Sarı | Texting

36

Erva Lydia Çetin

Sınıfa giren Caner'i gördüğümde sırıttım. Su'ya dönüp kulağına eğildim.

"Şimdi ben yine Emre diye konuşacağım sakın pot kırma." dediğimde kafasını salladı.

"Kanka Emre'ye ne oldu?" diyerek benim başlatmama fırsat vermediğinde güldüm. Bazen işe yarıyordun, Su.

"Belli bir şey yok ama hoşuma gidiyor." dediğimde çenesini avucuna yaslayıp öne doğru eğilmişti. Bunu yapmasıyla bakış açıma direkt Caner girdiğinde ağır hareketlerle çantasını karıştırdığını gördüm. Bizi dinliyordu.

"Yakışırsınız he." dediğinde bunu Alperen için dediğine yemin edebilirdim. Caner hâlâ bize dönmediği için rahatlıkla gözlerimi devirdim.

"Bilmiyorum, yakışıklı biri zaten."

"Sen de güzelsin." dediğinde kıkırdamaya çalıştım. Ama saçma sapan bir ses çıktığını Su'yun bakışlarından anlamıştım. Kanal 7'de oynayabilirdim bence.

"Bugün gelmemiş okula, yarın ilk teneffüs gideceğim." dediğimde Caner sınıf kapısına yönelmişti. Bize bakmamaya özen göstererek sınıftan çıktığında arkama yaslandım.

"Bu da ne sinsi çıktı." diyerek homurdandığımda Su güldü.

"Neden birbirinizi sevmiyorsunuz?" dediğinde omuz silktim.

"Benim onunla bir sıkıntım yok. Senenin başında sınıf başkanlığı için sadece o çıkmıştı tahtaya. Tek olmaz diye hoca da beni kaldırmıştı. Orada ben başkan seçilince bu bana kilitlendi. O gün bugündür bana sataşıyor ben de karşılık veriyorum."

"Ne?" diyerek güldüğünde ben de dayanamadım.

"Biliyorum çok saçma." dediğimde kafasıyla onayladı. Bir süre sonra sınıfa Caner ve fedaileri geldiğinde göz ucuyla onlara baktım. Her zamankinin aksine üçü de sessizdi.

"Şş Sarı Lale." diyen sesle Caner'e döndüğümde sırıttığını gördüm. Kaşlarımı çatarken kafamı salladım.

"Hiç, naber diyecektim sadece." diyerek omuz silktiğinde kaşlarım daha da çatıldı. Alperen'e baktığımda göz göze geldik. Gülmemek için kendimi zor tutarken tekrar Caner'e döndüm.

"Yanımda oturan Su'yu görmüyor musun?"

"Ne alaka?" dediğinde dudak büzüp omuzlarımı kaldırıp indirdim.

"Genelde onunla aynı ortama girdiğinde gözün ondan başkasına bakmıyor da." dediğimde sırıttım. Caner diyecek bir şey bulamayıp gevelerken sırasından kalkıp yanımıza gelmişti.

"Su sen bunun dediklerine inanma. Utanmasa götünden sallayacak." dediğinde elimi kalbimin üstüne koydum.

"Ne yani yalancı mı oldum şimdi? Kalbim kırıldı." derken dudaklarımı mutsuzmuşum gibi asmaya çalışıyordum.

"Yüzün gözün yamuldu, amına koyayım." diyen sese döndüğümde Emre'yi gördüm. İster istemez güldüğümde Alperenle ikisi arkamızdaki sıraya oturmuşlardı.

"Oyunculuk için Kanal 7'yi düşünüyorum zaten yükseklerde gözüm yok." derken Emre'ye bakıyordum. Ama yanında oturan Alperen'in de mimiklerini anlayabiliyordum. Gülüyordu.

"Seni orada bile kabul etmezler." diyen sesle tekrar önüme döndüğümde Caner'in sırama oturduğunu gördüm. Su'yun olduğu taraftaydı.

"Sen yine sinsi sinsi yaklaşıyorsun Su'ya farkında mısın?"

"Sikeceğim ama." diyerek kaşlarını çattığında benim de kaşlarım çatıldı.

"Dikkat et ben sikmeyeyim seni."

Benim bir şey dememe fırsat vermeden Alperen konuştuğunda Su ile göz göze geldik. Bakışlarından 'Nasıl da koruyor seni?' demek istediğini anlıyordum ama ortam konuşmasına izin vermiyordu.

"Kızlarla düzgün konuş." diyerek devam eden Alperenle dudaklarımı birbirine bastırdım. Güzel çevirmişti.

"Ucundan arkadaşına benzesen adam olacaksın ama işte." dediğimde sandalyemde yan döndüm. Sırtımı arkamdaki duvara yaslarken hepsi bakış açımdaydı.

"Bu mu adam?" diyerek sırıtan Caner kafasıyla Alperen'i gösteriyordu. Alperense kaşlarını çatarak ona bakıyordu.

"Adam tabii, hası hası." derken alaylı sesi baskındı. Kaşlarımı kaldırarak karşımdaki gruba bakarken üçlünün arasında bir şey olduğu anlamıştım.