaçmıştı ve benim bundan henüz haberim oluyordu. Durumu günlerce yoğun bakımda kalacak kadar ciddi olmasına rağmen ablamın ısrarla telefonlarıma bakmamasıysa tamamen bana olan kızgınlığındandı çünkü biliyordu ki bu, benim çamurumdu. Bulaştığım pisliklerle alakalı olduğunu anlayabilecek kadar durumun bilincindeydi. Öfkesini anlayabiliyordum. Aynı öfkeyi ben de kendime duyuyordum.
Beceriksizin, aptalın tekiydim. İşlerin zıvanadan çıktığını görmeme rağmen yangına körükle gitmeye devam etmiştim. Burada kalmış, çukurlarla dolu yolda yürüyüp durmuştum ve sonunda önceliklerimi unutmuştum.
Jimin'in aksine, benim hâlâ korumam gereken bir ailem vardı. Önceliğim intikam değil, ailem olmalıydı ancak gözlerimin önüne öyle bir perde inmişti ki...Bu perde kalktığında iş işten çoktan geçmişti.
Bu iş, artık boyumu aşıyordu.
Buna bir son vermem gerekiyordu. Oturup eski boktan hayatıma dönmek için neler yapabileceğimi kara kara düşünmek, lanetler etmek ya da ağlamak hiçbir halta yaramıyordu. Bir şeyler yapmalıydım. Ailemi de alıp buradan bir an önce defolup gitmeliydim.
Gitmeliydim tabii de, elim kolum bağlıyken nasıl yapacaktım? Kang Daniel ensemdeydi. Park Jimin ellerimden çekiştiriyordu. Araftım. Ortada bir noktaydım ve benim aradan çekilmem demek belki de işlerin daha da karışmasına neden olacaktı. Yakama yapışacaklardı. Gitmeme izin verdiğini söylediği halde Park Jimin de yakama yapışanlardan olacaktı, bundan emindim.
Çıkmazdaydım. Jimin'in desteğini kazanmaktan başka aklıma gelen tek bir fikir dahi yoktu.
"Taehyung,"
Kısık bir sesle seslendi Antonio. Onun seslenişiyle irkilerek doğruldum, artık iradem dışında akan gözyaşlarımı sildim. Kendime gelmem gerekiyordu.
"eve mi dönsen?"
"Dönemem."
"Ben buradayım, endişelenme. Önemli bir gelişme olursa haber veririm."
Kafamı iki yana sallarken bir an onun nereden haberi olduğunu sorgulamaya başlamıştım. Neden buradaydı, benden önce nasıl gelebilmişti?
O önceden biliyorsa Jimin de bu durumu biliyor demek oluyordu. O halde neden benden gün geçtikçe uzaklaşıp duruyordu? Ona en ihtiyacım olduğu zamanda beni neden hep yalnız bırakıyordu?
"Patlamanın üstünden bir hafta bile geçmedi. Kendini yıpratma böyle. Git ve dinlen."
'Destek' olmanın ilişkinin bir parçası olduğunu bilemeyecek kadar uzak mıydı bu konuya?
"Signor Park senin için endişeleniyor olmalı. Lütfen."
Beni biraz önemseyemez miydi?
"Jimin'in burada olduğumdan haberi var mı?"
"Nereye gittiğini söylemedin mi?"
"Onunla konuşamıyorum."
Kaşları soru sorarcasına çatılınca "Benden kaçıyor." diye mırıldandım. Bu gerçek beni kahrediyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
OMERTA ╹ vmin
FanfictionBu deli dünyada tek başınasın, herkese ve her şeye rağmen hayattasın. •Mafia!Park Jimin