"Hinata beraber kahvaltıya inelim mi?"
"Aslında sabah koşusuna çıkıyordum tam da."sahte bir gülümsemeyle odadan hızla çıktı.
Peşinden ayağa kalkıp kapının önünde durmuştum fakat yeniden yalnız kalınca yatağıma gidip bıkkınlıkla uzandım. Yüzümü yastığıma, kırık kalbimi göz yaşlarıma gömdüm.
_______
"Hey! fazladan çalışalım mı?"antreman bitince herkes gibi odasına giden Hinata'nın arkasından yetişip daha nefesimi toparlayamadan söze daldım.
Cidden nefes nefeseydim ve bu yüzden biraz eğilerek ellerimi kırdığım dizlerime yerleştirdim. Bu sayede yüzüne çenesinin altından bakmak zorunda kalmıştım.
Bana donuk bir bakış atıp iç çekti ardından da bıkkınlıkla kollarını birbirine bağladı. "Koç mu istedi."
"Aslında ben istiyordum."bunu rahatça söyleyebilmek bile o an çok zordu.
"Başka zaman yapsak, karnımı doyurmam gerekiyor." Arkasını dönüp bana bakmadan el salladı ve uzaklaştı.
Ağlayamıyordum, rahatça üzülemiyordum bile. Sana kızamıyordum çünkü bu yaptığın beni öldürmek olsa bile, benim yaşattıklarım diriyken cehennemi tattırmak olsa gerekti. İtiraz edecek yüz bile bulamıyordum. Artık kendi iğrençliğim yüzüme kese kağıdı geçirme isteğimi körükler boyutlardaydı.
_______
"Tobio, Shoyo ikiniz eşsiniz." İkili maçlar yapıyorduk. Herkes bir kere eş olacaktı fakat ben yinede en kısa sürede onunla olmak için tanrıya yalvarıp duruyordum çocuk gibi.
Filenin önüne geçtik. Henüz düdük çalmamıştı bu yüzden bu kısa saniyelerde bir nebze sesini duymak istiyordum. Artık karşılık vermesinin bir önemi bile yoktu sesini birkaç saniye duysam yeterdi.
"Hina-"
"Odaklan başlıyoruz."gözünü fileden ayırmadan lafımı böldü.
"Üzgünüm." Sakın ağlayım deme aptal.
______
Böyle geçen koca bir haftanın sonunda artık delirmek üzereydim. Sürekli beynimde dönüp duran sahneler ve benden kaçan Hinata.
Bir onu üzmemek için susmayı tercih ediyor bir kendi bastıramadığım duygularım yüzünden peşinden koşuyordum. Bu dengesizlik bedenimi gün geçtikçe mahvediyordu. Hareketlerim tembelleşmiş, göz altlarım durmadan ağlamaktan şiş, sesim kısık ve bitmeyen bir baş ağrısı.
Ve yaklaşan sinirim, o en kötüsüydü. Üzülmeye bile yüz bulamama beni son noktaya sürüklemişti, artık kendimden nefret ediyordum ve dolup taşan agresifiliğimin ne zaman patlayacağını, kime patlayacağını kestiremiyordum.
______
Geçiş bölümü gibi bir şey oldu. Bu kurgunun bitmesine az kaldı yeni bir şeyler var aklımda ama hangi shipe yazsam bilemedim, bana yardımcı olabilir misiniz? Yoksa kendimi tutamayıp her an AtsuHina yazabilirim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ı regret it [kagehina]
FanfictionSadece sihirli bir dilek hakkı ona yaşattığım onca acıyı unutturabilir miydi yoksa şapkadan çıkan tavşan misali ona beklemediği itirafı yapmak için çok mu geç kalmıştım?