9-2♰ more than this

1K 103 90
                                    

Sanırım buradan sonra biraz daha hızlanabiliriz :) ehehe
İyi okumalarrr

"Daha ne kadar bekleyeceğiz?"

"Yoongi'nin kameraları kontrol etmesini bekliyoruz. Malum, elimizde yalnızca adres olunca her şey olması gerekenden yavaş ilerliyor..."

Oflaya puflaya başımı cama yasladım, dışarıyı seyretmeye devam ettim. Berbat bir gece geçiriyordum ve sorun artık yalnızca Park Jimin değildi. Bay Kang. Birkaç dakika önce mesaj atmıştı. Benden ona karşı ilk adımımı atmamı istemişti.
Köşkün taslaklarını istiyordu. Böyle bir şeyi neden istiyordu ya da evin neresinde bulabilirdim gram fikrim yoktu. Etrafı kurcalamam gerekecekti. Zaten beni bu yüzden istiyordu. Köşkü dolaşabilecek, içeri sızabilecek en rahat kişilerden biriydim. Lorenzo'nun yardımıyla ortalığı karıştırabilirdim. Fırsatını bulduğum an evin bir yerlerinden başlamam gerekiyordu. Artık en olası yer neresiyse oradan.

Tabii bir de bu geceyi atlatmak vardı. Neyle karşılaşacağımızı bilmediğimizden hazırlıksızdık. Kameralar nerde bilmiyorduk, Yoongi sadece adresle zar zor erişim sağlayabilmişti. Doğru evde olup olmadığımızdan bile emin değildim çünkü adamın ismini, yüzünü bile bilmiyorduk! Yanlış birini öldürmek istemiyordum. Zaten yeterince ağırlık vardı üzerimde. Bir de masum birinin ağırlığı...

"Neden böyle olduğuyla bir ilgin var mı yoksa işleriyle mi ilgiliydi?"

"Ne?"

"Yani onu kızdırdın mı, diye soruyorum."

"Pek sayılmaz. Genel hali böyle."

"Bana karşı ilk kez böyleydi."

"Bana karşı hep böyle."

"Tuhaf."

Öyleydi. Bu inkar edilemez bir gerçekti.

"İşlerinde risk almazdı." diye mırıldandı kendi kendine. Pekâlâ, artık almaya başlamış gibi görünüyordu. Yoksa bizi buraya neden elimiz boş göndersin ki, öyle değil mi?

"Ah, yanında ne kadar kalırsam kalayım onu asla anlayamayacağım. Kafasında sürekli sakladığı bir şeyler oluyor."

"İçine kapanık?"

"Öyle de denebilir."

Denebilir mi? Öyleydi! O kadar içine kapanıktı ki duygularını bile bir kutunun içerisine hapsetmişti. Ne hissettiğini kesin bir şekilde anlamak çok zordu. Ne düşündüğünü, ne yaptığını anlamak zaten imkansızdı. Onu yalnızca konuştuğu zamanlarda anlayabiliyordum, o zamanlarda da laf sokmaktan geri durmuyordu.

Bir an beni öptüğü ve ona güvenmemi söyleyen, beni önemsiyormuş gibi görünen Jimin'i hatırlayınca "Bipolar falan mı?" diye sitemle öylesine sordum, kıkırdadı.

"Belki o zaman onu anlamamız daha kolay olurdu."

"Cidden..."

Telefonu çalmaya başladı. Şükürler olsun ki ikiziydi! Nihayet bir gelişme oluyordu. Bir an sonsuza dek burada haber bekleyeceğimizi düşünmüştüm.

"Dinliyorum."

"Apartmanda güvenlik kamerası yok, temiz." dedi Yoongi. Sesi hoparlörden geliyordu.

"Gördüğüme eminim, iyice baktın mı?"

"Hepsi göz korkutmak için. Çalışmıyorlar."

"Ya sokak?"

"Sokakta var. Sizi şu an görebiliyorum."

"Bir şey yapamaz mısın?"

"Yaptım bile. Veri tabanından sizin geldiğiniz dakikadan itibaren kaydı sildim. Eski görüntüyü dondurdum, görünmüyorsunuz. Şu an rahat olabilirsiniz."

OMERTA ╹ vminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin