10.BÖLÜM

1.6K 95 7
                                    

İyi okumalar...

"Ne bağırıyorsun ya? Yok bir şey. Ne yapabilir ki?" dedim elimi yanağıma koyup. " Bak Gamze, dün eve sabaha karşı geldin. Gece boyunca ağladın . Uyumuyordum. Duydum yani. Ne oldu?", "Tamam anlatayım,çok merak ediyorsan . Burak dün başkasının evindeydi. Hemen de bir sürtüğün yatağında. Bir şey yapmamışlar ama ben ara vermek istedim." gözlerini kocaman açtı "Ne alaka? Adam bir şey yapmamış işte.", " Ya neden gidiyor o zaman? Ben yetemedim mi? Söyleseydi giderdim ben onunla içmeye. Benimle sarhoş olsaydı. Benim kollarıma düşseydi. Elin karısının yatağında ne işi var?" dedim ve önüme döndüm. Gözlerimi sildim. "Gel buraya cadı. Gel." dedi koluyla kendine çekerek. " Benim prensesim büyüdünde aşk acısı mı çekiyor?" dedi gülerek. İstemsizce güldüm. "Komutanım." dedi ayağa kalkarak. "Otur Mert, otur." Dedi Burak karşımıza oturarak. "Ben sizi yalnız bırakayım komutanım. İyi geceler cadı." dedi ve gitti. Elime çubuk aldım. "Dediklerini duydum Gamze." dedi sessizliği bozarak. "Siz hep birilerini mi dinlersiniz komutanım?" dedim gözlerimi kısarak. "Sevdiğim kadını dinledim, ne olmuş?" dedi. Güldüm. " Gamze, gerçekten bir şey olmadı. İçki kullanmıyorsundur diye seni çağırmamıştım. Sarhoş olmam bende aslında. Ama gerçekten hatırlamıyorum. Tek hatırladığım şey o kadınla bir şey yapmadığım." dedi yanıma gelip elimi tuttu." 5 sene sonra seni bulmuşum, kaybedemem Gamze. " dedi gözlerime bakarak. Sessiz kalmaya devam ettim. Bir anda dudağıma yapıştı. Ellerimi göğsüne koyup itmeye çalıştım ama nafile. Bıraktığında" Burak, ne yapıyorsun?","Başlarım da tribine, yeter. Gel buraya." dedi ve kendine çekip sarıldı. Dayanamayıp kollarımı boynuna doladım. Kafamı boynuna gömdüm. "Ha işte, şöyle olalım hep." dedi gülerek. Geri çekildim "Bir daha, bensiz içmeye gidersen senin gözlerini oyarım Burak. Anladın mı?" dedim koluna vurup. Kolunu tuttu ve güldü "Tamam sultanım, sen ne dersen o." dedi. "Nöbet sırası bendeydi sen niye geldin?","Uyandırmaya kıyamadım." dedim kafamı çevirip. Tek koluyla kendine çekti "İyi ki o gün görmüşüm ve aşık olmuşum sana." dedi. Gülümsedim. Öksürük sesi gelince birden geri çekildim ve ayağa kalktım. "Nabıyonuz la?" dedi Haydar abi komik şivesiyle. "Oturuyoruz Haydar. Ne yapak yani?" dedi Burak. Karşımıza oturdu. "Aman iyi olunda, ne yaparsanız yapın babalar." dedi çubukla ateşi karıştırarak. "Burak bu var ya, baya çökmüş eğitimlerde. Okulun ilk günü böyle değildi. " dedi beni göstererek Haydar abi. Elimle kendimi gösterdim. "Ben mi? Ama sen nereden biliyorsun okula ilk geldiğim günü?" dedim kaşlarımı çatarak. " Gamze, Haydar, ben ve Murat. Seni önceden tanıyoruz. Ben teğmen olduğumda Murat'tan alıyordum haberlerini. Üst devren." dedi gelen Murat'ı göstererek. "Vay anasını ya. Benim hiçbir şeyden haberim yok." dedim Murat'a dönüp. "Aşk olsun komutanım. O kadar yayım balığı gibi dolaşmışsınız. Bari yanıma gelseydiniz de tanışsaydık." dedim gülerek. Murat kafasını kaldırıp baktı. "Yayım balığı mı?" dedi. Burak ve Haydar abi gülmeye başlamıştı. "Komutanım bu kız olmamış. Tch. Vallahi." dedi elini sallayarak. "Olamamışım evet. Yoksa yetimhane de ne işim var?" dedim ateşe bakarak. "Gamze, şey ben öyle demek istemedim. Yanlış anlamadın değil mi?", "Ne zamandan beridir doğrular yanlış anlaşıldı ki komutanım." dedim ve ayağa kalktım. "İyi geceler. Ben biraz daha dinleneyim." dedim ve Mert'i olduğu yere ilerledim. Onların hemen karşı tarafıydı. Çömeldim ve matımı serdim "Mert. Mert.", "HI?", "Kay." dedim. Bir kolunu açıp yana kaydı. Çantamı ve silahımı kenara bırakıp bereyi çıkardım. Yanına uzanıp koluna uzandım. Kolunu kapatıp kendine yaklaştırdı. " Sence ailem be sevmediği için mi bıraktı?", "Olur mu öyle şey güzelim? Sanmam. Sen çok güzel, çok cesur bir kızsın. Senin gibi kızım olsun, dünyalar benim olsun." dedi gülümseyerek. Gülümsedim. "Hadi inşallah." dedim. "Gamze." sesin geldiği yöne döndüm. Murat bekliyordu. "Efendim komutanım.", "Ben öyle demek istemedim ya. İçim rahat etmez vallahi." dedi ellerini göğsüne koyarak. "Vallahi komutanım, içiniz rahat olsun." dedim gülerek. Telefonum çalmaya başladı. Alıp çıktım. "Efendim dadıcım.", "Hemen dadıcım olduk. Hayırdır?", "Ne diyeyim dadı?","Tamam tamam dur bak ne diyeceğim.", "Ne diyeceksin dadı?" gülmeye başladı. "Dadı ne oluyor iyi misin?", "Kerem'i evlendiriyoruz!", "NE?!" bizimkiler hemen koşarak yanıma geldi. Gülmeye başladım bende. "Ne oldu Gamze?" diye sordu Mert. "Ahahaha dur ayh, Ahahaha" telefonu uzattım. "Nasıl evleniyor? Şaka yapıyor bu kadın." dedi. "Kerem evleniyormuş." dedim bizimkilere dönerek. "Kerem?" Tabi tanımıyorlar Burak hariç kimse. "Yetimhaneden arkadaşım." dedim gülmemi bastırarak. Mert hoparlörü açtı. "Ne zaman, nerede dadı?", "4 gün sonra. Kız Trabzon'luymuş. Benimde liseden en yakın arkadaşım vardı Mine DENİZ. Onları buldum. - Burak ile göz göze geldik- Telefonla görüştük. Mine oğlu ve kızı ile gelicekmiş. ", "Mine mi?", "Kız belki kısmetin açılır. O çocukla olur ne dersin ha?", "Yuh dadı! Yuh!" hoparlörü kapatıp elime aldım telefonu. "Dadı görevdeyiz. Yanımızda arkadaşlarımız var. Ne diyorsun sen?", "Ay kızım ne olacak Allah aşkına." dedi ve suratıma kapattı. Arkamı döndüğümde hepsi gülmemek için kendini zor tutuyordu. "Dadınız bilmiyor herhalde o çocuğun çoktan sizi kaptığını komutanım." dedi Furkan gülerek. "Hıığğ" dedim ve ateşin yanına oturdum. "Komutanım. Acıktım ben ya." dedim Haydar abiye dönerek. "Bende acıktım ama ilk söyleyen olmak istemedim." dedi gülerek. "Konserveler neredeydi?", "Çantadaydı komutanım.", "Hangi çanta?", "Yeşil uzun ince." dedi Barlas. "Aha orda. Getireyim." dedi ve kalktı Alperen abi.

__________

"Ee babalar hadi, anılarımızı anlatalım." dedi Haydar abi. "Haydar şimdi karıştırma ortalığı." dedi. Urak gülerek. "Ne o bir şey mi saklıyorsun Gamze'den yoksa?" dedi Haydar abi kaşlarını çatmış olan beni göstererek. "Ne alakası var canım." dedi silahına dönerek. "Komutanım ben başlıyorum o zaman." dedi Mert. Kafalarını salladılar. "Şimdi komutanım, son ayımızdayız Gamze ile. Taarruz dersi. Komutan bir şeyler anlatıyor. Bu dinliyor, bende bununla uğraşıyorum." dedi kaşığıyla yemekten alıp yiyerek. "Sonra dedim ki mezun olmadan son kez kavga edelim. Bu sus falan derken komutan duydu. Gamze de dediki ' Komutanım bu arkadaş benle kavga etmek istiyormuş.' . Komutan da son anlattığım şeyi anlatın ve çıkın ne haliniz varsa görün dedi." kısaca güldü ve devam etti. " Bu bana gıcık oldu ya, çatır çatır söyledi komutanın anlattıklarını, tabi komutan şok, çıktık. "," Dayak yedim deme babalar. "," Yedi komutanım. Burnu benim eserim. " dedim kırık kemiği olan burnunu göstererek." Komutanım çıktık bu artist kollarını katladı. Aldı gardını. Gel gel yapıyor. Ben buna yumruk attım. İlkini yedi ikincisinden kaçtı ve zıplayarak bana diz attı. Yere uzandım ben burnumu tutarak. Üzerimde kalkıp yanıma uzandı. Birde havada tut burnunu diyor. " dedi Kafama vurarak. Burak gülerek baktı bana." İşte Laz kızı. " dedi." Dişi kurt zaten mükemmel dövüşüyor. Yani bana göre. "," Komutanım il şampiyonlukları var. 9 sene boyunca profesyonel olarak yaptı. " dedi Mert." Hey maşallah. " dedi Barış...

___________

3 gün sonra

"Kalk hadi Gamze. Gideceğiz." Mert beni sarsıyordu. "Ulan daha yeni geldim görevden." dedim yastığa kafamı gömerek. "Kapıda sevgilin bekliyor. Açayım da bu halini görsün." dedi ve kapıyı açtı. "Banane, o beni her halimle sever." dedim yastığa daha çok sarılarak. "Güzelim hadi kalk artık.", "Ya Kerem'i bensiz veremezler mi? Hiç bir güç beni buradan kaldıramaz." dedim ve arkamı döndüm. "DİKKAT!" Burak birden bağırınca ayağa kalkıp hazır ola geçtim. Ama onlar gülmeye başladım. "Demek ki Albay Murat gücü seni kaldırabiliyormuş." Dedi Mert...



Selamlar herkese. Uzun zamandır yoktum. Umarım beğenirsiniz. İyi geceler, iyi okumalar....🇹🇷🦅🖤

BORDO KALPLER Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin