~Bölüm 20~ (3 santim)

184 69 29
                                    

Ben bağırırken Emre ambulansı arıyordu. Deniz ne olduğunu anlamamış gibi etrafa bakıyor, olayları anlamaya çalışıyordu.

15 dakika sonra ambulans ve polisler kapının önündeydi. Okan sedyeye koyulurken elini hiç bırakmadım. Doktor "En yakını kimse o binsin ambulansa." derken Denizin "Ben." diye ortaya atılması beni şoke etmişti. Okanın bana ihtiyacı vardı. Yinede ses etmeye dahi gücüm kalmadığı için hiç birşey söyleyemedim.

Emre "Hadi gel, arabayla takip edelim." dedi. Ona nefretle bakarken, şuan başka çaremin olmadığının farkındaydım.

Daha fazla beklemedim ve arabaya bindim. Arkamdan geldi ve arabaya oturdu.

"Hepsi senin yüzünden Allahın cezası. Allah senin cezanı versin!"

"Kızım ben ne yaptım? Deniz ateş etti."

Aniden duraksadım. Deniz kardeşine bilerek bunu yapmazdı ki.

"Nasıl oldu pislik anlat. Nasıl vuruldu Okan?"

Cevap vermedi. Sadece gözü yoldaydı. Ara-ara gözlerinden düşen damlaları fark ediyordum. Ama bunlar Okanı iyileştirmeyecekti.

Hastaneye vardığımızda doktorların daha fazla telaşlı olduğunu gördüm. "Acil sedye." diye bağırdıklarındaysa durumun kötüleşdiğini anladım.

"Noluyor? Okan." diye bağırdım ve Okanın elini tutdum. Sıcacıktı eli. Hatırladım da, ilk mesajımız öyleydi. Şimdi de ilk el-ele tutuşmamız böyle oldu. Biz bunları haketmemiştik.

Okan acil ameliyata alındıktan sonra ameliyathanenin önünde geçen saatler bana bir ömür gibi geldi.

"Al Hazal. Su iç biraz."

Denizin bu lafı beni çıldırdı. İstemsizce yakasına yapıştım.

"Söz vermiştin Deniz. Söz vermiştin."

Ağlıyordum. Aldığım nefes yetmiyordu. Ağlayarak yere çöktüm. Denizde benimle çökerken, Emrenin bize bakışlarını farkettim.

Deniz hemşireyi çağırmıştı. Hemşire beni odaya götürmeye çalışsada, Okanı yalnız bırakamazdım. Ama zorla yaptığı sakinleştirici ile, Okan diye sayıklayarken uykuya daldım.

3 saat sonra...
Gözümü başka odada, kolumda serumla açtım. Aklıma ilk gelen Okandı. Yeniden ağlamaya başladım ve kolumdaki serumu çıkarıp Okanı aramaya çıktım. Ameliyathanenin karşısında kimseyi bulamayınca doktora sordum.

Okan ameliyattan çıkmıştı. Fakat yoğun bakımdaydı. Hemen bir üst kata, yoğun bakıma koştum.

Kolidorun başındayken birden durdum. Kolidorun başında morg, sonunda yoğun bakım vardı.

Yoğun bakıma doğru, aklımda 1000 tane soruyla koştum. İçerden çıkan doktoru durdurdum ve Okanın durumunu sordum.

"Okan beyin şuan ki durumu stabil. Ölüm tehlikesini atlatmış değil. Kurşun 3 santimle kalpden sıyrılmış."

"Peki Deniz ve Emre nerede?"

"Polis onları ifade için götürdü. Birazdan sizide götürürler."

Doktorun söylediği gibi polisler beni almaya gelmişti. Ama benim Okanı bırakmak gibi bir niyetim yoktu.

Denizin anlatımıyla:
"Olay tam olarak nasıl gerçekleşti?"

"Hazal kaçırılmıştı. Okan onu bulmam için Emrenin evine gitmişti. Tahmin ettiği gibi Hazal Emrenin evindeydi. Beni Hazal, Okanın telefonundan aradı. Eve girdiğimde boğuşmaya başladılar. S-sonra.."

Durdum. Hatırladıkça deliriyordum.

"Evet, sonra?"

Kelimeler boğazımda düğümlendi. Zor konuşuyordum.

"Sonra Emre silah çekti. Bir gün ödeşeceğimizi söylemiştim dedi. Bende elinden silahı almak isterken.."

Polis elindeki dosyaya bişeyler karaladı ve "Anladım. Şimdilik gözaltına alıcaz." dedi. Diğer polis beni kolumdan tutup nezarethaneye götürürken, kolidorda Emreyle yüz-yüze geldik.

Hazalın anlatımıyla:
"İfadenizi almamız gerekiyor hanımefendi."

"Burda alsanız olur mu?"

Polis benimle snlaştıktan sonra sorular sormaya başladı. Gelen sorulara hızlı-hızlı cevap verip, Okanı görmek için doktordan izin aldım. Sadece 5 dakika izin verdi.

İçeri girdim. Onu öule görmeye hiç alışkın değildim.

"Sevgilim, bak ben geldim. Ben burdayım. Hadi sevgilim, aç gözlerini. Dön bana. Lütfen sevgilim. Ben hiç sevmem ki böyle ortamları. Kalp atışlarını makineden dinlemek zorums gidiyor Okan. Uyan hadi. Lütfen."

Hemşirenin uyarmasıyla dışarı çıkma vaktinin geldiğini anladım.

"Şimdi çıkıyorum ama burdayım. Hep burda olucam. Seni seviyorum."

Son kez yanağından öpüp çıktım. O sırada Emre ve Deniz gözaltına alınmıştı.

Ben şuan onları düşünemezdim. Tek düşündüğüm Okandı.

Yoğun bakım önünde beklerken, kolidorun başında Okanın annesini, babasını ve Figeni gördüm. Koşarak yanıma geldiler.

Annesi yanına gelip "Ne yaptınız oğluma?" diye bağırmaya başladı. Babası doktor ararken, kulaklarımda Figenin camın önünde, "Uyan sevgilim ben geldim." Demesi yankılandı.

Annesinden kurtulup Figene doğru yürüdüm ve onu iterek "Ne sevgilisi!" diye şaşkınlıkla sordum. Bilmediğin bişeyler oluyor gibiydi.

______________________________________
Helloğğğğ benim canım okurlarım, yıldızlarım🌟❤️ Naber nasılsınız? Bir bölüm daha sizlerle. Figeni öldürmek isteyenler vardır elbet. Bu arada kapak fotoğrafımız değişti. Yenisini yaptım. Sizce nasıl olmuş? Sizi seviyorumm🌟 Yorum ve vote atmayı unutmayınn😍❤️🌟

Yıldızların Altında (TAMAMLANDI!) (KİTAP OLDU!)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin