-10-

104 24 9
                                    

Yavaş yavaş gözlerimi araladım, etrafımda bir sürü siyahi adamlar vardı hepsinin üzerinde siyah takım elbiseler, boyun kısımlarında dövme vardı. Bir dakika bu... bu dövme Boraların bahçesinde gördüğümüz simgenin aynısıydı ve hepsinde aynı simge vardı.

 bu dövme Boraların bahçesinde gördüğümüz simgenin aynısıydı ve hepsinde aynı simge vardı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Gözlerimi tamamen araladığımda adam bana döndü ve yüksek sesle 'KIZ UYANDI' dedi. Beni bağladıkları yerden indirdiler. Bileklerimden parmaklarıma kadar saran bir kelepçe vardı, güçlerimi kullanmamı engelliyordu. İki siyahi adam kollarımdan tuttular ve parmaklıkların arkasına attıllar, ellerimden kelepçeyi çıkarttılar ama bileklerimdeki kelepçeler hala duruyordu. Kapıyı kilitledikten sonra bana çok sert baktı.

"Rahat dur ve bekle küçük hanım."

Ben adamın yüzüne sert sert bakıyordum "beni boşuna kaçırdınız, hepiniz tek tek öleceksiniz beni kurtarmaya gelecekler"

Adam 'sen öyle san' der gibi gülümsedi "seni kurtaracak olsalardı 2 ay önce gelirlerdi. Sen çoktan unutuldun küçük hanım" dedi ve gitti. Neee!.. ben 2 ay boyunca uyudum mu? Ama nasıl olur ben daha dünmüş gibi hatırlıyorum olayları. Beni gerçekten aramamışlar mıydı?

Gözlerimden süsüzlen yaşlar birer birer çatlamış taşların üzerine doğru  düşüyordu. Ama neden beni aramaya gelmemişlerdi? Bu işte bir tuhaflık vardı. Hemen göz yaşlarımı sildim ve ayağıma bileğime doğru eğildim. Ayakkabımı çıkarttım, elimi ayakkabının içinde gezdirdim ve aradığım şeyi buldum. Hemen sağ tarafta ki eski bir oturağa oturdum. Boranın bana verdiği kolyeyi o adamlarla savaştıkları sırada hemen ayakkabının içine koymuştum çünkü o kolyeyi kaybetseydim kendimi asla affetmezdim.

Kolyeyi elime aldığımda hemen onu sıktım 'Bora lütfen bul beni, biliyorum sen beni arıyosun sizi çok özledim, Oliver' çok özledim beni bulun lütfen.' İçimden sürekli beni  bulmaları için dualar ediyordum. Kolyeyi artık ayakkabının içine koyamazdım ya ayağımdan ayakabı çıkarsa, ya anlarlarsa? Hemen kolyeyi ikiye katladım, toka haline getirdim ve saçıma taktım artık burda kimse bulamazdı.


Olduğum yerde çok küçük bir cam vardı ve o da parmaklıkla kaplıydı. Hava gittikçe kararıyordu ve kimseden ses soluk yoktu. Gözlerim yavaş yavaş kapanıyordu, uyumamak için direniyordum ama nafile. Uykuya yenik düştüm.

"Tak.. tak... tak..."

Demirlere vurulan sesle yerimden zıpladım resmen kulaklarımı tırmalıyordu ses. "Kalktım tamam kesin şu lanet sesi!" Sesimi duyurmak için bağrıyordum. Burdan kaçmam gerekiyordu, ama nasıl?

Gün boyu kimseden ses çıkmıyordu, bende bir plan yapmaya karar verdim. Belli ki beni kimse kurtarmaya gelmeyecekti o adamın dediği doğruydu herkes beni unutmuştu. Artık umudumu kaybetmeye başlamıştım, burdan kendim çıkacaktım. Ama bir dakika ya annemi de bunlar kaçırdıysa?

Büyük olasılıkla annem burdaydı ilk onu bulmam gerekiyordu sonra onu da alıp gideceğiz buralardan. Akşam herkes gidince sadece 1 tane adam kalıyordu, onda kapıyı ve kelepçeleri açacak anahtar vardı. Tek sorun adam hiç uyumuyordu yada uyuyordu ama ben görmüyordum. Eğer burdan çıkmayı başarırsam annemi bulacaktım ve gidecektik. Şimdi sadece saatlerin geçmesini bekliyordum. Hava iyice kararınca planımı uygulamaya başlayacaktım.

...

Sonunda hava kararmıştı. Hemen uyuyormuş gibi yaptım, gerçekten uyuduğuma ikna olmaları için uzun bir süre gözlerim kapalı bekledim ama hayır olamaz uyku beni ele geçiriyordu. HAYIR DEFNE UYUMA! Uyumamam gerekiyordu annem için uyumamam gerekiyordu. Saatler iyice geçmişti etrafta artık kimse yoktu sadece o adam vardı ve bana dik dik bakıyordu. Yavaş yavaş kalktım ama adam tepki vermiyordu hemen onun görüş alanından çıktım ama adam hala benim yattığım yere doğru bakıyordu. İki üç defa adamın baktığı yere doğru elimi salladım ama bir tane bile kılı oynamıyordu resmen. Demek ki adamın uyuyuş tarzı buydu.

Adamın belindeki anahtarları nasıl alacaktım? Sağ sola bakınıyordum ama hiç bir şey yoktu tam ümidimi keseceğim zaman gözüme uzun bir çubuk takıldı benden az ötede yığın yığın çubuklar vardı. Elim iyice uzattım az kalsın kolum kopacaktı. Sonunda tekini devirdim, elime aldım ve kendime doğru çektim. Büyük bir nefes verdim ve adamı uyandırmadan anahtatlatı almaya çalıştım ama bileklerim kelepçeliyken gerçekten çok zor oluyordu. Malesef başaramadım anahtarları alamadım Allah kahretsin ki başaramadım.

Birden başım dönmeye başladı her yer çok hızlı dönüyordu gözlerimin önüne kesik kesik çocukluk anılarım geliyordu ilk defa. Ben ilk defa az da olsa çocukluğumu hatırlıyordum. Annem ve ben vardık çok tuhaf bir yerdeydik, görüntüler sürekli gelip gidiyordu. Annem bana bir şeyler öğretiyordu.

Bu bir büyüydü kilit kırma büyüsü. Annem öyle diyordu kendimi zorlamaya başladım o büyüyü yapa bilmek için sihirli cümlelere ihtiyacım vardı. Kendimi çok fazla zorluyordum böyle  giderse tekrar uzun bir uykuya dalabilirdim. Son bir kez daha denedim  ve evet işte sonunda o cümleleri duydum. Kendime geldiğimde burnumdan kanlar akıyordu. Ama onu önemsemeden hemen o büyüyü denemeye başladım. Tek şansım buydu ben büyücü değildim ama denemekten hiç bir zarar gelmeyecekti.

Ellerimi açabildiğim kadar açtım ama kelepçeler buna izin vermiyordu. Sırada o cümleleri söylemek vardı.

"Jag tog min styrka från himlen, öppnade mina händer, bröt alla lås. (Gücümü gökyüzünden aldım, ellerimi açtım, tüm kilitleri kırdım.)"

Denedim ama olmuyordu neyi yanlış yapıyordum. Tekrar denedim ama olmadı olmadıkça sinirlenmeye başladım. Bütün gücümle tekrar denedim.

"Jag tog min styrka från himlen, öppnade mina händer, bröt alla lås."

Ve evet oldu sonunda olmuştu. Adam hiç bir şekilde yerinden kıbırdamıyordu. Hemen ordan uzaklaştım ve annemi aramaya koyuldum. Her yer o  kadar büyüktü ki annemi bulmak nerdeyse imkansızdı. Hızlı adımlarla her yeri talan ettim ama yoktu. Sadece bakmadığım bir oda kalmıştı hızlıca oraya gittim, kapıyı yavaşça açtım annem ordaydı. Evet hayal görmüyordum annem ordaydı! Ama etrafında bir sürü bilim adamı gibi giyinmiş önlüklü adamlar vardı.

Birden nefesim kesildi ağzımda bir el vardı beni birden geri çekti. Çok korkuyordum...

"Merhaba değerli okuyucular. Bölümler gelmeye devam edecek, bu aralar yeni bölüm yayımlayamayabilirim. Elimden geldiğince, zaman buldukça yazmaya devam edeceğim. Sizde yazdıklarıma yorum yaparak ve oy verek bana destek olursanız çok sevinirim :)"

AYDINLIKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin