[Chase Atlantic - Devilish]
•
Karanlık caddede yürürken bir yandan da elindeki çiçeği kokluyordu.
Gece henüz Jaehyun için yeni başlıyordu.
Yürüdüğü köprünün sonuna yaklaşırken polis sirenlere duyulmaya başladı.Ardından kırmızı-mavi ışıklar belirdi. Jaehyun ise yürümeye devam ediyordu.
Adeta polisleri arayan kendisi değilmiş gibiydi.Köprünün sonuna vardığında karşısına 2 tane yok çıktı. Sağ ve sol.
Jaehyun ise kardeşinin mezarını ziyaret edeceği için solu seçti.
Bir sürü polis gelmişti. Hayır, bu sefer Jaehyun hiçbir şey yapmamıştı. Hatta bir soygunu durdurmuştu. Tabii hırsızları durdurmak için biraz kaba kuvvet kullanmıştı ancak bugün kimseyi öldürmemişti.
Çünkü kardeşine saygı duyuyordu.
İlaçlarını uzun zamandır almadığı için halüsinasyonlar görüyordu. Çoğu zaman 17 yaşındaki Jeno'yu görüyordu.
“Abi, bundan sonra beni gündüzleri ziyaret et. Geceleri sokaklar senin için bile tehlikeli olabilir.”
Kesinlikle kafasındaki sesler susmuyordu.
“Jeno, beni düşünmekten vazgeç. Sen öldün. Kafamın içindesin sadece. Ama orası senin için tehlikeli. Çok fazla kötü düşünce var. Lütfen, git...”
“Maalesef o kötü düşünceleri gördüm bile. Neden bir insanı yıllarca takip edersin ki? Sonra hiçbir şey yokmuş gibi nasıl karşısına çıkıyorsun? Neyse sus sus dinleyemem. Fazla zamanım yok. Jaemin nasıl? Nana'm iyi mi? Ona iyi bakıyor musun abicim?”
"Fazla zamanım yok da ne demek?”
“Nana'm çok güzel polis olmuş. Bazen üniforma giyiyor ve kesinlikle içinde mükemmel duruyor. Hâlâ beni unutmamış.”
Jaehyun kafasındakiyle konuşurken bağırdı:
“Fazla zamanım yok da ne demek?”
“Abi bağırma. Sen konuşmasan bile ben seni duyabiliyorum çünkü bilirsin ya, kafanın içindeyim. Ve şu demek. Sen hâlâ mezarıma doğru yürüdüğünü sanıyorsun ama polis araçlarının yakınında bayılmış durumdasın. Birkaç dakika sonra polisler bulur seni. Korkacak bir şey yok. Senin suçlu olduğunu bilmiyorlar. Hoş, bilseler de bir şey yapacaklarını sanmıyorum. Sonuçta kaderinizi yeniden yazacak kişi siz ve seçimleriniz. Neyse bir polis geliyor ben gittim. Yakında gelirim seni seviyorum abicim.”
"Bayım, bayım iyi misiniz? Hey Josh! Burda baygın bir adam var." üniformalı görev arkadaşına bağırıyordu bir yandan da yerde yatanın nabzını ölçüyordu.
•
Jaehyun yavaşça gözlerini araladı. Gördüğü beyazlık ve hissettiği soğuk ona çok tanıdık gelmişti.
Hastane odasındaydı...
"Uyanmanıza sevindim Bay Jung. Ben doktor Wonho. Birkaç saat önce yerde baygın yatarken bulundunuz. Şimdi serum var serumunuz bitince birkaç belgeye imza atıp ayrılabilirsiniz. Bu arada kendinizi fazla yormayın çünkü baygınlığınızın sebebi kaygı bozukluğuna bağlı sinirsel bir şey. Birkaç ilaç yazdım, belgeler için danışmaya gidince verilecektir size. Sağlıklı günler dilerim." Doktor, beyaz önlüğüyle beraber yanlarından ayrıldı.
"Jaehyun hyung, nasıl hissediyorsun?"diye sordu Jaemin.
"Yine onu gördüm. Seni sordu." Jaehyun'un sesi hiç olmadığı kadar yorgun çıkıyordu. Jaemin'e döndüğünde ise gözlerindeki kırgınlığı gördü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Triggerman † Jaeyong
Fanfiction"Gözlerindeki kırgınlığı gördüm. Herkese yorgunluk desen de biliyorum, içinde bir yerlerde çocuk ölmüş, genç yaşında. Sense onu istemeyerek gömmüşsün. Gözyaşlarınla sulamışsın toprağını. " °Jaeyong° ©mndln0