4. BÖLÜM

2.4K 130 3
                                    

İyi okumalar....

" Burak.", "Efendim." gözlerimi parmaklarıma indirdim "Aslında ben biriyle buluşmayacaktım." dedim. "Dalga mı geçiyorsun Gamze?" kafamı evet anlamında salladım. "Sen ben bırakırım diyince öyle demek zorunda kaldım. Tek başıma dolaşacaktım." kırmızı ışık yanınca durdu. Kafasını bana çevirdi " Eee ne yapalım o zaman?","Dürüm yemeye gidelim." dedim ani bir heyecanla. "Ne dürümmüş arkadaş. Kokareç yiyelim?","Ben sevmem ki." dedim. " Dürüm yiyeceğiz artık." dedi ve sahile sürdü.

****

"Normal olsun. Ama eti çok iyi pişsin abi." dedim adama dönerek. "Tamamdır ablam, sen nasıl istersin komutanım?","Aynısından." dedi gülümseyerek. "Bana flörtünden bahsetsene." dedim elimi yanağıma yaslayarak. "Nerden çıktı şimdi?", "Hiç, merak ettim. Komutanımsın sonuçta." dedim omzumu silkerek. " Yurt dışında büyümüş, zengin aile kızı. Fazla abartılı." dedi benim gibi omzunu silkerek. Güldüm "Niye hala konuşuyorsun o zaman?" dürümlerimiz önümüze gelince yemeye başladık. " Bilmem, bir kaç defa buluştuk, hoş kız. Sevdim yani. " dedi dürümünden ısırıp. "Sevdin yani." dedim. Kafasını salladı. Önümüze konulan biberden aldım tam ısırıcaktım durdurdu. Kafamı ne oldu anlamında salladım. Ağzındakini yutunca" Çok acı buranın biberi. Abi özel getiriyor memleketinden. "," Bir şey olmaz ya. " dedim ve attım ağzıma. Dikkatlice bakıyordu. Boğazımı tutarak öksürmeye başladım." Gamze, Gamze. "sırtıma vurmaya başladı." Aç ağzını. İç şunu. " diye ayranı uzattı. Birde durup gülmeye başladım." Şaka yaptım dur. Ayyh karnım ağrıdı, gülmeyeceğim diye. " dedim ellerimi karnıma koyarak." Kızım sen şaka mısın ya? " dedi yerine oturup." Acı ama gerçeğim yüzbaşı." dedim ayrandan yudumlayarak. Burak'ın telefonu çalmaya başladı. " Efendim. Emredin komutanım. Anlaşıldı komutanım. " dedi ve kapattı. Ayranını kafasına dikti ve " Albay çağırıyor. Hadi. " dedi ve parayı ödemek için gitti. "Ben ısmarlasam?", "Sen ısmarladın zaten bize." dedi ve parayı uzattı. Oflayıp arabaya ilerledim.
_

" Herkes burada, operasyon mu var babalar?" dedi Haydar yüzbaşı. "Bilmiyoruz ki komutanım. Albay içeride." dedi Mert. "Komutanım, albay sizi bekliyor." içeriden asker çıkıp geldi yanımıza. Kafamızı sallayıp içeri girdik. "Gelin çocuklar." dedi oturmamız gerektiğini göstererek. "Şimdi. Bu konu aslında nasıl desem Burak ile alakalı.", Burak şaşırıp albaya döndü. " Nasıl yani komutanım? Bir şey mi oldu?", "Oldu Yüzbaşım oldu. Hemde çok kötü. Oğlum yansıt resmi." dedikten sonra duvarda bir resim belirdi. Ama bu o kız? Burak'a sarılan kız. " Selin?", "Evet Selin, Yüzbaşım. Aslında Selin de değil. Chirsten MARLOW.", " Nasıl yani komutanım?" Burak değişik bir haldeydi. Yani garipti. " Terörist Yüzbaşım. Seni ayartmaya çalışan bir terörist." dedi albay sakin bir şekilde. Haydar yüzbaşı bana yaklaşıp "Fırtına öncesi sessizlik dişi kurt. Şimdi sı.....k" dedi. Ona bir bakış atınca ağzına fermuar çekip arkasına yaslandı. "Bu kadını yakalayacağız. Ama Alman vatandaşı olduğu için biraz sıkıntı çıkıcak. Her neyse çocuklar sonra konuşuruz, çıkabilirsiniz." dedi. Sonra "Sen kal Burak." dedi. Biz çıktıktan sonra hangara geçip oturduk. "Komutanım şimdi, kız onu ayartıp sevgili olucaktı. Sonra da aramıza mı sızmaya çalışacaktı?","Aynenn öyle babalar." dedi arkasına yaslanarak. Herkes çok gergindi. Burak içeriye girince ayağa kalktık. "Rahat." dedi. Sandalyenin arkasına geçip "Bana sorusu olan var mı?", dedi. Kimseden ses çıkmıyordu. Stresten tırnaklarımı sökmüştüm yerinden ya. "Güzel. Güzel çünkü şu yarım saatte hayatımda hiç duymadığım kadar soru duydum." dedi. Devam etti. "Ve bunların hepsi, benim cevabını bilmediğim sorular. Soru yok ama kafalar dolu ha?" dedi önümüze sertçe sandalye çekip oturarak. "Barış, dolu mu kafalar? Mert? Haydar?" tekrar ayağa kalktı. "Ne diyorsunuz? Komutan gitti çapkınlık yaptı, kız terörist çıktı. Öyle mi diyorsunuz? Alperen öyle mi diyorsun? DENİZ keklendi, gitti 2, 3 kere buluşup çay içtiği kız terörist çıktı. Öyle mi diyorsunuz? Furkan öyle mi diyorsun?", " Ben merak ediyorum komutanım.", "Merak ediyorsun. Tabi ya hepiniz merak ediyorsunuz?!", "Terörist diyorlar komutanım, terörist. Ben o lafı duyunca tüm tüylerim diken diken oluyor. Sizin öyle olmuyor mu komutanım?" deidktne sonra Alperen abi girdi araya "Komutanım sizle alakalı bir şey yoktur.", "Benle alakası yok? Bütün konunun içindeki aptal benim, benle alakası yok?!" dayanamayıp ayağa kalktım. Haydar komutana dönüp "Komutanım, biraz dışarıya çıkabilir miyim?", "Tabi Gamze baba. Çık." dedi. Burak'a bakıp dışarıya adımladım. Gözlerim dolmuştu. Kızı seviyordu demekki. Yoksa neden bu kadar koysun ki? Biraz uzaklaşınca sigaramı çıkarıp yaktım. Daha doğrusu yakamadım. Sigara elimden çekildi. Kafamı kaldırdığımda Burak vardı." Sen ne düşünüyorsun teğmen?" dedi ellerini cebine katarak. "Bir şey düşünmüyorum komutanım. İzninizle." yanında geçerken kolumdan tutup sertçe ağaca yasladı. "Bir şey soruyorum teğmen?!", "Bir şey düşünmüyorum komutanım. Pişmansanız kendinize, değilseniz de kendinize.","Ben pişman olmaktan nefret ederim. Bu yüzden asla pişman olmam!",bizimkiler toplanmıştı. "İnşallah o da öyle düşünüyordur ! Yoksa çay içerken bazı köpeklere nasıl bilgiler veriyordun bir düşündün mü?!" dedim yüksek tonda." Ahh! " dedi ve ağaca yumruk attı. Gözlerim dolu dolu onun mavi gözlerine baktım.
" Düzgün konuş teğmen. Yoksa-","Yoksa ne Burak?" dedi Haydar abi beni arkasına çekerek. " Sen karışma Haydar.", " Hayır Burak karışırım. Burada kız çok haklı ve sen haksız yere bağırıyorsun. Gamze koğuşa git." dedi. Kafamı salladım. Koşarak bizim timin koğuşuna girdim. Yatağa oturup ağlamaya başladım. Çok sinirim bozulmuştu. Hemde çok. Telefonum çalınca çıkarıp meşgule attım. Yine çalınca alıp sinirle yere fırlattım" Çalma işte çalma!" Kapı açılma sesi gelince kafamı kaldırdım. Yine o gelmişti. Birden beni kaldırıp dudağıma yapıştı ve duvara yasladı. Şaşkınlıkla gözlerim kocaman açıldı. Birden ittirip tokat attım." Ne yapıyorsun sen? "," Ne mi yapıyorum? Görmedin mi? Öptüm işte?! "," Sana öp diyen mi oldu?" dedim. " Benden hoşlanıyorsun." dedi gözlerime bakarak. "Kim senden hoşlanıyor ya? Ben mi?" kafasını salladı. " Hadi ya, sana bir şey söyleyeyim mi? - biraz yaklaşıp- senden nefret ediyorum. Oldu mu? Ruh hastası psikopat yüzbaşı. " dedim ve dışarıya çıktım. Kolumdan tutup tekrar içeriye soktu ve kapıyı kilitledi. Sonrada cebine koydu....

İyi ageceler 🖤 Kısa bir bölüm oldu ama olsun. Beğenmeniz dileğimle. İyi geceler, iyi okumalar🇹🇷🖤🦅⚡

BORDO KALPLER Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin