-12-

107 23 24
                                    

"Uzun ince bir yoldayım, gidiyorum gündüz gece"

"Bilmiyorum ne haldeyim, gidiyorum gündüz gece..."

İşte Âşık Veysel'in sözleri tam da şu an beni anlatıyor. Bilmiyorum ne haldeyim?

...

Annem yolda giderken uykuya dalmıştı ve hala uyanmamıştı hemen annemi Boranın evine götürdük üst katta benim kaldığım odaya girdik ve yatağa yatırdık. Oliver, Bora ve Barış bir köşede sessizce konuşuyorlardı. Hemen yanlarına gittim "bir sorun mu var?" Üçüde birbirlerine baktı ve sonunda Barış konuştu "şeyy evet Defne bir sorun var. Elif. Burdan gitmemiz gerekiyor biliyorsun ama Elifi nasıl ikna edeceğiz bilmiyorum." Barışın gözlerine baktim "Elife ne oldu ki?" Hemen söze Bora atladı "sen yokken biraz tartıştık onunla, büyütülecek bir şey yok" Bora yavaşça saçını kaşıdı "ben konuşurum Elifle"

"Bir dakika Bora"

Hemen annemin yanıma gittim saçına doğru eğildim ve kokusunu içime çekerek öptüm, hala misler gibi kokuyordu. Senaya doğru yaklaştım "Sena biraz annemin yanında kalabilir misin benim minik bir işim var da." "Tabikide kalırım, sen git işini hallet" Senanın gözlerine teşekkür eder gibi baktım ve hemen Boraların yanına gittim.

"Bende geliyorum." Oliver gözlerini kocaman açtı "kızım sen gidersen Elif hiç gelmez delirdin mi?" "Ya biliyorum beni sevmiyor neden sevmiyor onu da bilmiyorum  ama konuşmam gerek onunla, inan geleceğine eminim." Barış ortamızdan geçti "tamam sizin işiniz Elifi getirmek, gerisi bende merak etmeyin" Barış gider gitmez Oliver arkasından koşturmaya başladı, geride  Borayla ben kaldım "hadi gidelim o zaman Defne, üstüne montunu al" Bora önümden geçerken kalbim duracaktı, beni önemsiyordu ve bu gerçekten çok güzel bir duyguydu.

Hemen üzerime montumu aldım ve evden çıktık. Arabaya bindik Bora sürücü koltuğundaydı bende onun yanındaki koltuktaydım. Bir türlü kemerimi takamıyordum, yakınımda gülme sesleri duydum ve hemen Boraya döndüm, saçım başım dağalmıştı.

"Ya ne gülüyorsun be insan yardım eder." Bora hala kıs kıs gülüyordu bana doğru yaklaştı kemeri taktı ve yerine geri döndü -Allahın odunu yaa filmlerde hep böyle sahnelerde romantik şeyler olur, kalas odun romantiksiz adam- ben içimden Boraya sayarken saçımda bir el hissettim, önüme dökülmüş olan saçlarımı kulağımın arkasına doğru götürdü hemen ardından yanağımda bir öpücük hissi hissettim - sözümü geri alıyorum - utanmıştım o tarafa hiç bakmadan "teşekkür ederim" dedim. Bora ardından "kemer için mi öpücük için mi?" Dedi ve sırıtmaya başladı. Git gide dahada utanmaya başladım "kemer için!" Öfkeli bir ses çıkarttım ama şu an beni takan biri yoktu karşımda.

...

Sessiz bir yolculuğun ardından Elfin yaşadığı eve gelmiştik. Arabadan tam ineceğim zaman Bora beni durdurdu "ilk ben konuşayım olur mu?" Kafamı evet der gibi salladım ve Bora arabadan indi.

Telefonuma birden bir mesaj geldi hızla telefonuma baktım

"Gizli numaradan bir mesajınız var"

Yazıyordu, mesajı hemen açtım ve okudum.

"Bebekken çok hırçındın duyduklarıma göre hala hırçınmışsın. Yakında benim olacaksın, istediğin yere git, benden kurtulamazsın. Ben senin içindeyim"

Bu kimdi, sürekli bana mesaj atan gizli numara. Acaba bizimkilere söylemeli miydim?

BORA'NIN ANLATIMI

Arabadan indiğimde çok tedirgindim çünkü en son ettiğimiz kavgada gerçekten kalbini kırmıştım. Bütün enerjimi topladım ve zile bastım. Beklerken çok heyecanlıydım, üstümü düzeltirken kapı birden açıldı.

"Neden geldin?" Elif bana karşı gerçekten çok sertti, sert olmakta haklıydıda.

"Biraz konuşabilir miyiz?" Elif sinirinin arasından yumşak bir gülümseme belirdi.

"Gel içeri. Yine sana kıyamıyorum" hemen içeri geçtim ve ayakta onu bekledim. "Otur istersen" ben gözümün kenarıyla koltuğa baktım "yok oturmayayım ben seni almaya geldim." Elif şaşırmıştı   "hahaha şaka yapıyorsun herhalde o kız için beni ne kadar kırdığınım farkında mısın? Ben hiç bir yere gelmiyorum" Elife doğru yaklaştım ve omuzlarını tuttum "sana bağardığım için özür dilerim Elif. Ama ben Defneyi gerçekten seviyorum. Biliyorum imkansız bir aşk benimkisi ama gönül bu işte" Elif bana doğru baktı "peki benimkisi ne Bora? Bende sana aşığım görmüyor musun? Seni tanıdığım günden beri sana aşığım ben. Senin canın yansa her yeri yok ederim. Ben seni sevdiğimi hep dile getirdim ama sen bana bir kere olsun karşılık vermedin neden Bora neden?"

"Annen ve baban vefat ettikten sonra neler oldu hatırlıyor musun Elif? Herkese ateş püskürdün bana bile, benden herkesten nefret ettiğini söyledin. Tamam bunlara çok takılmıyorum ama Elif sen benim babamın canını aldın! Sana karşı böyle durabiliyorsam seni kardeşim olarak gördüğümden. Ben sana karşı hiç bir şey hissetmedim bu zamana kadar çünkü sen hep kindar biri oldun senin canın yandığında kimse mutlu olsun istemedin."

Elif afallamıştı ve yüzüme üzgün bir şekilde bakıyordu.

"Çok üzgünüm Bora. Ben hiç bir yere gelmiyorum"

"Pekala Elif sen bilirsin" hızla kapıyı çarpıp çıktım. Arabaya doğru yöneldim ve koltuğa oturdum. "Gelmedi" Defne bana doğru tedirgin bir şekilde bakıyordu. "Görüyorum gelmediğini bir de ben deniyeyim, umarım çok kızdırmamışsındır" Defneye hiç bir şey söylemedim gerçektende çok kızgındım.

...

Bora gerçekten çok sinirli görünüyordu hemen arabadan indim ve kapıya yöneldim. Zile basmamla kapının açılması bir oldu.

"Tahmin etmiştim" sessiz bir şekilde 'iti an, çomağı hazırla' demişti, Allahım sinirlenmicem güler yüzlü ol Defne. "Seninle konuşmam gerek Elif" Elif arkasını döndü ve içeri doğru geçti bende arkasından ilerledim "Elif biliyorum beni sevmiyorsun bende senden pek haz etmiyorum ama bu sefer bizi dinlemen gerek."

"İlk defa senin ağzından doğru bir cümle duydum evet seni sevmiyorum." Çok sinir birisiiii.

"Neden sevmiyorsun bilmiyorum ama benim yüzümden başımıza çok olaylar geldi." Elif yine sözümü kesti.

"İşte bir tane daha haklı bir cümle"

"Sende burda kalmaya devam edersen seni de bulurlar. Bizimle gelmen gerek, lütfen Elif" Elif bana doğru yaklaştı.

"Bir şartla gelirim Defne" sonunda gelmeyi kabul etmişti. Peki benden ne isteyecekti?

"Boradan uzak duracaksın!" Nee.. ama neden? Neden Boradan uzak durmamı istiyordu.

"Neden Elif?"

"Onun yakınında durman beni rahatsız ediyor sonuçta o benim 'kardeşim'. Hiç ateşle buz yan yana olur mu? Ben onun zarar görmesini istemiyorum." Elif haklıydı ama arkadaş kelimesini manalı bir şekilde söylemişti, tuhaf. Ben bunu kabul etmek zorundaydım sonuçta benim yüzünden evinden ayrılacaktı. Ama nasıl yapacağım hiç bilmiyorum.

"Tamam Elif uzak duracağım, gelicek misin?" Elif gülümsedi

"Hemen eşyalarımı topluyorum."

...

Arabaya bindik Elif önümden hızla geçti ve ön koltuğa oturdu. Bende arkaya oturdum, Bora aynadan bana bakıyordu bense gözümü kaçırıyordum. Eve vardığımızda Elif yüzünde güller açarak bizimkilere sarıldı.

"Evet nereye gidiyoruz" Elifin sorusuyla Barış söze atıldı.

"Herkes hazırsa arabaya binebiliriz. Her şeyi size yolda anlatacağım."

"Annem nerde?"

"Annen hala uyanmadı Defne biraz daha zamana ihtiyacı var" Oliver beni motive ederken Barış bana doğru yaklaştı. "Gideceğimiz yerde annene çok iyi bakacaklar Defne" Barışa doğru gülümsedim ve herkes arabaya bindi.

AYDINLIKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin