~Bölüm 17~ (Sessiz haykırışlar)

213 83 39
                                    

Öylece yürümeye başladım. Nereye gittiğimi bilmeden yürüdüm sadece. Dakikalarla, saatlarle yürüdüm. Hayata kafa tuttum kendi çapımda. Arada telefonum çalıyordu. Okan arıyordu. Ama açamıyordum. Her çalışında ruhumdan bir parça kopuyordu.

Uzun-uzun yürüdüm hayallere. Ne pis sokaklardan geçtim. Tanımadığım, hayatlarını bilmediğim insanlarla karşılaştım. Zaman-zaman laf atanlar oldu. Ama yürüdüm işte.

Emin adımlarla değil, yorgun adımlarla yürüyordum. Mutluluğa değil, hüzne yürüdüm. Aydınlığa değil, karanlığa yürüdüm. Güneşe değil, aya yürüdüm.

Yürüdüm işte. Çaresizce saatlerle yürüdüm.

Farkında mısın ne çok kullandım yürüdüm kelimesini. Çünkü sadece yürüdüm. Bomboş yürüdüm. İsteyerek değil, farkında olmadan yürüdüm.

Çiçeklerin yanından geçtim. Ne kadar güzel kokuyorlardı. Tıpkı o gün olduğu gibi. Annemin beni parkta terk edip gittiği an gibi.

Biliyor musun, çiçeklere nefret ederim. Annem öğretti bunu bana. Küçükken odamda pilastik çiçekler olurdu. Annemin parfümlerini sıkar, güzel kokmalarını sağlardım.

Annem giderken şöyle söylemişti: "O çiçekler solunca, ben sana geri dönücem."

Saatlerle, aylarla, yıllarla bekledim. Solmadı. Bir tanesi bile solmadı ve ben daha 4 yaşında beklemeyi öğrendim. Bununlada kalmadı, bide alışkanlık oldu beklemek.

6 yaşımda farkına vardım. Geri dönmeyecekti. Sarılıp "Kızım." demeyecekti.

İşte benim hayatım 6 yaşında başladı. Şimdiye kadar çok arkadaşlarım oldu. Benimle hep sahip olduklarım için takıldılar. Durumumuz iyiydi. Ama keşke parayla aile sevgiside kazana bilseydim.

Şimdi aklımda annem, hayallerimde babam, kalbimde Okan, yanımda hiç kimse. Ne acı verici değil mi?

İnsan yanında hep kötü gün dostu ister. Gölge bile güneşte peşimize takılırken, kötü gün dostu aramak mantıklımıydı? Biz insanlar çok mu adaletliyiz?

Yağmur buluttan yağarken, neden şiirler hep yağmura yazıldı? Neden güneş cayır-cayır yakarken, iyiliğin sembolü oldu? Neden gece dedikte akla kötülük geldi? Neden yıldızlar kayarken dilek tutmak yerine, "Galaktikadan bir yıldız daha eksildi." demedi kimse?

Ne çok soru var değil mi kafaya takıcak?

Ama umursamadık. Bu gün birinin kalbini çubuk kraker gibi kırdık. Et gibi doğradık. Mangal yapar gibi ateşe attık. Hiç düşünmedik oysa ki, ya biz olsaydık...

Gökkuşağının altından geçmeye çalışan masum çocuklardık hepimiz. Oysa öğretmediler bize gökkuşağının yağmura aşık olduğunu.

Evden çıkarken "Aman kızım. Etrafa bakma. Namusunu koru." dedik hep kızlarımıza. Ama kimse demedi "Oğlum sokakta gördüğün kıza laf atma. Seninde kardeşin var." diye.

İşte bu yüzden yarım kalmış hayaller, verilemeyen sevgiler kaldı bize.

Bu yola çıkarken çok umutluydum be. Sonra ne mi oldu?

Umutlarım sizlere ömür...

Böyle bıktık hayattan. Genç yaşta öğrendik neymiş ölüm, neymiş intihar.

Neymiş kendine hayallerde bile yer bulamamak...

Ama yaşadık be. Sonuna kadar yaşadık. İyi kötü demeden, gelişine yaşadık.

Söylemiştim sana azizim, bu yol çok kötü. Bak ne kadar yürüdüm. Ne çok soru takıldı kafama.

Belkide kafanı şişirdim bilmiyorum. Ama bunlar daha sessiz haykırışlar.

Bu yolda birliktemiyiz hala?..

______________________________________
Yazarken gerçekten çok üzüldüm:(
Umarım beğenirsiniz. Yorumlarda buluşalım. Kendinize iyi bakın❤️🌹
Sizleri seviyorum🌟❤️

Yıldızların Altında (TAMAMLANDI!) (KİTAP OLDU!)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin