-29-

109 9 24
                                    

Bora labirenti incelerken bende hemen bizimkileri uyandırdım. Herkes gördüğünün karşısında şok olmuştu. Oliver hemen söze atladı.

"Abi bu ne!"

Oliver Boranın yanına doğru ilerledi ve etrafa bakınmaya başladı o sırada Sarpın sesini duydum.

"Bu ne şimdi oyun mu oynayacağız?" Sarpa doğru döndüm

"Sanırım bizden bunu istiyor" dedim. Hızlıca Senanın yanına doğru gittim ve kalkmasına yardım ettim o sırada sena konuşmaya dahil oldu.

"Öyleyse oynayalım bakalım" Senaya doğru döndüm.

"Kendini iyi hissediyor musun?"

"Beni merak etme kuzum eskisinden daha iyiyim" Senaya doğru tebessüm ettim. Bora bize doğru döndü.

"Hiç kimse birbirinden ayrılmayacak duydunuz mu?" Herkeste tamam der gibi bir ifade vardı.

Önce Bora gitti ardından Senayla ben gittim, bizim arkamızda ise Oliver ve Sarp vardı.

5-6 dakika yürüdükten sonra karşımıza 3 tane yol çıktı Bora hemen eliyle bizi durdurdu. Bize doğru döndü

"Hangi tataftan gidiyoruz" diye sordu.

Sarp ve Oliver aynı anda cevap verdiler.

"Sağ"
"Sol"

İkiside birbirine baktı ve atışmaya başladılar.

Oliver "ne solu oğlum ya izlediğim bütün filmlerde hep sağdan gidiyolar" dedi. Sarp ise

"Bro senin izlediğin filmler korku filmleri sağdan gidince hep ölüyorlar" dedi. Terardan Oliver

"Ya adı üstünde film işte, filmlerde ölüyorlar gerçek hayatta yaşıyorlar mantığını kullan biraz" dedi Sarpda cevap olarak

"Oğlum sol taraf her zaman güvenlidir soldan gidelim" dedi. O sırada Sena söze atladı.

"Aaaaa yeter be ortadan gidelim konu kapansın" dedi. Oliverla Sarp birbirine bakarak 'mantıklı' der gibi ifade takındılar ve ortadan gittiler ardından Senayla Bora gitti.

Elimi yavaşca yüzüme götürdüm ve Oliverla Sarpa sessizce güldüm. Elimi yavaşca yüzümden indirdim ve olamaz ne şimdi bu?

Yollar birden yer değiştirdi her şey birbirine girdi şimdi ben nerden geçicektim?

Benim karşımda 3 değil sadece 2 tane yol vardı kararım ne olacak şimdi?

Elimi yavaşca kalbime götürdüm ve gözlerimi yavaşca kapadım. Bu saatten sonra kalbimi dinleyecektim çünkü benim kalbim Boraydı onu bulabilirdim. Ayaklarım beni sağ tarafa doğru götürüyordu.

Artık yola girmiştim gözlerimi açtım ve etrafıma bakınmaya başladım. İnce ince karlar yağıyordu elimi havaya doğru uzattım ve karlar elime doluyordu, erimiyordu.

Etrafımda yavaş yavaş dönerken küçük bir ışıltı gördüm beni ileriye doğru çekiyordu. Ama o kadar küçüktü ki beni çekmek için çok fazla güç harcıyordu. Ona doğru döndüm.

"Sende nesin böyle?" Karşımda küçücük mavi uçan bir yaratık vardı ve oldukça sevimliydi.

"Şeeeyyy ben bir kar perisiyim" sesi çok inceydi ve çoookk tatlıydı.

"Peki beni neden çekmeye çalışıyorsun?" Kar perisi sağına ve soluna bakınmaya başladı ve yavaşca kulağıma doğru yaklaştı.

"Normalde size gözükmemiz yasak ama ben sana yardım etmek istiyorum çünkü sen benim kardeşlerimi kurtardın" bu da neydi böyle?

"Ben kimsenin hayatını kurtarmadım ki"

"Ateş yakmak için karları temizleyen sen değil miydin?"

"Şey evet bendim de bişi yapmadım ki"

"Karları temizlediğin yerde benim kardeşlerim vardı ve eğer sen orayı temizlemeseydin olacakları düşünemiyorum"

"o havalanan şeyler kar perilerimiydi?"

"Evet işte onlar benim kardeşlerim. Kardeşlerim istek perileri aslında kalbinden ne istek geçiyorsa sana ipucu vererek o şeye ulaştırır."

"Anahtar..."

"Efendim.. anlamadım.." kar perisine doğru baktım.

"Yok.. yok bişi boşver"

"Hm tamam hadi gel sana yolu göstereyim." Peri ilerlerken birden aklıma bizimkiler geldi.

"Dur burdan çıkamayız arkadaşlarımı bulmam gerekiyor." Kar perisi bana doğru döndü.

"Ah tatlım arkadaşların senin gibi olmadığı için asla onlarla çıkışı bulamazsın" kar perisine doğru anlamsızca baktım.

"Benim gibi mi? Ben neyim ki?" Peri bana doğru yaklaştı.

"Karlar prensesisin güzelim"

"Ne.. nasıl?" Peri arkasına döndü ve ilerledi bende onu takip etmeye başladım.

"Ileride öğreneceksin şimdi aradığın şeyi bulmamız gerekiyor" hiç bir şey söylemeden periyi takip etmeye devam ettim.

Biraz aradan sonra peri bir kar yığının içine girdi ve bana seslendi.

"Ne duruyorsun gelsene buraya" ben şimdi o kar yığının içine mi girecektim iyide ben oraya sığmam ki çok küçük. Kar perisine doğru seslendim

"Ben oraya sığmam" peri birden kafasını kardan çıkardı.

"Ah siz insanlar her şeyi deneyip görmeden yargılıyorsunuz. Gel buraya"  kar perisine 'tamam' der gibi işaret yaptım ve kar yığınına yavaşça kafamı soktum sonrasında vücudum girdi.

Ve gözlerime inanamıyordum burası bambaşka bir boyuttu sanki, küçük küçük yaratıklar vardı ve hepsi bembeyazlardı. Periye doğru seslendim

"Bunlar da ne böyle?" Peri hem ilerliyordu hemde sorumu cevaplıyordu.

"Sağ tarafta gördüğün karçiçeği böcekleri karın altından çiçeklerin çıkmasını sağlıyorlar, yukarda uçuşanlar bulut kelebekleri karın yağmasını sağlıyorlar sol da yerde gördüklerin mevsim perileri her mevsim değişikliğinde ölüyorlar ve yani mevsime göre kılık değiştirip diriliyorlar veeeee işteee aradığın şey ordaa git ve onu al"

Yerden kafamı kaldırdım ve perinin işaret ettiği yere doğru baktım evet işte ordaydı. Bana anlattıkları anahtar.

Hızlıca ilerledim ve anahtarı nazikçe asılı olduğu ağaçtan aldım arkamı döndüğüm an kimse yoktu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Hızlıca ilerledim ve anahtarı nazikçe asılı olduğu ağaçtan aldım arkamı döndüğüm an kimse yoktu. Kar perisi yoktu.

Hızlıca önüme döndüm ve önümde kocaman bir kapı vardı.

Bu kapı nereye çıkıyordu. Açmalımıyım hiç bilmiyorum...

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Sep 04, 2020 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

AYDINLIKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin