8.BÖLÜM

1.8K 107 9
                                    

Bölüm şarkımız- Son Mektup
İyi okumalar....

Sedyeye almışlardı. Koşarak ameliyathane yazan yere girdiler. Duvara yaslanıp yere çöktüm. "Komutanım. İyi olacak o." dedi Barış yanıma çökerek. "Mücahit ve Barlas nasıl?" dedim birden ayağa kalkarak. "Onlar iyi komutanım. Sıyırmış sadece." dedi. Kafamı salladım. Karşıdan gelen Burak ile koşup sarıldım. Başımı göğsüne gömdüm. " Gamzem. Bir tanem. Bana bak." dedi yüzümü avuçlayıp. Gözlerimi sildi. "O iyi olacak tamam mı? Bırakmayacak seni. Söz verdi.", " Bırakmaz." dedim tekrarlayarak. "Evet bir tanem bırakmaz. Hadi şimdi toparla kendini." dedi saçlarımı geriye atarak. Kafamı salladım. "Kan lazım. A rh+" dedi içeriden gelen hemşire. "Benim. Benimki uygun." dedim. "Tamam buyurun lütfen." dedi yan odayı göstererek. İçeriye girdim. "Her hangi bir ilaç kullanıyor musunuz?", "Hayır.", "Yakın zamanda ameliyat oldunuz mu?", "Hayır.", " Kansızlığınız, D vitamini, B12 eksikliği var mı?", " Yok." dedim. "Tamam kolunuzu açın." dedi kolumu açıp kafamı geriye yasladım. "Bu arada yüzünüze bakalım mı? Kötü görünüyor.", "Hayır teşekkür ederim." dedim. Damaryolunu açınca elimi açtım. "Şimdi biraz dursun. Geleceğim 5 dakikaya." kafamı salladım. Telefonum çalmaya başlayınca cebime uzanıp aldım. Dadı arıyordu. "Efendim dadı.", "Hangi hastanedesiniz Gamze?", "Dadı sen ne zaman-", "Hangi hastanedesiniz Gamze!?", "....... Hastanesi." suratıma kapattı telefonu. İçeriye Burak ve Haydar abi girdi. Burak yanıma gelip oturdu. Saçlarımı okşadı. "Dadının ne zaman haberi oldu?"," Helikopterde aradık." dedi. Kafamı salladım. "Nerede benim oğlum! Mert! Gamze!?" kaşlarımı çatıp dışarıya baktım. Burak hemen kalkıp Dadının elinden tuttu. "Ayşe anne, Gamze içeride." dadı bana dönerek koştu. Yanıma gelip boynuma sarıldı ve ağlamaya başladı. "Yavrum benim.", "Dadı tamam. Lütfen. O iyi olacak." dedim gözlerimi silerek. " İyi olacak benim aslanım. Kınalı kuzum benim oyy." dedi. İçeriye hemşire girdi. Damaryolunu çıkardı. Ve soda ile kek uzattı. "Hayır, teşekkür ederim." dedim bantı yapıştırdım ve kolumu indirdim. "Kerem geldi mi?", "Dışarıda yavrum o." kalkıp merdivene yöneldim. Dışarı çıktığımda banka oturmuş ağlayan Kerem'i gördüm. Göz yaşlarım akarken yanına ilerledim. Beni görünce ayağa kalktı. Sarıldım. Sanki iki erkek arkadaş uzun zamandır görüşmemiş gibi sert bir biçimde sarıldık." Gamze. " dedi. Hıçkırarak. Bir süre öyle beraber ağladık. Ayrılıp elimle yüzünü avuçladım. "Tamam, tamam ağlama. Ağlama lütfen. Ben size kıyamıyorum lan. Gözünüzden tek damla yaş gelsin istemiyorum. Ağlama." dedim gözlerini silerek. "Sende ağlama o zaman. Bizde sana kıyamıyoruz." dedi gözlerimi silerek. Burukça güldüm. "İyi olacak değil mi Mert?","Olacak, olacak. Dipçik gibi hemde." dedim. Gülümsedi. Banka oturunca kafasını omzuma yasladı. Elini tuttum. Anlına uzanıp öptüm. "Siz benim iki kardeşim, abimsiniz. Yeri geldiğinde annem, babam oldunuz. En güzel günlerimi beraber geçirdik. En kötü günlerimi beraber atlattık. Şimdi birinizde birine bir şey olsa ölecek gibi hissediyorum. Mert orada. Ölüm döşeğinde. Nefesim kesiliyor Kerem. O olmazsa yapamaz gibi hissediyorum. Kötü düşünmek istemiyorum ama aklıma geliyor. Ya şehit olursak? Sen. Ben. O. Fark etmez hangimiz olduğu. Çekeceğimiz acı aynı. Biz kardeşiz çünkü. " dedim yanağını okşayarak. Gözlerimizden yaşlar dökülüyordu." Sen polissin. Biz askeriz. Tabiki şehit olmak isteriz ama. Olacaksak beraber olalım be. Birimizden biri yaşarsa yapamayız Kerem. Bu yüzden. Şimdi kalkıyorsun. Elini yüzünü yıkıyorsun. Mert'in bizden kurtulma şansı yok. Hadi git." dedim gülümseyerek. Kafasını salladı ve kalktı. O kalkınca ellerimle yüzümü kapatıp sessizce ağlamaya başladım. Kafamı kaldırdım gökyüzüne baktım. Yanımda hareketlenme olunca kafamı çevirdim. Burak gelmişti. Gözlerine baktım. Gözleri dolmuştu onunda. Beni kendine çekip kafamı göğsüne yasladı. " Gamzem. Güzelim. Mert çıktı ameliyattan." kafamı kaldırdım. Bir umutla baktım yüzüne. "Yoğun bakımda. Hayati riski hala devam ediyor ama sabaha kadar da uyanması bekleniyor." dedi. " Allahım çok şükür." dedim ve ayağa kalktım. Oda kalktı koluyla omzumda destek verdi. Yukarıya çıktık. Dadıya gidip sarıldım.

Sabah saat 6...

Gözlerimi açtım. Gözlerimi ovaladım. O sırada doktor geldi. " Mert bey uyandı. Gamze diye sayıklıyordu. Kim? " bir anda herkes kalkıo birbiriyle sarılmaya başladı." Benim. " dedim." Hazırlansınlar seni gir hadi yanına." dedi gülümseyerek. "Çok teşekkür ederim." dedim gülümseyerek. Dadıya tekrar sarıldım. "Dedim değil mi? Mert bizi bırakmaz." dedim. Kerem'e sarıldım. Herkesle sarıldıktan sonra hemşireyle bir yere girdik. Önlük maske ve eldiven taktıktan sonra içeriye girdim. Göz yaşlarım bu sefer mutluluktan akıyordu. " Kardeşim." dedim yanına ilerleyerek. "Gamzem." dedi ağzındaki buhar maskesini çıkararak. Yanındaki koltuğa oturdum. Elini tuttum. "Bırakmadın bizi.", "Bırakır mıyım, cadı? Daha yiğen seveceğim." dedi. Güldüm. Eliyle gözlerimi sildi. "Ağlama artık bak geçti.", "Çok korkuttun bizi.", "Dadı da mı geldi?","Herkes burada, Burak'ın annesi, Haydar abinin eşi, Kereemm." dedim gülerek. "O haylaz gitmedi mi?", "Yanına geldi." dedim. "5 dakikanız doldu." dedi içeriye giren hemşire. Kafamı salladım. " Çıkacaksın zaten buradan. Yormayayım seni daha fazla." dedim anlından öpüp dışarıya çıktım. Maskeyi çıkardım.

1 hafta sonra.....

" Mert iç şunu hadi. Uyuman lazım artık saat kaç oldu." dedim kaşığı uzatarak. "Ya çocuk muyum ben erkenden yatıcam?","Saat 1 Mert. İç şunu da hadi." dedim. İçince tepsiyi mutfağa götürüp bulaşıkları, bulaşık makinesine koydum. Ellerimi kuruladım. Mert'in yanına ilerledim. Üzerindeki örtüyü düzelttim. Yanağından öptüm. "İyi geceler.", "Sana da." dedi. Yatağa uzandım, yaklaşık 2 saat sonra telefon çalmaya başladı. Küfür edip açtım. "Efendim.", "Alo. Gamze misin sen?" Kadın sesi geliyordu. Telefona baktığımda Burak arıyordu. "Benim sen kimsin? Burak'ın telefonunun sende ne işi var?", "............. Adresine gel. Seni istiyor.", "Sende ne işi var onun?", "Ne bileyim ben be? Her adamın çetelerini mi tutucam?" telefonu kapattım. Dolabın karşısına geçip kıyafetleri aldım. "Nereye bu saatte?", "Burak, sarhoş sanırım alıp gelirim." dedim ve banyoya girdim. Üzerimi değiştirince telefonumu alıp çıktım. Dışarıda bir taksiyi durdurdum. Adresi söyledim. Çok sinirliydim. Kadının evinde ne arıyordu? Beni mi aldatıyordu yoksa? Sinirden düşünemiyordum bile. Gözlerim dolmaya başlamıştı." Abla geldik.", "Teşekkürler. Üstü kalsın." parayı uzattım ve indim. Kapıyı çalmaya başladım. Kapıyı açan kız "Ne basıyorsun bu kadar?", "Nerede?", "Yukarıda.", "Tamam çekil.", "Dur bence bu halde görme onu. Üzülürsün." dedi durdurup. Elimle duvara fırlattım kızı "Çekil dedim sana!" merdivenlerden yukarıya çıktım. Odaları gezmeye başladım. En sonunda onun olduğu odaya girdim. Üzeri çıplaktı. Uzanmış ve ötrü örtülmüştü. Yanına gidip masadaki suyu aldım. Ve suratına döktüm. "Noluyor lan!" diye kalktı. Ayıkmaya başlamıştı demek. Gayet düzgün konuşuyordu. "Gamze.", "Ya Gamze. Gerizekalı." dedim tokat atarak. " Ne oldu ya?", "Ne mi oldu? Gecenin köründe bir kadın arıyor. Sevgilin burada diyor. Geliyorum sevgilim olacak adi çıplak bir şekilde yatakta yatıyor. Açıkla o zaman. Ne bu halin?" çarşafı kaldırıp baktı. Gülümsedi. Birden ayağa kalktı. Arkamı döndüm. "Mal MISIN BURAK?" dedim. "Dön bir." dedi kolumdan tutup çevirerek. Altında pantolonu vardı. " Az buçuk hatırlıyorum. Kadın zorlamıştı . Ben istedim seni buraya çağırmasını. Gördüğün gibi bir şey olduğu yok." göğsüne vurup "Olsun. Niye geliyorsun kadınla.", "Ya abartma işte bir şey yok!", "Beni bir adamın yatağında böyle görsen?", "Gamze ne diyorsun sen!", "Yaa, nasılmış? Karşıma çıkma bir süre." dedim ve merdivenlerden aşağı indim. Kadın bana bakıyordu. " Seni dava edeceğim. Darp ettin beni.", "Seni şuracıkta kelepçelesem müebbet yersin. Kes sesini." dedim ve dışarıya çıktım. "Gamze. Kızım dursana ya." peşimden koşarak geldi. Kolumdan tuttu ve kendine çekti. "Kızım benim gözüm senden başkasını görmüyor benim. Saçmalama!", " Ne işin var o zaman bu kadınla.", "Ya ne bileyim ben? Hatırlamıyorum.", "Hatırlamıyorsun?" güldüm. "Gamze lütfen. Tamam." dedi. "Benden başkasıyla içmek yok sana. Anladın mı? Benden başka kadına baktığını görmeyeceğim. Tamam mı?", "Gel buraya gel." dedi sarılıp. " Çok kızgınım sana yüzbaşı." dedim kollarını ittirerek, "Yapma böyle Gamze.", "Ne yapma Gamze ne?! Lan seni başkasının yatağında buldum."," Tamam da bir şey mi yaptım ben?", "Yapmış olman önemli mi?!", "Önemi tabi. Yapmadığım halde, yargısız infaz?!" dedi. "Burak tamam , ara verelim biraz ha?" dedim arkamı dönüp ilerlemeye başladım. Kolumdan tutup durdurdu. "Ne ara vermesi Gamze?", "Bildiğin ara vermek işte. Burak gerçekten çok sinirliyim, şuan ağzını yüzünü dağıtabilirim o derece.", " Gel dağıt rahatla ama böyle yapma.", "Sen hiç anlamamışsın beni Burak. Hemde hiç." dedim ve yolda geçen taksiyi durdurup bindim......

Selamlar 👋🏻 Yeni bölümü beğenirsiniz umarım. İyi geceler, iyi okumalar🇹🇷🖤⚡💮

BORDO KALPLER Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin