~8.Bölüm~
Kafamı dinleyeceğim derken oldukça kötü bir gün geçirmiştim.
İnsanları anlamıyordum.
Anlamak istemiyordum.
Tolga olmasaydı eğer her şey çok kötü olabilirdi.
Şu an bile kendimi berbat hissediyordum.
Ya Tolga gelmeseydi?
Ben yaşayacaklarımın psikolojisinden nasıl çıkabilirdim?
Nasıl az da olsa devam edebildiğim hayatıma tekrardan devam edebilirdim?
Nasıl yaşayabilirdim?
Bedenim titremeye devam ederken taksiden indik.
Yürümeye bile dermanım yoktu.
Kendimi çok kötü hissediyordum.
"Seni bu halde yalnız bırakamam Toprak." Tolga dairemin önünde öylece beklerken titreyen ellerimle çantamdan anahtarımı çıkardım.
Kapıyı açtım ve eve doğru elimi uzattım. "Geç."
Tolga hiç itiraz etmeden içeriye girdi. Ben koltuğa geçtiğimde karşımdaki koltuğa oturdu ve öylece bana baktı.
"Film açayım mı? Kafan dağılır." dediğinde başımı salladım ve ayağa kalktım.
"Sen filmi aç, ben geliyorum." diye mırıldandım.
Tolga beni onayladığında odama girdim ve üzerimdeki kıyafetlerimden hızla kurtuldum.
Gözlerim yine yaşarırken elbiseyi buruşturup yere attım.
Bir daha o elbiseyi giyebileceğimi düşünmüyordum.
Dolabımı açtım ve içerisinden siyah kazağımla, siyah pantolonumu çıkardım.
Üzerime onları geçirip saçlarımı da açtığımda kendimi daha iyi hissetmeye başlamıştım.
Daha sonra banyoya girdim ve yüzümü temizledim.
Berbat görünüyordum...
Yüzümün rengi solmuştu.
"Toprak, geliyor musun?"
Yüzümü bir kez daha yıkadım ve içeriye geçtim. Tolga kanepede beni bekliyordu.
"Daha iyi misin?" dediğinde başımı salladım ve yanına oturdum.
"Bir anda üzerime geldi. İttim olmadı." diye mırıldandım.
"Ne yapacağımı bilemedim. Daha sonraysa arabaya soktu." Dudağımı ısırdım.
"Nefesi üzerimde gezinmeye başladı. Ba..bacaklarımda... Daha sonrasını hatırlamıyorum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Demirden Kalpler
Teen Fiction🔗Genç Kurgu & Polisiye🔗 Daha çok kısa süredir yeni evinde oturan Toprak, bir gün en sevdiği ve manevi değeri yüksek olan kolyesini evinde bulamadığı için aşağıdaki sığınağa yerleştirdiği kutuların içine bakmak amacıyla sığınağa iner. Sığınağa ind...