@BaharPerisii sana itfahen canım 🤗🤗
Keyifli Okumalar..
Umduğum ne varsa teker teker parçalandı...Öyle ki benliğimi ateşler içinde bırakarak kavurdu kader...Gülüşlerimin solduğu bu vakitler mehtap da gözlerinin zemherisini aradım durdum...
🌹🌹
Eski yıkılışlar ve yeni dikilecek hayatlar.Göz göze geldiğim birkaç kişi sanki beni tanıyorcasına başını olumsuzca sallayıp metruk binalara deviriyorlar gözlerini.Sessizce değilde savaşa giden bir hangâmenin içinde sanıyorum kendimi.Öyle gürültülü...
İş makineleriyle dolmuş taşmış karşı cadde de yıkım talimatı verilen harabe binalar teker teker yıkılıyor.Birçok insan etrafa toplanıp bu devleri andıran konutları dalgın dalgın seyre dalıyorlar.İçimdeki istemsiz aç çığlığa baskı yapsamda susturamamıştım.
Yetimhanenin görevlilerinden biri olan Sunay ablaya doğru sesimi yükselttim:
"Abla vallahi ben gidiyorum.Yok bu gürültü de imkanı yok duvarı boyamam."
"Aman kızım Müdire Hanıma ne diyeceğiz?"
"Müdirem beni anlar Sunay abla.Sana da kızmaz,güven bana."
Üstüne çıktığım merdivenden aşağı Sunay ablanın yardımıyla inerken elimi üzerime sürmeyi de ihmal etmemiştim.Beni gören hala '7' yaşında ki yaramaz bir kız çocuğu olarak algılasada ruhumun derinliklerinde sakladığım çocukluk aşkımı umursamamı ve hayatı yaşamamı söyleyip utanmamamı sağlıyordu.
Dünkü anne kız ağlamamızdan sonra ben her ne kadar odaya erken gönderilip erken yattım süsüde versem her gece olduğu gibi içimdeki acılar gün yüzüne çıkmış ve gözyaşı döker bugününde bittiğini ve yitirildiğimi kavramanın etkisinde sabaha kapadım gözlerimi.Bu gürültü ve baş ağrılarımda bitik bedenimi tetikliyordu.
Sarı bisikletimin ön ve arka sepetine malzemelerimi yerleştirip yavaş hareketle üzerine oturdum.Arkadan vuran baş ağrısı dün gece daha çok yakmıştı canımı fakat alışmıştım bu ağrılara.Kafamın içinde taşıdığım o küçük ama yıkımları büyük olan illete ad bile takmıştım; pala diyerek.
Çoğu zamanımı dışarda,iki ay sonra bizim mahalle ile diğer mahallenin arasında belediyemiz tarafından yapılacak futbol turnuvamızdan dolayı maça çıkacak çocuklarla takılıyor günümü öyle bitiriyordum.Genellikle yalnız kaldığımda delilere yakışır bir yapıyla Pala dediğim tümörle konuşur,beni çok yorduğunu ona şikayet ederdim.
Bu lakabı ilk emar çıktılarında aniden benzettiğim bıyıktan ötürü takmıştım.O aralar şimdi ki kadar negatif değil yeneceğime dair kendime söz verenlerdendim.Ama ne idik ne olduk,demeye kalmış bizler her şeyi bir parça etten kemikten gördüğümüz insanlardan bekleyerek,umut ederek hata yapmıştık...
Yollara düştüğümden birkaç dakika sonra yanımda beliren Miçoyla kaşlarımı çattım.Yine kaçmıştı anlaşılan.
"Miço?"
"Mucize?"
"Yine kaçtın değil mi antremandan?"
"Yok be abla.Vallahi bu sefer kaptan bıraktı."
"Fırat bir gününü boşa harcamaz,hele ki iki ayınız kalmışken?"
"Valla Mucize ister inan ister inanma Fırat izin verdi...Hem biz ergenleri bi salın ya valla."
Onun tarafında ki elimi kafasına hafif çarpıp bu hallerine gülerek cevap verdim:
"Fırat çok mu büyük?Yaşıtsınız işte '15-16' ki takımdaki çocukların hepsi öyle...Bak benim Berkay'ım da öyle olacak.Oy kocam oy."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Elvedam Var {TAMAMLANDI}
RomansaKötü kaderi ta doğumundan vurmuştu genç kızı, bilemedi.Kendisini harap eden hastalığa artık boyun eğme vakti olduğunu anladı... Amansız bir hastalıkta son günlerini yaşayan Mucize lakabıyla dolaşan Mavi Özbey'in acı dolu günlerinde ki psikolojisine...