-24-

880 99 218
                                    

Gelen seslerden önümde bir arabanın durduğunu anladım ama başımı kaldırmak istemedim. Birisi bileğimden tutup kafamı kaldırdı ve bana sarıldı. "Ne oldu sana böyle?" diye sorunca sadece "Anlatmak istemiyorum." diyebildim. Kollarımı açıp bende ona sarıldım. Ağlamam birazda olsa kesilene kadar beni bırakmadı.

"Haklısın, ben ona gerçekten aşık oldum." dedim. "Ama o benim sadece ağzıma sıçıyor." diye devam ettim. Kafamı kaldırıp yüzüme baktı. Yanaklarımdaki göz yaşlarımı sildi. "Ne olduğunu anlatmak ister misin?" diye sordu. Kafamı geri omzuna yasladım. İlk başta anlatmak istemedim ama sonradan "Finn sabah Kathrynle yiyiştiği için derse geç kalmış." dedim.

"Biliyorum bu çok zor ama ikiniz birlikte olmadığınız sürece ona karışamazsın. Hem sabah sadece arkadaşız diyen sen değil miydin?" diye sordu. "Jacob, anlamıyorsun. Biz olamayız. İzin vermezler, engel olurlar. Ama böyle de yapamıyorum. Onun başkasıyla olmasına dayanamıyorum. Bana bunu yapmasına dayanamıyorum." dedim.

"İlk önce bana değerliymişim gibi hissettirip sonra da gidip başkasını öpmesi beni delirtiyor." derken derin derin nefes almaya çalıştım. İçimden "Hem beni öpüp, benimle birlikte olup sabah başkasını öpmesini sonrada öğlen benimle olmasını kaldıramıyorum." diye geçirdim. Kısa bir sessizlikten sonra hıçkırınca gülmeye başladı. "Hadi senin neşeni yerine getirelim." diyip beni ayağa kaldırdı ve arabanın kapısını açtı. "Ben minik bir telefon konuşması yapıp geleceğim." diyip kapıyı kapadı.

Gerçektende konuşması bir dakika bile sürmemişti. "Aslında gideceğimiz yer hoşuna gider mi, bilmiyorum ama bence denemeye değer." dedi ve arabayı sürmeye başladı. Gözlerim birazcık kapanırken kendimi uykunun kollarına bıraktım.

"Heyy! Artık uyanmaya ne dersin?" diye bir sesle uyandım. "Hadi uykucu inme vakti." diyince kapıyı açıp indim. Kendimi onların evinde bulmayı beklemiyordum.

.

Pat bize güzel bir şarap açmıştı ve şu anda sohbet ediyorduk. Jacob'ın annesiyle kendi annemden daha çok şey paylaşmam çok garipti. Pat'e içimden geçen her şeyi anlatmıştım. Bütün olanlarıda ona gerçekten güveniyordum. Jacob'a bile söylemeyeceğine söz vermişti.

Bende Jacob tuvalete gitmek için yanımızdan kalktığında anlatmıştım. Şimdi de telefonu çaldığı için yanımızdan kalkmıştı. "Biliyor musun Rolf ve benim ailemde bizim birbirimizle birlikte olmamızı istemiyordu ama biz birbirimize gerçekten aşıktık. Yani eğer sizde gerçekten aşıksanız eminim ki sonunda birleşirsiniz." dediğin de "Ben ona aşığım ama onun tek yaptığı bana yalan söylemek." dedim. Elimizdeki şarap bardaklarını alıp masaya koydu sonrada ellerimi sıkıca tuttu.

"Eğer duyguların için savaşmak sana zarar veriyorsa belki de bu savaşı bırakman gerekiyordur. Biliyorum bu senin için çok özel. Sonuçta ilk sevdiğin ilk öptüğün kişi yine de bazen olmaz. İnsanlar böyledir. Derslerine çalışırsan başarılı olursun, çiçeğe su verirsin büyümesini izlersin ama insanlar için aynısı olmaz. Ne kadara çabalarsan çabala elinden bir şey gelmez. Belki de biraz da karşı tarafın çabalamasını beklemelisin." dedi. Ellerimi ellerinden çekip ona sarıldım. Sadece "Teşekkür ederim Pat." diye fısıldayabildim. O da saçlarımı bir anne şevkatiyle okşadı.

Gerçektende annemle böyle olabilmek için bir çok şeyden vazgeçebilirdim. Jacob "Annemi kaptırdığıma inanamıyorum." diyince ayrılmadan ona döndük. Benim dolu gözlerimi görünce o da gelip bize katıldı. "Tamam ağlama. Bir günlüğüne ikimizinde annesi olabilir." diyince göz yaşlarımın arasından güldüm.

Pat geri çekilip yanaklarını silene kadar onun da ağladığını fark etmemiştim. "Siz genç değil misiniz? Dışarı çıkıp eğlensenize. Burada salya sümük ağlamak size hiç yakışmıyor." dedi. Jacob "Sende gelirsen gidebiliriz yoksa annem izin vermez." diyince kafasına yavaşça vurdu. "Biliyorum genç gösteriyorum ama yaşlandım ben." dedi. Ben de "Aslında hiç dışarı çıkıp eğlenme havamda değilim." dedim.

inheritors | fillieHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin