"Kaybettik." Nefesi tıkanmış ve hayal kırıklığı içinde fısıldadı Hoshiumi. Daha çok kendi kendine konuşuyor gibiydi.
Ondan aşağı kalır bir yanım yoktu. İnanamıyordum. Sadece ben değil tüm salon inanamıyordu.
Hinata, hepimizi yere sermişti. Kendini voleybola adadığını, büyük değişimini iliklerime kadar hissetmiştim.
"Sonunda." sonunda beni yenmişti. Sinirlerim bozulmuş kendi mimiklerimi yönetemiyordum. Yüzümde ki sırıtma takım arkadaşlarım gibi beni de şaşırttı. Bu acının tatlı tebesümü falan da değildi.
Herkes sıra olup tek tek selamlaşmaya başladı. Sıra Hinata'ya gelince yüzünde kibirli bir sırıtış aradım beni yenmenin onun egosunu tatmin edeceğini düşünüyordum ama aksine o samimi gülümsemesiyle "gerçekten iyi maçtı." Diyip elimi sıktı. Elim ısınmıştı ama kısa sürmüştü, elini çekip sıradaki kişiyede aynısını söyleyip elini sıkınca kaşlarım çatıldı. Herkese aynısını söylerse bunun özel bir anlamı kalmazdı.
Diğer maç için saha boşaltıldı. Servis arabasına doğru bir kaç adımım kalmıştı ki Hinata önümü kesti. Şaşırarak duraksadım.
"Kageyamaaaa! Suga-san hepimize mesaj atmıştı görmedin mi? Beraber eski lise dostları olarak toplanacaktık." Heyecanla ellerini yumruk yapıp yerinde sallanıyordu. İtiraf etmeliyim şirin gözüküyordu.
"Telefonla fazla ilgilenmem, görmemişimdir." Aslında görmüştüm. Şu an tek amacım daha havalı gözükmekti ne yalan söyleyim.
"Tobio yalan söyleme, sen her zaman telefonla ilgilenirsin."Hoshiumi sırası mı şimdi?
Yalanım ortaya çıktığı için dişlerimi kenetleyip başka tarafa baktım.
Hinata minik bir kahkaha attı. "O zaman geliyorsun." Bu çocuk Brezilya'da ne yedi ne içti, hayır yani bu özgüvenin kaynağı nerden geliyor? Eskiden karşımda ezilip büzülürdü, yüzüme bakamazdı.
Cidden beni unuttu mu? Bu kadar basit miydi aşkı? O an içimde dolup taşan öfkeyle öne bir adım atıp aramızda ki mesafeyi sıfırladım. Amacım neydi?
İnanın ben de ne yaptığımı bilmiyorum. Resmen vücudum sen otur ben hallederim diyip kendi kendine hareket ediyordu.
Hinata biraz tedirgin olup kendini geri çekti. Rahatsız oldu. O benden rahatsız oldu. Sinirim garip bir hayal kırıklığına bıraktı kendini. İyi de neden? Böyle hissetmem çok saçma.
"Bir şey mi oldu kageyama?"
"Geliyorum."düz sesimle konuştum.
.
"Yaşasıııın."yerinde zıpladı."Abartıyorsun." gözümü devirdim.
"Ama çok uzun zaman sonra hep beraber olacağız."ellerini çırparak yerinde minik minik havalanmaya başladı.
"Neyse, bizi kapıda bekliyorlar yürü." Bize çıkışta Sawamura-san'ın arabasının içinden el sallayan Tanaka-san'ı görünce konuştum.
"Shoyo çok geç kalma. Gece odamıza geldiğinde de ışıkları açma Bokuto uyanınca bir daha kimse onu uyutamaz." Odamıza kelimesini bastırarak ve gözümün içine bakarak söylerken sırıtan Atsuma'yı görünce aynı şekilde karşılık verdim. Amacını şimdi anlıyordum ama benim öyle bir amacım yok.
Yinede...
"Bizi bekliyorlar Shoyo." Diyip ince kolunu tuttum.
Hinata'da şaşırıp duraksadı önce, sonra birden yüzü asıldı. Başını aşağı eyip benden biraz uzaklaştı ve önümden yürümeye başladı.
İlk adıyla seslenmem hoşuna gider sanıyordum. İçten içe üzüldüğümü hissettim. Ona adıyla ilk seslenişimdi ve o bundan rahatsız olmuştu. O gerçekten beni unutmuştu. Üstelik elimde havada asılı kalmıştı.
Normal yürüyüşümle yürüsem yanına varacaktım aslında ama o rahatsız olmasın diye normalden daha yavaş adım atmaya çalıştım.
İşkence gibide gelse sonunda arabalara vardık. İki araba vardı kalabalık olduğu için Sawamura-san'ın yanında Asahi-san'da arabasını getirmişti.
Hinata önce benim binmemi bekledi. Daha sonra ise benim olmadığım diğer arabaya bindi.
Kırgınlıkla surat asıp kollarımı bağladım. Diğerleri beni tebrik edip iyi olduğumu zırvalıyorlardı, kaybettiğim için surat astığımı sanıyorlardı. Onu unutalı çok olmuştu.
Şu an düşüncelerimin tamamını ele geçiren tek bir şey vardı, geldiği gibi birden tüm düzenimi tepe taklak eden turuncu saçlı aptal. Hinata Shoyo...
xxxxxxxxx
Hinata'nın kazanmasını istediğimi nasıl belli ederim adlı çalışma.
Okuyanlar var onlar için not. Zaten anlamışsınızdır günde 73638274 bölüm atmamadan. Can sıkıntısına yazıyorum benden çok şey beklemeyin. Bende biliyorum çok kötü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ı regret it [kagehina]
FanfictionSadece sihirli bir dilek hakkı ona yaşattığım onca acıyı unutturabilir miydi yoksa şapkadan çıkan tavşan misali ona beklemediği itirafı yapmak için çok mu geç kalmıştım?