[Riri- rude boy]
•
Duyulan tek şey Jaehyun'un derince aldığı nefes sesleriydi. Yine rüyasında Jeno'yu görmüştü.
Yataktan kendini zar zor attı ve doğruca banyoya doğru koştu. Suyu açtı ve soğuk kısma çevirdi musluğu. Suyu yüzüne çarpıyordu. Rüyanın veya kabusun etkisinden kurtulmak istiyordu.
Birkaç dakikayı tuvalette geçirdi. Aynada kendine bakıyordu.
Göz altları çökmüştü. Yanaklarında çukurluk oluşmuştu. Dudakları morarmıştı. Ellerindeki yaraları hiç saymıyordu bile.
Tüm düzeni yıktı, kendine düzen yarattı. Yarattığı düzen, en boktan halini aldı...
Tuvaletten çıkınca tekrar odasına döndü. Telefon rehberinde J.J'in numarasını buldu.
"Biliyorum seni Çin'deyken rahatsız etmemen gerekiyordu ama. Ama sanırım yine panik atağım tuttu."
"İlaçlarını aldın mı?" Telefonun diğer ucundan geliyordu ses.
"İlaçlar işe yaramıyor."
"Çin'den hemen geri dönemem. Bu gece kendin idare et. Ya da-" J.J'in konuşmasını yarıda bıraktı Jaehyun.
"Hayır, Lucas'ı aramak istemiyorum. Dedikleri sadece kafamı karıştırıyor."
"O zaman neden Taeyong'a mesaj atmıyorsun?" J.j'in sesi soru sorarcasına değil de bir şeyler ima edercesine çıkıyordu.
"Jaehyun, biliyoruz ki onu çok uzun zamandır takip ediyorsun. Ona alıştın. Bana bile alışmamışken ona alıştın. Taeyong notları bize sesli bir biçimde okudu. Belli oluyorlar."
"Aklımı bulandırasın diye aramadım seni." Jaehyun sinirlenip aramayı sonlandırdı.
Aklında J.j'in söyledikleri vardı. Eğer Jaehyun, kendi duygularının katili olmasaydı Taeyong'u sevebilirdi.
Sonuçta her ne kadar Taeyong sert gibi gözükse de hâlâ mavi pamuk şeker yemeyi çok seviyordu. Lunaparka gitmek en sevdiği şeylerdendi. Her sabah filtre kahve içerken yanında iki tane çikolata yerdi. Jaehyun bunu bildiği için filtre kahvesinin yanına iki tane çikolata koyardı. Normalde filtre kahvenin yanında kurabiye verirlerdi ama Taeyong o kurabiyeyi yemezdi.
Ayrıca Taeyong çiçek desenini çok severdi. Bunu kendisi bile fark etmezken Jaehyun fark etmişti. Genelde çiçekli küpesini takardı. Aynı zamanda anahtarlığında da çiçek deseni vardı.
Yağmurdan sonra ortaya çıkan toprak kokusuna bayılırdı Taeyong. Her yağmur sonrası evinin bahçesine çıkar, uzun ve derin nefeslerle çekerdi havayı içine.
Taeyong bunları severdi.
Jaehyun ise fark etmeden Taeyong'u severdi.
Her sabah kafeye giderdi. Normalde kafenin çalışma prensibi bir gün sabah gelinirse diğer gün öğlen gelinirdi. Ancak Jaehyun, Taeyong'a çikolata verebilmek için her gün sabahları başlardı mesaiye.
Jaehyun fark etmese de bunları Taeyong için yapıyordu.
Çünkü Jaehyun katil ruhuyla, polis birine aşık olmuştu...
•
"... Bu işte bir gariplik var. Min Sun'un hastalarının bilgileri hepsi dosya halinde aynı zamanda bilgisayarda da yüklü bilgiler. Ama 3 sene öncesine ait girilen 2 ameliyatın bilgisine ulaşılmıyor. O saattlerde hastanede ameliyat yapıyor olarak kayıtlarda ancak hasta bilgisi yok." Şef Eun Woo elindeki dosyaları masanın üstüne bıraktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Triggerman † Jaeyong
Fanfiction"Gözlerindeki kırgınlığı gördüm. Herkese yorgunluk desen de biliyorum, içinde bir yerlerde çocuk ölmüş, genç yaşında. Sense onu istemeyerek gömmüşsün. Gözyaşlarınla sulamışsın toprağını. " °Jaeyong° ©mndln0