7.Bölüm

174 27 131
                                    

Keyifli Okumalar💙💙

Bir vazgeçiş değildi yenilgi.Bir mutsuzluk değildi ağlayış.Bilememekti en çok yüreği.En çok yanan körpe bedeni.Bilememekti...Bu bir savaştı; yaşam ve ölüm arasında kalan hayal kırıklığıydı.Sessiz bir ürperiş,acınası bir ahval...Sadece yok oluştu...

🌹🌹

Dünün verdiği yaranın bugüne daha bir acıyarak kabuklaşması kadar rahatsız edici bir şey yok gibiydi.Tamamen kapanmak yerine kabulaşarak yavaş bir döngü içinde kaybolması her ne kadar müthiş bir olay dahi olsa yinede bir yerlere çarpınca acısını yaşamak kadar korkunçtu bu durum.Işte hayatın yüzünün gösterdiği bir yaşı yoktu.İster ufacık bir çocuk ister kocamış bir insan fark ettiği nerede görülmüş ki?

Kafamın içini kemiren soru ve nedenlerle dalgın dalgın bahçıvan elbisemle apartmanın merdivenlerinde oturuyordum.İlkbaharın o nefis taze toprak kokusu yok muydu,her bahar alıp götürürdü beni başka alemlere.Benliğimi unuttururdu bu koku ve az da olsa ürkeklik bahşederdi bedenime.

Yoldan gelip geçenlere tebessümle bakar,baş selamı verip 'günaydın'ları teker teker her ağızdan toplardım.Pencereden hal hatır soran Münire Teyzeyede kısa bir sohbetle iyiliğimi demiş,onun sıhhatini sormuştum.Aldığım o karşılık öyle bir dokundu ki yine bana kırık bir tebessüm kaldı.Pek huysuz bir teyzeydi,dili sivriydi eh haliylede 'Deli kız benim halimi geçte kendi haline üzül be kızım.Baban gelmiş doğru mudur?' demesi normaldi.

Uzaklara daldığım o vakit gözüm her seferinden farklı bir yere dayatmıştı kendini.Kliniğin tam önüne bakıp bakıp derin bir iç çekiyordum,daha gelmemişti kapalı kapıdan anlıyordum.Annemle kahvaltıdan sonra benim Psikolog Tarık Emre'ye gitme vaktimin geldiğini söyleyip kovar gibi peşlemişti.Hiç itiraz etmedim,edemedim verdiğim sözden ötürü.Biz anne-kız o adam hiç gelmemiş gibi kaldığımız yerden devam ettik.Böylede olmalıydı ya...

Aval aval baktığım kapıdan benim dikkatimi dağıtan tek bir zil sesi olurken çınlayan kulağımıda tutmam bir olmuştu.Sesi bastırmak için ağzımı açıp duyduğum zilin tarafına dönüş aldım.Çapkın bakışları,azgın tavırları ve hele hiç taviz veremediği ergen halleriyle tam karşımda yarım ağız gülen Miço'dan başkası değildi.Bisikletinde hali hazırda hala oturuyor,ziline basıp duruyordu.

"Ne yapıyorsun sen Miço?"

"Hiiiççç...Birileri psikoloğa çok kötü düşmüşte onu uyandırıyorum ve üstelik aşk olsun Berkay yetmezmiş gibi 2. kumamı getiriyorsun üstüme?"

"Nee?"

"Tarık abi bu öğleden önce olmaz diyorum.Diğer yakada biraz işi varmış."

"Yaa.Ee bizim bu terapi de böylelikle iptal ol-"

"Rüyanda görürsün.Bilerek beni buraya gönderdi Tarık abi,haber vereyim diye."

"Telefon diye bir şey icat edildi bilmem biliyor musun Miço?"

"He yaa bak nasıl aklımıza gelmedi bu.Ya abla sana göz kulak olucam ben abi gelene kadar."

"Ne?Anlamadım!Neyin gözü kulağıymış bu ki açık adresim belli kaçtığım yok ya?"

Bu anlamsız korumanın nedenini merak etmeye başladığım vakit ağzımdan aniden çıkmış her bir kelimenin üstüne basarak dile getirmiştim.Dün sabah ki seanstan kaçmadım ve daha ilk seansımızdı bu adam nereden anlamıştı kaçma ihtimalimi?

"Yetimhanenin duvarlarını boyayacakmışsın şu saçma sapan animasyon karakterlerini işte.Sana yardım etcekmişim."

"Sen?"

Bir Elvedam Var {TAMAMLANDI}Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin