~Bölüm 26~ ( 1 yıl sonra..)

241 61 18
                                    

Böyle sessiz, ama huzuruz geçiyordu günlerimiz. Emre ve Denizin mahkemesi olmuştu. Emre 6 yıl, Deniz 6 yıl, Figense 8 yıl hapse mahkum edilmişti. Okanın durumu aynıydı. Komadaydı ve her gün ölüme daha yakın olduğunu söylüyordu doktorlar. Yani anlayacağınız, umudumuz tükeniyordu.

Son 1 yıl içerisinde çok fazla şey olmuştu. Babamla olan tüm iletişimimi kesmiştim. Annem yine ortalıkta yoktu. Toplasan zaten 6-7 kere görmüştüm kadını.

Ama o vardı...

Kardeşim...

Daha doğrusu üvey kardeşim. Benden 2 yaş küçüktü. Ona asla kardeşim gibi bakmıyordum. Sadece telefonumda numarası kayıtlıydı o kadar. Ama hayatımdanda çıkaramıyordum. Sonuçta onun bir suçu yoktu.

Babamla iletişimimi kestiğim için evdede kalmıyordum. Okan'ın Almanyada yaşayan kardeşi Elay Türkiyeye gelmişti. Bende Elayda kalıyordum.

Bu sabah yine Elay'ın evinde gözümü açtım. Yine bitkin bir haldeydim. Okan'ın komaya girdiği günden kendime dikkat etmiyordum. Saçlarım fazla uzamış, kilo vermiştim. Yüzümdeki yorgunluk anlaşılır haldeydi. Ama en önemlisi ruhum yorulmuştu.

Aynada bitmiş kendime bakarken, kapının çalmasıyla kendime geldim.

"Uyandın mı kuşum? Hadi gel kahvaltı hazır."

Pijamalarımdan kurtuldum ve kahvaltıya indim. Son 1 yılda doğru dürüst kahvaltı yaptığımı bile hatırlamıyorum. Okan orda serumla hayatta tutulurken, benim boğazımdan bişey geçmiyordu. Fakat Elay'ın zorlamasıyla ağzıma bişeyler atıyordum.

"Yine sessizsin kuşum."

"Nedeni ne sence?"

Elay fazla pozitif biriydi. Ama bu gün onunda morali bozuktu. Elimdeki çatalı tabağa bıraktım ve ellerimi masada birleştirdim. Zar zor ağzına peynir koymaya çalışan Elay'a dikkatlice baktım. Bakışlarımdan rahatsız olmuş olucak ki, hemen çatalını tabağına bıraktı ve gözlerimin içine baktı.

"Evet Elay, dinliyorum. Neden moralin yok?"

Peynirini bitirdi ve konuşmaya başladı. Gözleri dolmuştu.

"Kuşum biliyor musun, yarın doğum günüm benim."

Üzgündü. Çünkü doğum gününde abisi komadaydı. İstemsizce gözlerim doldu. Fakat ona çaktırmamaya çalıştım.

"Elay, Okan hiss eder emin ol. Üzme kendini. Birazdan onun yanına gidicem. Gelmek ister misin? diye sordum. Olumlu bir yanıt alınca kahvaltıma devam ettim.

Kahvaltı yaptık ve masayı topladık. Elay bulaşıkları bulaşık makinesine doldururken, ben üzerimi değiştirmek için odama çıktım.

Yaklaşık yarım saat sonra ikimizde hazırdık. Anahtarları aldık ve evden çıktık.

Hastaneye ulaştığımızda, Elay'ın ne kadar tedirgin olduğunu fark ettim. Destek olmak için kolundan tuttum ve hastane kapısından içeri geçtik.

Okan ikinci katta yatıyordu. Fakat biz nerdivenle çıkamayacak kadar bitkindik. Bu yüzden asansörle çıkmayı tercih ettik.

Yoğun bakımın önüne geldiğimizde, Okan'ın odada olmadığını gördük. Aynı anda bir-birimize baktıktan sonra, doktor bulmak için katta koşuşturmaya başladık.

Son anda merdiven başındaki doktora çarpmamla, onu bulduğumu anladım. Nefes-nefese Okan'ın nerde olduğunu sorduğumdaysa aldığım cevap, "Gözlerini açtı." oldu.

______________________________________
Bana hep gökyüzü diyen binlerce yıldızlarımmmmmmmm. Hellooooğğğğ geri döndüm✌️ Kafamı güzelce toparladım ve döndüm. Şimdi yeniden başlıyoruz. Zaten bitiremezdim çünkü son yıldız kül olmadı daha..

Hala benimle misiniz?...

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: May 28, 2021 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Yıldızların Altında (TAMAMLANDI!) (KİTAP OLDU!)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin