Çaresizler

26 6 0
                                    



Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Kapı kilidinden gelen metalik tıkırdamayla açıldığında Bay Turnip ayak uçlarında dönerek tabancasını çekti. Diğer elinde belinden aldığı ledli el fenerini tutuyordu. Merdivenler karanlık ve sessizdi sonuncu olarak içeri giren Steve ardından kapıyı kapatmadan hemen önce yağmur büyük damlalarla serpiştirmeye başladı.

Karanlığın içinde parlak çubuklar gibi dolanan el lambalarının ışıkları büyük depo alanını aydınlatmaya yetmiyordu. Doktor onlardan uzun listeler halinde pek çok şey istemiş, bu yüzden Beatrice gruba ayrılmayı önermişti. Beatrice'in ardından yürüyen James, "Bence hepsi deli," diye fısıldadı. Beatrice elindeki kağıt parçasına bakarak ufak bir koliyi rafından çekti ve James'e verdi. James kutuyu alırken ellerini Beatrice'in elleri üzerinden geçirip gülümsedi. Genç kadın ürperse de aldırmıyormuş gibi görünmeyi başararak, "Kim deli?" diye sordu.

"Adalılar tabii ki."

"Neden?"

"Hepsi silahla doğmuş resmen," dedi James.

Beatrice iç çekerek, "Bunu deli oldukları için değil, zorunda oldukları için yapıyorlar James," diye homurdandı. James'e milyonlarca cümleyle durumu, olayları ve sonuçlarını anlatabilirdi ama yakışıklı adam o kadar sığ bir ruha sahipti ki anlasa bile aldırmayabilirdi. Beatrice, James hakkında bu düşündüklerini ne zamandan beri düşündüğünü merak ederken buldu kendini. Ne zamandır James'in kişiliğini bu kadar iyi biliyordu. Genç kadın dezenfektanları alıp arkasına döndüğünde James'le burun buruna gelmişti. James yüzündeki çekici gülümseyişiyle, "Seni asla aralarına kabul etmezler. Sen bizden birisin," dedi fısıldarcasına. Sarf ettiği her kelimede dudakları Beatrice'in dudaklarına yaklaşıyordu. Genç kadın James'in yaklaşmasına engel bile olamadan, "Ben kabul edilmek için yapmıyorum. Affedilmek için yapıyorum," diye mırıldadı. Sol taraftaki ufak aralıktan kaçmayı denesi ama James oraya elini koyarak küçük avının kendisinden kurtulmasını önledi. Sonra diğer kolunu Beatrice'in beline doladı ve onu kendine çekerek, "Affedilecek bir hata yapmadın," dedi kendisi de mırıldanarak. "Ben de seni bu yüzden seni istiyorum," derken artık dudakları arasında sadece bir kaç milimetre kalmıştı. Beatrice, James'in kollarındayken başının döndüğünü kalbinin hızlandığını fark etti ve aniden deponun içinde üç el ateş edildi. Silah sesi çıplak duvarlarda yankılanırken iki gençte yerlerinde sıçramıştı.

Aşağıdan gelen bağırışlar silah sesleri gibi duvarlarda yankılanıyor kimin ne dediği anlaşılmıyordu. Beatrice karanlık rafların arasında Richard'ı gördü. Kendilerinden bir sonraki raf koridorunda, diğer uçtaydı. Aşağıda neler olduğunu öğrenmek için hemen ilerisinde bulunan balkon tırabzanına ilerleyen adamın kendilerini takip ettiğini düşündü. James elinden tuttu ve onu da yanında götürerek balkona ilerledi. Richard'a bakmadan, "Neler oluyor?" diye sordu. Richard başını sallayarak, "Steve vurulmuş Bay Howard," diye homurdandı. Aşağıdaki açıklıkta Danny ve Steve görünüyordu. Danny anlayamadıkları bir şeyler mırıldanıp Steve'nin yaralarını kapatmaya çalışıyordu. Steve yerde yatarken kolları ve bacakları kontrolsüzce titriyor, beton zemine kanı yavaşça yayılıyordu.

Kristal Gül SerisiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin