0.6 ikimiz, sen ve o

11.6K 985 210
                                    

merhaba

umuyorum güzel bir hafta geçiriyorsunuzdur

küçük yıldızcığa dokunmayı ve yorum yapmayı unutmayın. iyi okumalar.🐰🖤

kapıyı açtığım anda beni görmezden gelinemeyecek bir yoğunlukta sigara dumanı karşılamıştı. hem iyiden iyiye hassaslaşmış midemin bulantısıyla, hem de jungkookun son zamanlar sözünü sık sık unutup sigara paketine dört elle sarılmasına yüzümü buruşturdum. jungkook yaşadıklarından dolayı küçücük bir şeyde bile hemen etkilenen birisiydi. böyle birşeyin onu yıktığını anlamak zor değildi.

yatak odamızdaki görüntü de pek iç açıcı değildi. pencere açık olduğu için evin diğer kısmına nazaran duman o kadar da göze batmıyordu.birkaç cips ve ramen poşeti köşede duruyor, açık pencereden içeri süzülen rüzgarın etkisiyle hışırdıyordu. başıboş iki bira şişesi ise ayaklarının hemen dibindeydi. ikisi de tamemen boştu.

yerde oturmuş; bacaklarını kucaklamış, alnını da dizlerine yaslamıştı. sağında duran küllükte sigara izmaritleri küçük bir tepecik oluşturmuştu. hala dünkü kiyafetlerini giyiyordu. yatak hala topluydu. muhtemlen gece de uyumamıştı. kulaklıkları kulağındaydı ve ara sıra burnunu çekiyordu. parmak uçlarında yürüyüp yanına oturdum.

"junkook?" işaret parmağımla hafif bir şekilde omzunu dürttüm. dokunuşum onu tekrar dünyaya döndürmüş gibi irkilerek alnını dizlerinden ayırdı ve derin bir uykudan yenice uyanmış gibi baktı yüzüme.

"taehyung?" dedi, ağlamak için hazırda bekliyormuş gibi dudakları titriyordu. eli uzanıp yanağımı kavramak istedi, ancak havada asılı kaldı. elinin üzerine elimi koydum ve yanağımı avcuna yaslandım.

"dönmüşsün," dudakları yer yer parçalanmış, konuştuğu için bazı yaralar tekrar kanamaya başlamıştı.

"döndüm," diye fısıldadım. yüzümde solmaya yüz tutmuş zoraki bir gülümseme vardı.

elinin üzerindeki elimi kavradı. yaralı dudaklarıyla parmak boğumlarımı öptü teker teker.

ikimiz, aramızdaki ilişkiyle ilgi açıklayamadığımız, çok garip birşey vardı. ettiğimiz kavga ne kadar büyük olduğunun hiçbir önemi yoktu. biraz birbirimizden uzak kalıp, tekrar buluştuğumuzda küçük bir dokunuş kopmuş tüm bağlarımızı iyileştiriyor, bizi daha fazla birbirimize bağlıyordu.

"bu kez dönmeyeceksin sandım."

"bebeği üzerime mi yıkmaya çalışıyorsun, jungkooksshi?" dedim alay eder gibi.

yüzü düştü, başını yana çevirdi ve bakışlarını kaçırdı. söyleyeceği şey ona katlanılmaz bir acı veriyormuş , kelimeler ağzında dikenli bir yumruya dönüşüyormuş gibi cümleleri birbirinin ardınca sıraladı.

"öncelikle çok düşüncesiz davrandım, özür dilerim. seni buna zorlayamayacağımın çok yeni farkına vardım. hep kendimi ve bebeği düşündüm. senin hisslerini görmezden geldim. ama şu an anlıyorum ki, bu sadece bizim hayatımız değil. ikimiz de bir noktada ayrıyız. bu hem de senin hayatın. ikimizden bir parça diye sayıklayıp durdum," tekrar tekrar yutkunup devam etmeye çalıştı.

"ya" dedi "ya gelecekte ikimiz olmak istemiyorsan, ya hayatının geri kalanına benimle devam etmek istemiyorsan. bunu bilmeden, sana sormadan seni onu kabullenmek zorunda bıraktım," o an canım hiç yanmadığı kadar yandı. omuzlarından ittirip zemine düşmesini sağladım. kendim ise baldırlarına oturup, ellerimle yerden destek alarak suratına yaklaştım.

"ağzından doğru dürüst bir şey çıkmayacak mı? derlirmek mi istiyorsun beni?" dedim tek tek her kelimeye bastırarak. "ne demek senle bir gelecek istiyor muymuşum bilmiyormuşsun?" sinirle tısladım.

flipped | taekook mpreg✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin