girizgah

159 17 8
                                    

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.



Girizgah

Bulundukları adanın en yüksek yerinde duruyorlardı. Gökyüzü kalın gri bulutlarla, okyanus buzlarla kaplıydı. Uzakta, ufuk hizasında anakara, hemen gerilerinde diğer adalar, petrol kuleleri ve kalın buz tabakasının kaldırdığı, bulundurduğu yere sapladığı transatlantikler görünüyordu. Uzun kaşe parkalı ve geniş gölgelikli şapkası olan adam kalın atkısının ardından tek gözüyle yaklaşan genç adamı izledi. ​Uzun yüzü geçmişten kalma derin yara izleriyle kaplıydı. Sol gözünün üzerinde siyah, deri bir göz bandı bulunuyordu. ​

Hemen yanında okyanus manzarasına karşı yerleştirilmiş bir bank ve donmuş bir ağaç duruyordu. Şişman genç adam kalın montuna rağm​en​ donmak üzereymiş gibi görünüyordu. Kırçıllı yünden yapılmış ve ucunda büyük bir ponpon olan beresini kaşlarına kadar indirmişti. Yanakları kızarmış olan geniş yüzü atkısının arından endişeli bir şekilde asılmıştı. ​Nefesinin çıktığı yerde buz parçacıkları oluşmuştu. ​

Kendisinden uzun adama parmaksız eldivenli tokalaşmak için uzatarak. "Benimle buluşmayı kabul ettiğiniz için teşekkür ederim," dedi soluk soluğa. Uzun boylu adam uzatılan ele ters ters baktı. Genç adam, uzun boylu yaşlı adamın sağ kolunun olmadığını o zaman fark edip utanarak elini çekti.

Tek gözlü adam, "Bana ulaşmak için çok zahmete girmişsin, neden?'

Genç adam parmaksız eldivenlerinin içine hohlayarak, "Bana bütün hikayeyi sizin anlatabileceğinizi söylediler," dedi biraz daha ısınabilmek için yerinde sıçrarcasına hareket ederek.

Tek gözlü adam onu baştan aşağı süzerek, "Bütün hikayeyi anlatmak zor. Ayrıca yazmak da cesaret ister. Bunu yapabilecek misin?" diye sordu. Aslında cevabı biliyordu ve bu yüzden onla görüşmeyi kabul etmişti. Genç adam üç adanın en çok okunan gazetecisiydi. Bu güne kadar pek çok zorlu sınavdan geçmişti. Bu sınavlar onu işte tam bu noktaya, tek gözlü adamın karşısına getirmişti.

Genç adam samimi bir tebessümle, "Bu güne kadar hiç bir hikayeden kaçmadım," dedi. Sesinde ne gurur, ne de kibir vardı. Bu fark eden tek gözlü adam anladığını ifade etmek için başını belli belirsiz sallayarak bakışlarını şehre çevirdi. Bir zamanlar üniversite olan binaya bakarak, "O zaman sanım en iyisi en baştan başlamak​," diye homurdandı. ​

Kristal Gül SerisiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin