0.9 onu hissetmek istiyorum

10.4K 889 303
                                    




"taehyung, bu duyduklarım doğru mu?!"

"baba," vücudumu ele geçiren korku yüzünden titriyordum. bu sırada jungkook düşünmeden yerinden kalkmış bana yaklaşan babamla arama girerek, önümde dikilmişti.

"çok zor bir gün geçirdi. lütfen canını yakacak bir şey söylemeyin." 

"çekil jungkook!" ileri gelmeye çalışan babamı elleriyle engellemeye çalıştı

"bana istediğinizi yapın. isterseniz küfür edin, isterseniz vurun, ama yalvarırırm onu incitmeyin,"

"jungkook sana çekil dedim," babam alevle yanan harelerini jungkook'un gölgesine sığınmış benden çekmeden jungkook'u itmeye çalıştı. yüzü kıpkırmızıydı. göğüsü hızla kalkıp iniyordu. babam tam onu itmeyi başarmışken jungkook dizleri üzerine çöküp ellerini göğsünde birleştirdi.

"tek suçlu o değil, lütfen," babamın bakışlarını bariz bir şaşkınlık esir almıştı.

"jungkook, kalk ve konuşmalarına izin ver," seokjin huyunun sesi odada yankılanmıştı.

"baba,"

"jungkook," demişti babası ciddi ve uyarır bir tonda. içimizde en sakin görünen oydu. jungkook tereddüt etse de babasını dinleyerek kenara çekildi. seokjin hyung onu kolundan çekiştirerek köşede suçlu bir çocuk gibi ağlayan baekhyun'un yanından geçip koltuğa oturtmuştu.

babam ve ben yine yüz yüze kalmıştık. bana iki adım ötede her an düşecekmiş gibi sağa sola sallanıyor, yumruğunu sıkıyor, çenesi titriyordu. ağladı ağlayacaktı. fakat ben son zamanlarda sık sık yaptığım gibi ağlıyordum. kalbim acıyordu.

onu yine hayal kırıklığına uğratmıştım.

"kim taehyung, beni yine hayal kırıklığına uğratın." bana doğru gelmek istiyor ancak ayakları yere çivilenmiş gibi kıpırdayamıyordu.

"baba," diye bildim. cılız sesim odada yankıladı.

"neden sürekli hata yapıp duruyorsun?"

"baba, çok özür dilerim," sessiz ağlayışım evrilip genzimi yakan hıçkırıklara ve iç çekişlere döndü.

"neden doğru dürüst yaşayamıyorsun? neden hep bize sorun çıkarıp duruyorsun? yoongi ve senin aranda sıkışmaktan çok bunaldım. neden hayatımı zorlaştırıyorsunuz?" şimdi sadece ben değil jungkook da ağlıyordu. biliyordum canımın yanması benden çok onu kanatırdı.

kontrolsüz adımlara yaklaşıp yatağa oturdu. kolları tereddüt bile etmeden beni saraken başımı göğsüme yasladım. parmakları saçlarımda gezindi. bunu küçük bir çocuk olduğum zamanlardan sürekli yapardı. sakinleşmemi sağlıyordu.

"kim taehyung, ben seninle ne yapıcam? bu genç yaşımda bir de büyükbaba mı olacağım? tanrım inanamıyorum buna. iyi bir dayağı hakkettin."

"kırk dört o kadar da genç sayılmaz." diye mırıldandım. sesim ağladığım ve burnum tıkandığı için boğuk çıkmıştı. omuzlarımdan tutarak beni göğsünden ayırmış, alev saçan gözleri suratıma dikilmişti.

"taehyung!"


***

sonunda eve dönmeyi başarmıştık. yatağıma girdiğim anda her şey yoluna girmiş gibi hissetmiştim. jungkook'un göğsündeydim. saçlarımı seviyor ve bana sarılıyordu.

"bebeğimizi kaybedeceğiz diye çok korktum." diye fısıldadı jungkook. açıkçası jungkook'la aynı düşünceleri paylaşıyordum.

ben de onu kaybedeceğim için  çok korkmuştum..

bu duyguyu anlamlandıramıyordum. kendime mantıklı bir açıklama yapamıyordum. zaten istediğim ondan kurtulmak değil miydi?

peki neden bu kadar korkmuştum? neden kendimi umursamamış sadece onu düşünmüştüm?

artık nerdeyse beş ayına gelmişti. tamemen bir insan şeklindeydi. kendime iyi bakmadığım için birinin yaşama hakkını nerdeyse elinden alıyor olduğum için miydi bu korku? yoksa bunca zaman onu sevmemişken, ondan zaman zaman nefret etmişken bir de üstüne ona zarar verdiğim için miydi?

kendimi çok pişman hissetmiştim.. onu sevemediğim için üzgün değildim. bunun için yapabileceğim bir şey de yoktu. ancak ona zarar veriyor olmak, sevilme hakkını da elinden almışken canımı yakmıştı.

"ama bak o iyi, ikimiz de iyiyiz."

"iyisiniz," sesi çatallamıştı. iyi olduğumuza kendini ikna etmeye çalışıyordu.

"jungkook, seokjin hyung neden hiçbir tepki vermedi? babamı baekhyun aramış, ama o nasıl bildi?"

"aslında en başından beri söylemiştim."

"ne? nasıl? söylemeyeceğiz diye kararlaştırmıştık ama."

"hapları içmeye çalıştığın gün. ne yapacağımı bilemedim. bu yüzden küçükken hep yaptığım gibi babama koştum. kucağında ağladım. ona her şeyi anlattım. beni anlayışla karşıladı. ve ne olursa olsun arkamda olacağını söyledi. o kadar üzgündüm ki. birine anlatmazsam ölecekmişim gibi hissetim. özür dilerim sana söylemediğim için,"

"sorun değil, seni anlıyorum,"

"onu ne kadar istediğimi bilemezsin taehyung," dudakları konuştukça şakağıma temas ediyordu ve sıcak nefesi tenimi okşuyordu.

onu neden bu kadar istiyordu? beni bile karşısına alacak kadar, beni bile gözden çıkaracak kadar.
hissettiğim  haraketlenme beni kafamı meşkul edip duran sorular bataklığından çekip çıkardı.

"haraket ediyor," diye mırıldandım.

"ne? yine kaçırmak istemiyorum. ben de hissetmek istiyorum," diye heyecanla konuştu. elim soğuk elini kavradı ve onu karnımın  üzerine, hareketlenmeyi hissettiğim noktaya yerleştirdim.

"hani? hissetmiyorum ben. ya yine mi ya? babacım neden böyle yapıyorsun?" sızlanarak elini çekecekti ki hissetiği şeyle put kesildi.

yemin  ederim ki o karanlık odada gözlerinde doğan yıldızların hepsine tek tek şahit oldum.

"onu hissetmek çok büyüleyici," parmakları usul usul çıplak tenimde dolaştı.

"babacım," dedi karnıma yüzünü yaklaştırıp "seni görmek için sabırsızlanıyorum."

bebek 13-14cü bölüm gibi gelicek.
bölüm duygusal bir boşlukta yazılmıştır. üzgünüm.

250820

daria

flipped | taekook mpreg✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin