[Stray Kids - God's Menu]
•
[Flashback]
"... Seni seviyorum Jaemin. Bu zayıf kalbim için çok fazla sana hissettiğim duygularım. Ama asla seni sevmekten vazgeçemem. Bana bir şey demek zorunda değilsin. Sadece seni sevdiğimi bilsen yeter." Jeno, Jaemin'e bakamıyor, kendi eliyle oynuyordu.
Jaemin ise tek eliyle Jeno'nun yere bakan kafasını kaldırdı. Önce hafifçe gülümsedi. Daha sonra dudaklarıyla, Jeno'nun dudaklarını süsledi.
Jeno ise Jaemin'den cesaret almış, Jaemin'in parmaklarıyla elini sarmıştı.
Belki de yan yana olmak en güzel halleriydi...
"Keşke sana gökyüzündeki tüm yıldızları hediye edebilsem." Jeno, derin sesiyle Jaemin'in kulağına fısıldamıştı.
Jaemin ise titremişti. Hayır, soğuktan değil, Jeno'ya hissettiklerinden...
...
Saat 12'yi geçiyordu. Nomin, ellerini birbirine sımsıkı kenetlemiş, sahil kıyısında oturuyorlardı.
"Ailem eşcinsel olduğumu öğrendi. Beni yatılı okula vereceklerini söylüyorlar. " Sarı saçlı Jaemin, saçlarına rüzgar vururken etrafa yaydığı krem kokusuyla beraber tamamladı cümlesini.
Jeno, Jaemin'in dediği şeyle beraber kenetli olan ellerini ayırdı ve Jaemin'i kolunun altına aldı. Şu an Jaemin'in sırtı Jeno'nun göğsündeydi.
"Jaehyun ile konuşayım. O halleder. Yani. Halleder çünkü o-" Jeno kelimeleri bir araya getiremiyordu. Ağabeyi bu zamana kadar her şeyi halletmişti. Şimdi de halledebilirdi. En azından öyle umuyordu.
"Şh, anladım daha fazla konuşmana gerek yok. Ama eğer gidersem yatılı okula, orda seni unutmam. Gerekirse hafızamı silsinler yine de unutmam. Jaehyun hyung yardımcı olsun. Söz başka bir şey istemem. Sadece beraber olalım istiyorum Jeno. Bu bencillik mi?"
"Yapılan her şey bencilliktir Jaemin. Sadece akışına bırak. Herkes bencillik yaptığı için bencillik kavramını özelliştirme gereği duymuşlar. Ve güzelim, bizimki mutlu olmayı hak etme durumu, bencillik değil. Eğer bu bencillikse, Tanrı için birer günahkarız. Ama senle olacaksam, her sıfata razıyım." Jeno; sarı, ipeksi saçlara öpücük kondurdu. Jaemin ise saçlarında hissettiği öpücükle gülümsedi. Jeno'nun göğsünden doğrulup Jeno'ya bir öpücük bahşetti.
"Abimle konuşurum. Sen merak etme..."
•
"Jeno saçmalama. Bunun için kendini borçlu hissetmemelisin. Bana bak, gözlerime. Eğer gözlerimde bir ışıltı varsa, hepsi senin sayende. Siktiğimin okulu, ikinizin aşkına engel olamaz." Jaehyun, kardeşini karşısına almış konuşuyordu. Sesi kendinden oldukça emin çıkıyordu.
Kardeşi için dünyayı yakabilirdi. Hem de bunu ateş olmadan da yapabilirdi.
"Bana okulun bilgilerini ver ben halledeceğim. Sana söz veriyorum. Kardeş sözü." Jaehyun serçe parmağını kardeşinin serçe parmağına doladı.
Jeno da tekrar etti.
"Kardeş sözü."
•
"...evet Müdür Bey. Na Jaemin."
"Üzgünüm ama onun velisi değilsiniz yani çocuk bizimle kalacak."
"Sanırım anlamıyorsun, anlayabileceğin dilden konuşayım. Bu çocuğu kendi öz ailesi istemedi ve buraya gönderdi. Bense onun öz ailesi olmadığım halde onu burdan kurtarmak istiyorum. Çocuğu buraya bırakmak yerine hapishaneye yatırmak bile daha mantıklı. Ha eğer anlamak istemezsiniz. Bu size yardımcı olur." Jaehyun cebinden bir tomar para çıkarttı.
Paraları gören müdürün gözleri ışıldadı ve bir çocuğun niye bu kadar değerli olabileceğini düşündü. Yine de fazla sorgulamadan verdiği parayı aldı ve işlemleri başlattı.
•
"Jaehyun, sana borçluyum hyung. Yani-" Sarışın Nana'mızın sözünü kesen Jaehyun'du.
"Tamam anladım borçlusun vesaire. Borcunu Jeno ile mutlu olarak kapatabilirsin hadi ben kafeye gittim bay bay." Jaehyun iki kardeşine de sarıldı.
Ancak Jeno, ağabeyi kapıdan çıkmadan önce onu durdurdu.
"Kafeye sadece para kazanmak için değil de birini görmek için de gidiyorsun, değil mi?"
Jaehyun, kardeşinin dediği şeyle duraksadı. Evet, haklıydı. Her sabah kafeye düzenli olarak gelen birisi vardı. Ve ilgilisini çekmişti.
"Velet sen kendi işlerine bak. Ders notlarını kötü getirme döverim seni." Jaehyun konuyu değiştirmek için ortaya bir cümle atmıştı.
"Abi bu güne kadar derslerimi hiç umursamadın." Jeno yine haklıydı. Jaehyun biliyordu çünkü, kardeşi elinden gelenin en iyisini yapıyordu. O yüzden dersleri için fazla endişelenmiyordu.
"Tam-mam. Belki birazcık birisi ilgili çekmiş olabilir. Ama zaten Dodoyla uzun zamandır orda çalışıyordum. Değişen bir şey olmadı."
"Adını falan biliyor musun?" Diye sordu Jaemin.
"Taeyong. Lee Taeyong. Her sabah filtre kahve içiyor. Yanında verilen kurabiyeler yerine iki parça çikolata yemeyi tercih ediyor. Ve-" bu sefer sözü kesen taraf Jeno'ydu.
"Demek o yüzden evde sürekli filtre kahve yapıyorsun. Lan piç bize niye her sabah zift içirir gibi acı kahve içiriyordun?"
"Keserim senin dilini adamakıllı konuş daha dünkü velede bak. Git süt iç boyun uzar belki." Jaehyun da Jeno gibi yükselmişti. Ancak ikisi de gerçekten kızgın değillerdi.
"Of ben gidiyom' bu ne ya?" Jeno mızırdanarak koridordan geçip salona gitti. Jaemin de hyungunu kapıdan geçirdi ve sevgilisinin yanına gitti.
•
❝Sen yine de bir parça benimdin, ben bütün ruhumla senin...❞
(Çalıkuşu, Reşat Nuri Güntekin)
•
Hâlâ jaeyong birleşemedi onun yerine nomin oldu JDODMCOSÖDPEÖ
neyse hâlâ zaman gerekiyor jaeyong için. Pat diye damdan düşer gibi sevgili olamazlar izin vermiyorum ncodmcpdmf
Neyse
Sizi seviyorum
He bu arada günleriniz nası geçiyor
Ben oturuyom sadece pek bi vasfım yok
Geçen gün ok boomer tayfayla buluştuk - yyoonoh ve the_jeno -
Oturduk çekirdek kola yaptık ve yyoonoh benim için ıslak kek falan da yapmış dedim uwu oluyorum
Sonra işte dedikodu yapt-madık. Olan olayları konuştuk sonra oturduğumux yere köpek geldi falan eve girdik öyle işte
Siz de anlatın nasıl geçiyor günleriniz
Sıkıldığınızda mesaj atabilirsiniz burdna veya instadan ( @mndln0 insta adresim)
Çok öpüyorum
Bbbbbbb 💛💛
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Triggerman † Jaeyong
Fanfic"Gözlerindeki kırgınlığı gördüm. Herkese yorgunluk desen de biliyorum, içinde bir yerlerde çocuk ölmüş, genç yaşında. Sense onu istemeyerek gömmüşsün. Gözyaşlarınla sulamışsın toprağını. " °Jaeyong° ©mndln0