merhaba!🐰
umarım beğenirsiniz🖤 oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın🐢
iyi okumalar~12 haziran
4.5 ay
onu istemiyordum, ancak bir süreliyine vücudumun ve geri dönüşümsüz bir şekilde hayatımın bir parçası olacaktı. bazen bir şeyi istemeseniz de onu kabullenirdiniz. ben de elimden geldiği kadar onu kabullenmiştim. jungkook da bu durumu kabullenmişti. istemese de.
bazı geceler midem hiç olmadığı kadar bulanırken, midemde ne varsa hepsini klozete boşaltırken keşke diyordum, keşke o gece jungkook söylerken kabul etseymişim. ama tekrar bu düşünceleri aklımdan savmaya çalışıyor, zihnimi başarabildiğim kadar başka şeylerle meşgul ediyordum.
iştahım olmadığı için bir süredir doğru dürüst yemek yiyemiyor, bu yüzden almam gereken normal kiloyu da alamıyordum. hatta tam aksine üç kilo vermiştim. vücudum güçten düşüyordu ve bu da normal olarak jungkook'u korkutuyordu. bana bebekmişim gibi yemek yedirmeye çalışsa da kokular bile midemi altüst ettiğinden ne yapacağını bilemiyordu.
ama jungkook'u umursadığım pek söylenemezdi. çünkü ardı arası kesilmeyen mide bulantıları, baş ağrıları, halsizlik ve benzeri bir sürü şeyle uğraşıyordum.
"bebeğim, canın bir şey istemiyor mu? o kadar şey hazırlamış baekhyun. hiçbirini yemedin."
"midem bulanıyor. lütfen ısrar etme."
baekhyun ve chanyeol bir hafta önce kendi evlerine çıkmışlardı. biz de yeni evi görmek, hem de onları kutlamak için yeni evlerinde öğle yemeği için toplanmıştık. aslında başta gelmeye pek yanaşmıyordum, hatta ilk baekhyun aradığında meşgul olduğumu söyleyip onu geri çevirmiştim. ancak jimin babam arayıp beni yarım saat boyunca tehdit ettiği için gelmek zorunda kalmıştım.
jungkook omuzlarını düşürüp tekrar önüne oturmuş chanyeol'adöndü. chaenyeol durmadan konuşuyor, konudan konuya atlıyor, anlattığı her konunun sonunu kendini överek sonlandırıyordu. jungkook'un canının sıkıldığı çok belliydi. benim de ondan pek hazzettiğim söylenemezdi. fakat birkaç saatliğine katlanmak zorundaydım. yoksa babam başımın etini yer dururdu.
aslında ilk başta neden bu kadar zahmete girip gelmem için ısrar ettiğini anlayamamıştım. lakin bahçeye girdiğimiz anda muhtemel niyetini tahmin etmem o kadar da zor olmamıştı. evini görmem için içi gidiyor olmalıydı. bizi sürekli kıyaslamaya ve beni yenilgiye uğratmaya bayılıyordu. ikimiz sürekli yarış halindeymişiz gibi davranıyordu. bu da muhtemelen onlardan biriydi.
ev kocamandı. bahçesi de kocaman ve gösterişliydi. iki katlı, oldukça iyi dekore edilmişti. açıkçası jungkook'la kendime acımadan edememiştim. jungkook fazladan para için gecesini gündüzüne katmış çalışıyor, ben ise başarabildiğim kadar ihtiyaçlarımızı kısıyordum. chanyeol ise varlıklı bir ailenin çocuğu olduğu için hiçbir efor sarf etmeden böylesine bir ev alabiliyordu.
havuzun kenarındaki şezlondlarda oturmuş ikiliden gözümü çekip baekhyun'a döndüm. biz onlardan biraz uzakta yerden hafif yüksek platformun üzerine dizilmiş yastıklara kurulmuştuk.
"ilaç ister misin?" hayır anlamında başımı iki yana salladım. baekhyun sürekli neyim olduğunu, iyi hissedip etmediğimi sorup duruyor. ona birbiri ile alakasız bir sürü yalan uydurmak zorunda kalıyordum. ona hamile olduğumu söyleyemezdim, çünkü kendisine güvenmiyordum. muhtemelen bunu da babama yetiştirirdi.
"hyung," dedi gözlerini kaçırıp ellerine odaklanırken. bu gün onda garip bir şeyler vardı. beklediğim şeyin çoğunluğu yaşanmıyordu. bana normalden iyi davranıyor, söyleyecek önemli bir şeylere sahipmiş gibi sürekli ağzını açıp kapıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
flipped | taekook mpreg✔️
Fanfictiontaehyung'un hamile kalmasıyla hayatları tepetaklak olur.